Sedef Taşının Özellikleri Nedir? Sedef Taşının Özellikleri Nelerdir? Sedef Taşı Rengi
Sedef, bir canavardır ki eti yumurta akına benzer. Balık gibi tohum döküp çok yavru hasıl olur. Şöyle ki Güneş, Burc-ı Hamele gelib,yağmur vakti ola, deryanın yüzüne çıkarlar, ağızların açıb, yağmurlarınkatresini yutub, deryanın dibine inerler. Ta ki Güneş Cevza Burcu’na nakl etdik dederyanın yüzüne çıkıb, yüzlerini Güneş’edönerler. Gün döndükçe onlar dahi beraber dönerler ve Gün battıkça yine deryanın dibine inerler. Güneş Seretan Burcu’na nakl ettikde,karınıarında inci hasıl olur.
Sedef, sıcak denizlerin akıntılı sularında tuz, kireç ve fosfordan oluşan kalker bir maddedir. beyaz, arusek, çöp, taş sedef olmak üzere çeşitlenir. beyaz sedef, çift kabuklu ve daha düzdür. hakim renk beyaz olsa da; ışığa göre açık mavi, pembe, yeşil, sarı tonlar taşıyabilir. arusek sedef; tek kabuklu ve açık pembe, mavi, yeşil tonlarındadır. çöp sedef koyu renkli, daha çok meneviş ve desen taşır. taş sedef ise, beyaz sedefin daha az parlak olanına denir. sedefin genel olarak bulunduğu yerler özellikle zarif incilerin toplandığı bölgelerdir. avustralya’nın kuzeyi ve doğusu, tahiti, gambier adaları, meksika’nın büyük okyanus kıyıları ve madakaskar’da bol miktarda bulunur.
sedef’in aslı, bilindiği gibi deniz yumuşakçalarının kabuklarıdır. uzun ömrün sembolü sayabileceğimiz bu kabuklar, milyonlarca yıllık fosiller halinde karalarda da görülür. sıcak denizlerin yetiştirdiği çok iri yumuşakçaların kabukları, zengin sedef kaynaklarıdır. hammaddesinin sıcak denizlerden sağlanması dolayısıyla sedefkârlığın doğu’da başladığı tahmin edilmektedir. sümer mezarlarında rastlanan ilk sedef işçiliği örnekleri de bu iddiayı güçlendirmektedir. çin, hindistan, siyam gibi uzak doğu’nun “sanatı ve sanatkârı bol” ülkelerinde doğan sedefkârlık, orta asya türkleriyle beraber anadolu’ya gelmiştir. çabuk kırılabilen “nazlı” bir malzeme oluşu ve genellikle ahşap üzerine uygulanması nedeniyle, çok eski sedef işçiliği örneklerine ne yazık ki yeterince sahip değiliz. ancak gerek marko polo ve gerekse türklerle ilişkisi olan bazı bizans elçilerinin hatıralarından, “. . .türklerin sedef veya sedefle bezenmiş çeşitli eşya yapımında” usta olduklarını öğreniyoruz. osmanlı devrinde ilk sedef süsleme işlerine, edirne’deki ikinci bayezid camii kapı kanatlarında rastlamaktayız.
Sedef Taşının Özellikleri Nedir? Sedef Taşının Özellikleri Nelerdir? Sedef Taşı Rengi
Sedef, bir canavardır ki eti yumurta akına benzer. Balık gibi tohum döküp çok yavru hasıl olur. Şöyle ki Güneş, Burc-ı Hamele gelib,yağmur vakti ola, deryanın yüzüne çıkarlar, ağızların açıb, yağmurlarınkatresini yutub, deryanın dibine inerler. Ta ki Güneş Cevza Burcu’na nakl etdik dederyanın yüzüne çıkıb, yüzlerini Güneş’edönerler. Gün döndükçe onlar dahi beraber dönerler ve Gün battıkça yine deryanın dibine inerler. Güneş Seretan Burcu’na nakl ettikde,karınıarında inci hasıl olur.
Sedef, sıcak denizlerin akıntılı sularında tuz, kireç ve fosfordan oluşan kalker bir maddedir. beyaz, arusek, çöp, taş sedef olmak üzere çeşitlenir. beyaz sedef, çift kabuklu ve daha düzdür. hakim renk beyaz olsa da; ışığa göre açık mavi, pembe, yeşil, sarı tonlar taşıyabilir. arusek sedef; tek kabuklu ve açık pembe, mavi, yeşil tonlarındadır. çöp sedef koyu renkli, daha çok meneviş ve desen taşır. taş sedef ise, beyaz sedefin daha az parlak olanına denir. sedefin genel olarak bulunduğu yerler özellikle zarif incilerin toplandığı bölgelerdir. avustralya’nın kuzeyi ve doğusu, tahiti, gambier adaları, meksika’nın büyük okyanus kıyıları ve madakaskar’da bol miktarda bulunur.
sedef’in aslı, bilindiği gibi deniz yumuşakçalarının kabuklarıdır. uzun ömrün sembolü sayabileceğimiz bu kabuklar, milyonlarca yıllık fosiller halinde karalarda da görülür. sıcak denizlerin yetiştirdiği çok iri yumuşakçaların kabukları, zengin sedef kaynaklarıdır. hammaddesinin sıcak denizlerden sağlanması dolayısıyla sedefkârlığın doğu’da başladığı tahmin edilmektedir. sümer mezarlarında rastlanan ilk sedef işçiliği örnekleri de bu iddiayı güçlendirmektedir. çin, hindistan, siyam gibi uzak doğu’nun “sanatı ve sanatkârı bol” ülkelerinde doğan sedefkârlık, orta asya türkleriyle beraber anadolu’ya gelmiştir. çabuk kırılabilen “nazlı” bir malzeme oluşu ve genellikle ahşap üzerine uygulanması nedeniyle, çok eski sedef işçiliği örneklerine ne yazık ki yeterince sahip değiliz. ancak gerek marko polo ve gerekse türklerle ilişkisi olan bazı bizans elçilerinin hatıralarından, “. . .türklerin sedef veya sedefle bezenmiş çeşitli eşya yapımında” usta olduklarını öğreniyoruz. osmanlı devrinde ilk sedef süsleme işlerine, edirne’deki ikinci bayezid camii kapı kanatlarında rastlamaktayız.