OTANT�K TA�

Reiki Hakkında Bilinmeyenler

V MAKALELER
reiki
Fiyatı      :      TL
[dpsc_display_product]
Ürünün Özellikleri
  • BİLGİ
  • reiki

Reiki

reiki

reiki

Batı’da evrensel yaşam enerjisi ismiyle anılan reiki, ilk olarak Japonya’da sistemleştirilen ve alternatif bir tıp olarak da görülen enerjiye dayalı bir şifa tekniği şeklinde takdim edilmektedir. Öte yandan önceleri alternatif bir sağlık kaynağı olarak görülen reiki, özellikle Batı’da yayılmaya başlamasından sonra, dini bir yönelim olarak da tartışılan bir Uzakdoğu aktivitesi haline gelmiştir.

 

Birçok tanımı yapılan reiki Japonca bir sözcüktür. Rei ve Ki kelimelerinden oluşmaktadır. Sözlükte Rei “her yerde varolan”; Ki ise “ruhsal yaşam enerjisi” anlamına gelmektedir1. Rei ve Ki kelimelerine bazı kaynaklarda farklı anlamlar da verilmiştir. Buna göre Rei evrensel anlamına gelmektedir. Spiritüel düzeyde ise tanrının tüm varlığını ifade etmektedir2. Burada evren ve tanrı ifadeleri özdeşmiş gibi kullanılmıştır. “Japonca sözlüğünde genellikle ruh ya da can fikri Rei sözcüğü ile”3 ifade edilmiştir. Dolayısıyla Rei “evrensel”, “tanrı”, “can”, “ruh” gibi anlamlarda kullanılmıştır. Genel tercih ise “evrensel” kelimesidir. Bu sözcüklerin arasında ise ince bir ayrım bulunmaktadır.

“Ki”ye gelince o bir yaşam enerjisidir. Rei’nin parçasıdır ve tüm canlı varlıklarda bulunmaktadır. Birçok kültürde “ki” ile benzer alama gelen bir enerjinin varlığı kabul edilmiştir. Bu enerji Çinliler tarafından “Chi”, Hıristiyanlar tarafından “Kutsal Ruh”, Hintliler tarafından “Prana”, Kuhunoslar tarafından “Mana” ve Rus araştırmacılar tarafından “Bioplasmik Enerji” olarak adlandırılmıştır4. Farklı kültürlerde farklı isimlerle anılan bu enerji Müslümanlar tarafından da “Rabb’in ruhundan ve nefesinden gelen enerji” olarak anılmaktadır. Allah “ben kuru balçıktan; kararmış, şekillenmiş çamurdan bir insan yaratacağım, onu düzeltip ruhumdan üflediğimde onun üstünlüğünü kabul ederek ona saygınızı sunun”5 ayeti buna delil olarak gösterilmektedir. Mayası çamur olan insan tanrının ruhundan üflemesiyle hayat bulmuş, varlık sahasına çıkmıştır. Dolayısıyla yaşam enerjisi tanrının nefesinden gelen enerji olarak anlaşılmaktadır.

 

Reiki insanların kendilerini veya başkalarını tedavi etmeyi amaçlayan bir teknik olarak sunulmaktadır. Reiki’nin büyük evreni doğuran, güneş sistemini ve dünyadaki tüm canlıları yaratan, onların aralarındaki düzeni sağlayan bir güç ve ayrıca evrendeki her fenomenin enerji kaynağı olduğu kabul edilmektedir6. Böylece aslında reikinin evrende bulunduğu ve reiki sırasında gerçekleştiği ileri sürülen şifanın da ancak reiki tekniklerinin uygulanmasıyla mümkün olabileceği öngörülmektedir. Reiki ışık ve enerjiden yararlanılarak yapılan bir şifa tekniğidir ve başkalarına beden ve zihin şifası sunmanın geleneksel yoludur7. Reki’nin özü ise elleri kullanarak şifa yeteneğini geliştirmektir. Reiki aynı zamanda el vermeye dayalı bir şifa tekniğidir

REİKİNİN KÖKENİ, ORTAYA ÇIKIŞI VE GELİŞİMİ

2.1. Reikinin Kökeni

Hicr, 28-29.

Hiroshi DOİ, Reiki’nin Temelleri, Çev. Tufan Göbekcin, Ege Meta yay., İzmir, 2005 s.35. Doi., a.g.e., s.23.

 

 

Elleri kullanarak şifa verme teknik olarak antik çağlardan bu yana varlığını sürdüren bir şifa yöntemi olarak kabul edilmektedir. Bu çağlardan itibaren insanoğlu hem Doğu’da, hem de Batı’da avuç içinden yayılan gizemli enerjinin farkına varmış, herhangi bir ağrı yaşadığında ellerini ağrıyan bölgeye götürmüştür. İçgüdüsel bu hareketle, elleri ağrıyan kısma koymak suretiyle ağrının geçeceği ya da azalacağı düşünülmüştür. Bunun yanı sıra, ellerini ağrının geçmesi amacıyla kullanan insanların arasında etki bakımından bir fark olduğu da ortaya çıkmıştır. Bazı insanların diğerlerine oranla daha çok şifa verme gücüne sahip oldukları anlaşılmıştır.

 

 

Bu şekilde reikinin temellerini antik çağlara dek götüren görüş sahipleri reikinin antik çağlarda şamanlar tarafından geliştirilmiş gizli bir yöntem olduğunu söylemektedirler. Onlara göre, şaman bunu insanlara hem rehberlik ve şifa sunma, hem de insanların doğa ile denge kurmalarını öğretmek için kullanmıştır. Daha sonra bu yöntem sıradan insanlara açıklanmadan kuşaktan kuşağa geçirilmiştir8.

Reikinin Ortaya Çıkışı

 

Zamanla “elleri kullanarak şifa verme” şeklinde isimlendirilen bu tekniği öğetmeye ve şifa yeteneğini arttırmaya dönük bazı eğitim sistemleri oluşturulmuştur. Örneğin, sonraları Japonya’da yaygın olarak kulanılacak olan reiki, Japonya’dan yüzyıllarca önce Tibet’te de uygulanmıştır. Bu görüşte olanlara göre bugün “Mu” adı verilen, yeryüzünün ilk devir uygarlığının çocukları ilkokul çağlarında Reiki 1, ortaokul yaşlarında ise Reiki 2 eğitimi alırlardı. Üstat/öğretmenler de Reiki 3 derecesini almak zorundaydılar, üstelik isteyen herkes de bunu karşılıksız alabilirdi. Dolayısıyla bu coğrafyada yaşayan insanlar reiki bilgisine sahiptiler. Çok sonraları yeryüzü değişiklikleri ile Mu kıtası yok olmuş ve bu bilgi birkaç kişinin bilgisi olarak kalmıştır9. Daha sonra ise bu bilgi Hindistan ve Tibet’e gitmiştir. Yaygın kanaate göre ise reiki bir tıp ilmi olarak Tibet’te ortaya çıkmış ve yayılmıştır.

 

Bazı görüşlere göre Budda’nın “Aydınlanma Yol’unu” keşfettiği tarihte reiki de bilinmekteydi. Budda’nın hasta insanları ellerini kullanarak iyileştirdiğine dair rivayetler bulunmaktadır. Yine reikinin Budist Sutra’larda kısmen anlatılmakla birlikte, temel olarak şifahen aktarılan bir bilgi olduğu da nakledilmektedir. Öte yandan İsa’nın da hasta insanları ellerini kullanarak iyileştirdiğine dair çeşitli kaynaklarda bilgiler mevcuttur. Bütün bu rivayetlerden antik çağlardan Hint coğrafyasındaki uygulamalara kadar uzanan “ellerin kullanılmasıyla uygulanan şifa verme tekniğinin” reiki ile örtüştüğü görülmektedir. Bu benzerliklerden hareketle de reikinin başta Budizm, Şamanizm ve Şintoizm gibi sistemler içerisinde var olduğu ileri sürülmetedir.

2.3. Reikinin Gelişimi

 

Reiki’nin kökenleri ve ortaya çıkışı konusunda farklı yorumlar yapılsa da birçok reiki üstadı bu eski tedavi metodunun 19.yy sonlarına doğru Mikao Usui tarafından keşfedilmesiyle gün yüzüne çıktığı konusunda hem fikirdir. Onlara göre, Mikao Usui reikinin yeniden doğuşunu sağlamanın yanı sıra bu bilginin geniş kitlelere ulaşmasının da temellerini atmıştır. Dolayısıyla, önceden de var olan reiki enerji bilgisini, Mikao Usui yeniden düzenlemiştir. Aşağıda Mikao Usui’nin reiki ile olan bu münasebeti ve reikinin gelişimi gözden geçirilecektir.

2.3.1. Reiki ve Mikao Usui

 

Mikao Usui Japonya’nın Nagoya şehri yakınlarında bulunan Gifu/Yamagata bölgesindeki Tania köyünde 15 Ağustoa 1865 yılında dünyaya gelmiştir. Diğer çocuklar gibi Japonya’nın gelenkesel dini olan Şintoizm ve Budizm eğitimi almamış, bunların yerine misyoner rahipler tarafından Hıristiyanlık eğitimine tabi tutulmştur. Okulu bitirip din eğitimini sürdürmeye karar verdikten sonra, ilahiyat profesörü olmuş ve Hıristiyan Erkek Okulu’na müdür ve papaz olarak getirilmiştir10.

 

Bir Pazar ayininde öğrencilerinden birinin Kitab-ı Mukaddes’te Hazreti İsa’nın hastaları iyileştirdiği, su üzerinde yürüdüğü ya da şifa dağıttığını hatırlatarak, bunlara sadece orada öyle yazdığı için inanıp inanamadığını ve böyle bir şey yaşayıp yaşamadığını sorması üzerine Usui, buna inandığını, ancak böyle bir şey görmediğini belirtmiştir. Bunun üzerine, öğrencisi de bu kör inanç size yeterli gelebilir, fakat bizler bunları kendi gözlerimizle görmek istiyoruz şeklinde karşılık vermiştir. Bu konuşmanın ardından Usui, iş sözleşmesini feshederek, Chicago Üniversitesi’nde Hıristiyan metinler üzerinde çalışmak için yola çıkmış, kendini Hz İsa ve havarilerinin şifa dağıtmasının ardında yatan sırı çözmeye adamıştır. Daha sonra, tekrar Japonya’ya dönerek Budist metinler üzerinde araştırmalar yapmıştır. Zen manastırların birinde bir başpapazdan bu konularda yardım almış ve sutraları Çince okumak için bu dili öğrenmiştir. Orjinal Budist metinleri öğrenmek için Sanskiritçe’yi de öğrenen Usui, Buda’nın eski bir talebesi tarafından kaleme alınan bir metinde Buda’nın nasıl şifa dağıttığına dair semboller ve tarifler bulmuştur. Böylece söz konusu bilgi yeniden keşfedilmiştir ancak Usui henüz şifa verecek güce sahip değildir.

 

Başpapaz ile yaptığı bir görüşmeden sonra Japonya da kutsal bir dağa çıkarak 21 gün boyunca oruç tutup meditasyon yapmaya karar vermiştir. Önüne takvim görevi görmesi için 21 küçük taş koymuş ve her gün bir taşı eksiltmiştir. Bu süre zarfında sutraları okumuş, ilahiler söylemiş ve meditasyon yapmıştır. Dağda geçirdiği 21 gün boyunca olağanüstü bir şey olmamış, 21. günün gecesinin karanlığında meditasyonu tamamlamış ve şöyle dua etmiştir: “Baba, lütfen bana ışığı göster!” Bunun üzerine gökyüzünde kendisine doğru hızla gelen bir ışık görmüştür. Bu ışık gittikçe büyümüş ve alnının tam ortasına isabet etmiştir. Usui, yere devrilmiş, normal uyanıklık şuurunu yitirmiş ve transa benzer bir hale girmiştir. Bu yüksek şuur halinde gökkuşağı renklerinde mavi, camböceği, eflatun ve pembe gibi birçok baloncuk görmüştür. Daha sonra Sanskrit metinlerde görmüş olduğu semboller kendisine altın yazıyla adeta bir sinema perdesinde görünür gibi görünmüştür; bu, Buda ve İsa’nın güçlerinin anahtarıdır11.

 

Bazı araştırmacılara göre Usui, ağı bir hastalık geçirmiş ve kendi keşfettiği bazı tekniklerle hastalıktan kurtulmuştur. Bu şifa yöntemlerini insanlara da öğretmeyi arzu etmiştir12.

Batı’da evrensel yaşam enerjisi ismiyle anılan reiki, ilk olarak Japonya’da sistemleştirilen ve alternatif bir tıp olarak da görülen enerjiye dayalı bir şifa tekniği şeklinde takdim edilmektedir. Öte yandan önceleri alternatif bir sağlık kaynağı olarak görülen reiki, özellikle Batı’da yayılmaya başlamasından sonra, dini bir yönelim olarak da tartışılan bir Uzakdoğu aktivitesi haline gelmiştir.

 

Birçok tanımı yapılan reiki Japonca bir sözcüktür. Rei ve Ki kelimelerinden oluşmaktadır. Sözlükte Rei “her yerde varolan”; Ki ise “ruhsal yaşam enerjisi” anlamına gelmektedir1. Rei ve Ki kelimelerine bazı kaynaklarda farklı anlamlar da verilmiştir. Buna göre Rei evrensel anlamına gelmektedir. Spiritüel düzeyde ise tanrının tüm varlığını ifade etmektedir2. Burada evren ve tanrı ifadeleri özdeşmiş gibi kullanılmıştır. “Japonca sözlüğünde genellikle ruh ya da can fikri Rei sözcüğü ile”3 ifade edilmiştir. Dolayısıyla Rei “evrensel”, “tanrı”, “can”, “ruh” gibi anlamlarda kullanılmıştır. Genel tercih ise “evrensel” kelimesidir. Bu sözcüklerin arasında ise ince bir ayrım bulunmaktadır.

“Ki”ye gelince o bir yaşam enerjisidir. Rei’nin parçasıdır ve tüm canlı varlıklarda bulunmaktadır. Birçok kültürde “ki” ile benzer alama gelen bir enerjinin varlığı kabul edilmiştir. Bu enerji Çinliler tarafından “Chi”, Hıristiyanlar tarafından “Kutsal Ruh”, Hintliler tarafından “Prana”, Kuhunoslar tarafından “Mana” ve Rus araştırmacılar tarafından “Bioplasmik Enerji” olarak adlandırılmıştır4. Farklı kültürlerde farklı isimlerle anılan bu enerji Müslümanlar tarafından da “Rabb’in ruhundan ve nefesinden gelen enerji” olarak anılmaktadır. Allah “ben kuru balçıktan; kararmış, şekillenmiş çamurdan bir insan yaratacağım, onu düzeltip ruhumdan üflediğimde onun üstünlüğünü kabul ederek ona saygınızı sunun”5 ayeti buna delil olarak gösterilmektedir. Mayası çamur olan insan tanrının ruhundan üflemesiyle hayat bulmuş, varlık sahasına çıkmıştır. Dolayısıyla yaşam enerjisi tanrının nefesinden gelen enerji olarak anlaşılmaktadır.

 

Reiki insanların kendilerini veya başkalarını tedavi etmeyi amaçlayan bir teknik olarak sunulmaktadır. Reiki’nin büyük evreni doğuran, güneş sistemini ve dünyadaki tüm canlıları yaratan, onların aralarındaki düzeni sağlayan bir güç ve ayrıca evrendeki her fenomenin enerji kaynağı olduğu kabul edilmektedir6. Böylece aslında reikinin evrende bulunduğu ve reiki sırasında gerçekleştiği ileri sürülen şifanın da ancak reiki tekniklerinin uygulanmasıyla mümkün olabileceği öngörülmektedir. Reiki ışık ve enerjiden yararlanılarak yapılan bir şifa tekniğidir ve başkalarına beden ve zihin şifası sunmanın geleneksel yoludur7. Reki’nin özü ise elleri kullanarak şifa yeteneğini geliştirmektir. Reiki aynı zamanda el vermeye dayalı bir şifa tekniğidir.

Reiki’nin Türkiye’deki Tarihsel Gelişimi

 

Saniyeleşme ile beraber meydana gelen değişiklikler insanoğlunun yaşamını derinden etkilemiştir. Birey yavaş yavaş doğadan kopmaya ve onu kullanabileceği bir araç gibi görmeye başlamıştır. Ne var ki insanoğlu doğanın içinde ve onun bir parçasıdır. Buna rağmen doğaya zarar veren insanoğlu, yaptığı bu yanlışın farkına yeni yeni varmaya başlamıştır.

Yaşam bilimleri araştırmacısı Hakan Onun, bütün öğretilerin ekonomik gelişmelerden ayrı tutulamayacağını ifade ediyor. Türkiye de sürekli ekonomik problemlerin ve belirsizliklerin yaşanması nedeniyle insanların mutluluğu paradan ziyade kişisel gelişimi ile yakalayabileceğinin farkına varması ile önem kazandığını45 belirtmektedir. Reiki ve diğer Uzakdoğu öğretileri ile ilgilenen insanların çoğunluğu maddi problemlerini halletmiş evi, arabası ve maddi olarak tüm istediklerini gerçekleştirdiği halde bir doyumsuzluk içinde hisseden kişiler oluşturmaktadır. Gelir düzeyi orta ve alt sevideki insanların birincil problemleri geçimini sağlamak olduğu için bu tür akımlara ilgi duymazlar. Bu yüzden bu öğretiler daha çok belirli ekonomik seviyedeki insanlar arasında yayılmaktadır.

Bazı uzmanlar, stres tedavisinin önemine değinerek, doğru nefes teknikleri ve bazı özel gevşeme egzersizleriyle, stres karşısında harap olan sinirlerin rahatlatılabileceğini ve sakin bir şekilde zihin güçlerinin artırılabileceğini belirtmektedir. Özellikle meditasyon, reiki ya da kişilerin inanışlarına göre dini ritüellerin uygulanmasının stresi azaltacağı ifade edilerek, ”Kişinin yaratıcıyla diyaloga girmesi ve onunla arasında bir sevgi alışverişi olması, onun hayata daha pozitif ve olumlu bakmasını sağlar47” denmektedir

. RE İKİ AŞAMALARI

 

Geleneksel Reiki Ryoho “Sho-den” (giriş), “Oku-den” (derin), “Shinpi-den” (gizem) olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Her ne kadar geleneksel Usui Reiki’sinde söz konusu bu üç aşama temel olsa da özellikle Batı’da dört temel aşama uygulaması söz konusudur. Yani bu gün Batı’da reiki kanalının açılması için temel olarak dört uyumlama uygulanmaktadır. Batı’da uygulanan dördüncü aşama ise “Reiki-Ho, yani öğretmenlik/ “üstatlıktır”[1]. Biz aşağıda bütün bu aşamaları gözden geçireceğiz.

6.1. Birinci Aşama: Sho-den (Giriş)

 

Her bölge okul ya da öğretmen açısından farklılık göstermekle birlikte 1. Aşama’da öncelikli olarak reikinin doğuşu, tarihi, değerler anlayışı, yapısı ve uyumlanma anlatılır. Daha sonra temel şifa yöntemi olarak ellerin nasıl kullanılacağı, auranın nasıl arındırılacağı ve on iki temel pozisyonun nasıl olacağı öğretilir. Müteakiben bir kimsenin reiki ile şifaya kavuşturulması, reiki seansının anlaşılması, reiki ile hayvanlara ve bitkilere dönük şifa uygulaması, enerjinin arındırılması, kendi kendine arındırmaya ve geliştirmeye yönelik şifa uygulaması ve tipik şifa teknikleri ile 1. Aşama tamamlanır[2].

Yukarıda zikerettiğimiz özellikleri içeren reikinin birinci aşamasını öğrenmek veya öğretmek için uzun dönemli kurs ve seminerlere gerek yoktur. Eğitim bir güne sıkıştırılmaz. Çünkü her katılımcının, temasa geçtiği Spiritüel Yaşam Enerjisi ile oluşan süreci tam yaşaması, özümsemesi için zamana ihtiyaç vardır. Bunun içinde 3-4 gün yeterlidir.

 

Ardı ardına gelen akşamlarda ya da bir tatilde verilecek seminerlerle bu aşama tamamlanmış olur. Seminerler sırasında reiki üstadı dört inisiyasyon ya da güç aktarımı uygular. Böylece öğrenci hazırlanır ve içsel şifa kaynakları açılır. Burada amaç iş, beden, zihin ve ruhsal seviyelerde bir tür temizlik ve titreşim frekansının yükseltilmesidir.

 

Bu noktada engeller çözülmekte, toksinler atılmakta ve iyileşme gücü harekete geçmektedir114. Bu eğitim ile kişi enerji kanalı haline gelir. Bir başka ifadeyle eğiitimi tamamlayan kişi enerjiye kanal olur. Böylece kendisine, diğer insanlara, hayvanlar, bitkiler gibi varlıklar ile çeşitli eşyalara (araba, takı, kişinin değerli saydığı her şeye) reiki uygulayabilir.

 

 

6.2. İkinci Aşama: Oku-den (Derin Bilgi)

 

Reiki 1 derecesi alan her kişinin Reiki 2 vaya Reiki 3 derecesini alma zorunluluğu yoktur. Pek çok kimse birinci düzey eğitimi aldıktan sonra diğer seviyelerdeki eğitimlere ihtiyaç duymaz. Ancak burada şunuda belirtmeliyiz ki üst dereceleri almak kişinin şifa gücünü arttırmaktadır.

 

Bu seviye bir reiki masterı tarafından bir hafta sonununda veya üç-dört günlük bir süre içerisinde öğretilir. İkinci seviyedeki eğitim ile birinci seviye eğitim arasında en az üç ay süre olması gerekir. İkinci seviyedeki eğitimin ilk gününde semboller, sembollerle ilgili bilgiler, uygulama ile zihinsel bilgilerin çoğu ve uyumlama yer alır115. Reiki 1 ile elde edilen şifa gücü bu uyumlama ile artmaktadır. İkinci gün zamanın çoğu sembollerin uygulanmasında ve zihinsel seviyede tedaviyigeliştirmeye ayrılır[3]. Reiki 1’i Reiki 2’den ayıran en önemli fark alıcının sembolleri kullanmayı öğrenmesidir.

 

Her sembolün bir adı (mantra) ve anlamı vardır. Bu düzeyde üç sembol öğrenilir:

1)  Cho Ku Rei (Güç Sembolü)

2)  Sei Hei Ki (Duygusal/Zihinsel Sembol)

3)  Hon Sha Ze Sho Nen (Uzaktan Şifa Sembolü)

 

İlk sembol ile enerji gücü arttırmak; ikincisi ile duygusal ve zihinsel problemleri çözmek; üçüncüsü ile de zaman ve mekanın ötesinde şifa uygulamaları öğrenilir. Üçüncü sembol ile ise uzaktan şifa (uzak mesafeden şifa tekniği), geçmişe dönük şifa (geçmişe odaklanarak travmanın iyileştirilmesi, karmanın temizlenmesi), geleceğe dönük şifa (kendimiz için geleceğe dönük reiki enerjisi gönderme, arzulanan koşulları oluşturma) elde edilir[4].

 

 

6.3. Üçüncü Aşama: Üstatlık Öncesi Dönem

 

Bu aşama Geleneksel Usui Reiki sistemi ve Modern Reiki sistemi tarafından farklı uygulanmıştır. Üçüncü derece eğitim orijinal Usui Reiki sisteminde masterlik derecesi olarak kabul edilir. Bu seviyedeki eğitim inisiyasyon verebilmek, reiki öğretmeni olmak, hastalıkların tedavisi için araştırmalar ve şifa çalışmaları yapma sorumluluklarını içerir[5]. Modern Reiki eğitiminde ise bu seviye 3a ve 3b diye ikiye ayrılır. 3a kişisel masterlik ya da kişisel iyileştirme olarak kabul edilir. 3b seviyesinde kişi artık reiki masterı olmuştur. Artık bu bir kimse başkalarına şifa uygulaması ve reiki öğretebilecek düzeye gelmiştir. Biz burada 3a seviyesini üçüncü aşama, 3b seviyesini de dördüncü aşama olarak inceliyeceğiz.

Daha yüksek bir bilince ve daha farklı yaratıcılığa ulaşma amaçlı üçüncü aşamada üç uyumlanma uygulanmaktadır. Usui sisteminde en yüksek düzey olarak kabul edilen iki sembol öğrenilir. Bunlarda biricisi Dai Ko Myo, ikincisi ise Raku’dur. Dai Ko Myo hem şifa çalışmalarında hem de uyumlamalarda kullanılır. Buna karşılık Raku ise sadece uyumlamada kullanılır. Bu derece ile auradaki blokajların ve insanlardaki hastalıkların en temel nedenlerinin çözümü sağlanır. Bu aşamada alınan inisiyasyon ile kişi bir masterin sahip olduğu enerji frekansı seviyesine yüksemiş olur. Böylece insan bedeni ve hastalıkların yapısı ile ileri şifa tekniklerini öğrenir. Bu seviyede master düzeyi bilgilerle donatılılmasına rağmen kendisine henüz başkalarına inisiyasyon yapmak için gerekli bilgi ve yeti verilmez. Bu aşamada kişi elde ettiği master yetilerini kendini geliştirmek ve çevresine yararlı olmak için kullanır[6].

 

 

6.4. Dördüncü Aşama: Üstatlık Derecesi

 

Dördüncü aşama reiki öğretmenlerinin uyumlanmalarını sağlamak ve onların reikinin kullanımı hakkında bilgiler verecek şekilde eğitilmelerine yönelik olarak düzenlenen bir kurstur. Bu kursta, geleneksel teknikler, uyumlanma teorisi ve pratiği, reiki öğretmeni olarak hareket etme, sembollerin ve mantraların anlamı ve kullanımı, her adımda öğretilecek konular, reiki seminerlerinde etkinlikler, Japonlara özgü uyumlanmada Reiju, tüm sembollerin birleşik uyumlanması ve eğiticiler için özel reiju öğretilir[7]. Bütün bu bilgileri elde eden ve master olmaya hak kazanan kişiler artık reiki şifa tekniğini başkalarına öğretebilicek seviyeye gelmiş olurlar.

 

Birçok kişi, bu aşamaya üstat olmak için değil, şifa uygulamalarının daha ileri tekniklerini öğrenmek için katılır. Reiki üstadı olmak, uzun süren çalışmalar gerektirir. Bu seviyede, reiki sisteminin öğretilmesi ile ilgili bilgiler vardır. Reiki uyumlanma, yani inisiyasyon uygulama bilgileri bu eğitimde öğretilir. Üstat sembolü ile yapılan çalışmalarda, reiki meditatif yönü yoğunluktadır. Ruhî tekamül ağırlıklı ve uzun süreli bir eğitimdir.

 

 

Reiki üstadının öğrencilerine ve Reiki’ye olan sorumluluğu, hayatlarında doğru uygulamayı yapmayı öğretmektir. Öğrencinin üçüncü aşamayı isteme hakkı yoktur. Bu, ancak hocası tarafından sunulabilir. Modern düşünce tarzı, daha az kısıtlama ile çalışmaktır. Reiki üstadı olmak araba kullanmaya benzer. İnisiyasyon arabanın anahtarı gibidir, ama kullanmayı bilmiyorsanız, hiçbir yere gidemezsiniz. Teknikler açık, yalın ve direkt anlatılmalıdır ki, araba yürütülebilsin.

 

Reiki üstadı sadece inisiye edici değildir, reiki öğreticisidir. Reiki üstadı olmak, diğerlerinden daha fazla reiki gücüne sahip olmak da değildir. Önemli olan, kendi içindeki reikiyye olan bağı kavramaktır. Reikinin yazılı formülü Usui’den bin yıl öncesine dayanmaktadır, yani en az üç bin yaşındadır ve binlerce yıllık değişim ve adaptasyon sürecine sahiptir.

 

Üstatlık derecesi, geleneksel Usui sistemi düşünce tarzına göre, hayatını reikiye adayacak olanlara verilir. İkinci ve üçüncü aşama eğitimleri arasında birkaç yıl geçmesi beklenir. Aday, bu süre içerisinde dikkatle izlenir. Reiki üstadı olmak, öğrencinin hayatına ciddi bir sorumluluk yükleyecektir. Yalnızca inisiye etmek, reiki üstadı olmak için yeterli değildir.

 

Buraya kadar ele aldığımız aşamlarda da görüldüğü gibi birinci derece reiki kullanımı en kolay olanıdır. Çünkü bu aşam sembol kullanımını içermemektedir. Sadece ellerin fiziksel teması ile ilgilidir. Uyumlamalar ile reikinin yolu açılır. Auradaki bozulmaların fiziksel beden üzerindeki etkisini gerileterek bedenin ilk hali olan homeostasise (yani sağlıklı ve dengeli hale) geri dönmeyi sağlar121. Buradan anlaşıldığı kadarıyla Reiki 1 fiziksel bedeni tedavi etmektedir.

 

Reiki 2’ye gelince, o birçok yönlüdür. Burada üç sembol öğrenilmekte ve bu sembollerin kullanımı ile şifa gücü daha da artmaktadır. Uzakta olanlara, geçmişten meydana gelmiş olaylardan kaynaklanan ve gelecekte olabilecek bir takım sıkıntılara şifa göndermesi yapılmaktadır. Ayrıca birinci seviyede sadece hastalığın görünen nedenlerine şifa gönderilmekteyken ikinci seviyede ise görünmeyen sebeplere de şifa gönderilebilmektedir.

 

Üçüncü aşama ise uygulayıcı ve üstatlık olmak üzere ikiye ayrılırmaktadır. Uygulayıcı aşamasında kişi iki sembol daha öğrenerek kendisine şifa uygulamaları yapamaktadır. Üstatlık derecesinde ise artık o bir reiki masterı olmuştur, buna bağlı olarakta başkalarına reiki öğretebilmekte ve uygulayabilmektedir.

Reikilink: “Reiki Dereceleri”, http://www.reikilink.com \reiki link\reiki dereceleri.htm

Reikilink: “Reiki Dereceleri”, http://www.reikilink.com \reiki link\reiki dereceleri.htm

Reiki Hakkında Bilinmeyenler

V MAKALELER
reiki
Fiyatı      :      TL
Ürünün Özellikleri
  • BİLGİ
  • reiki
[dpsc_display_product]
Ürün Açıklaması Video Tanıtım Yorumlar

Reiki

reiki

reiki

Batı’da evrensel yaşam enerjisi ismiyle anılan reiki, ilk olarak Japonya’da sistemleştirilen ve alternatif bir tıp olarak da görülen enerjiye dayalı bir şifa tekniği şeklinde takdim edilmektedir. Öte yandan önceleri alternatif bir sağlık kaynağı olarak görülen reiki, özellikle Batı’da yayılmaya başlamasından sonra, dini bir yönelim olarak da tartışılan bir Uzakdoğu aktivitesi haline gelmiştir.

 

Birçok tanımı yapılan reiki Japonca bir sözcüktür. Rei ve Ki kelimelerinden oluşmaktadır. Sözlükte Rei “her yerde varolan”; Ki ise “ruhsal yaşam enerjisi” anlamına gelmektedir1. Rei ve Ki kelimelerine bazı kaynaklarda farklı anlamlar da verilmiştir. Buna göre Rei evrensel anlamına gelmektedir. Spiritüel düzeyde ise tanrının tüm varlığını ifade etmektedir2. Burada evren ve tanrı ifadeleri özdeşmiş gibi kullanılmıştır. “Japonca sözlüğünde genellikle ruh ya da can fikri Rei sözcüğü ile”3 ifade edilmiştir. Dolayısıyla Rei “evrensel”, “tanrı”, “can”, “ruh” gibi anlamlarda kullanılmıştır. Genel tercih ise “evrensel” kelimesidir. Bu sözcüklerin arasında ise ince bir ayrım bulunmaktadır.

“Ki”ye gelince o bir yaşam enerjisidir. Rei’nin parçasıdır ve tüm canlı varlıklarda bulunmaktadır. Birçok kültürde “ki” ile benzer alama gelen bir enerjinin varlığı kabul edilmiştir. Bu enerji Çinliler tarafından “Chi”, Hıristiyanlar tarafından “Kutsal Ruh”, Hintliler tarafından “Prana”, Kuhunoslar tarafından “Mana” ve Rus araştırmacılar tarafından “Bioplasmik Enerji” olarak adlandırılmıştır4. Farklı kültürlerde farklı isimlerle anılan bu enerji Müslümanlar tarafından da “Rabb’in ruhundan ve nefesinden gelen enerji” olarak anılmaktadır. Allah “ben kuru balçıktan; kararmış, şekillenmiş çamurdan bir insan yaratacağım, onu düzeltip ruhumdan üflediğimde onun üstünlüğünü kabul ederek ona saygınızı sunun”5 ayeti buna delil olarak gösterilmektedir. Mayası çamur olan insan tanrının ruhundan üflemesiyle hayat bulmuş, varlık sahasına çıkmıştır. Dolayısıyla yaşam enerjisi tanrının nefesinden gelen enerji olarak anlaşılmaktadır.

 

Reiki insanların kendilerini veya başkalarını tedavi etmeyi amaçlayan bir teknik olarak sunulmaktadır. Reiki’nin büyük evreni doğuran, güneş sistemini ve dünyadaki tüm canlıları yaratan, onların aralarındaki düzeni sağlayan bir güç ve ayrıca evrendeki her fenomenin enerji kaynağı olduğu kabul edilmektedir6. Böylece aslında reikinin evrende bulunduğu ve reiki sırasında gerçekleştiği ileri sürülen şifanın da ancak reiki tekniklerinin uygulanmasıyla mümkün olabileceği öngörülmektedir. Reiki ışık ve enerjiden yararlanılarak yapılan bir şifa tekniğidir ve başkalarına beden ve zihin şifası sunmanın geleneksel yoludur7. Reki’nin özü ise elleri kullanarak şifa yeteneğini geliştirmektir. Reiki aynı zamanda el vermeye dayalı bir şifa tekniğidir

REİKİNİN KÖKENİ, ORTAYA ÇIKIŞI VE GELİŞİMİ

2.1. Reikinin Kökeni

Hicr, 28-29.

Hiroshi DOİ, Reiki’nin Temelleri, Çev. Tufan Göbekcin, Ege Meta yay., İzmir, 2005 s.35. Doi., a.g.e., s.23.

 

 

Elleri kullanarak şifa verme teknik olarak antik çağlardan bu yana varlığını sürdüren bir şifa yöntemi olarak kabul edilmektedir. Bu çağlardan itibaren insanoğlu hem Doğu’da, hem de Batı’da avuç içinden yayılan gizemli enerjinin farkına varmış, herhangi bir ağrı yaşadığında ellerini ağrıyan bölgeye götürmüştür. İçgüdüsel bu hareketle, elleri ağrıyan kısma koymak suretiyle ağrının geçeceği ya da azalacağı düşünülmüştür. Bunun yanı sıra, ellerini ağrının geçmesi amacıyla kullanan insanların arasında etki bakımından bir fark olduğu da ortaya çıkmıştır. Bazı insanların diğerlerine oranla daha çok şifa verme gücüne sahip oldukları anlaşılmıştır.

 

 

Bu şekilde reikinin temellerini antik çağlara dek götüren görüş sahipleri reikinin antik çağlarda şamanlar tarafından geliştirilmiş gizli bir yöntem olduğunu söylemektedirler. Onlara göre, şaman bunu insanlara hem rehberlik ve şifa sunma, hem de insanların doğa ile denge kurmalarını öğretmek için kullanmıştır. Daha sonra bu yöntem sıradan insanlara açıklanmadan kuşaktan kuşağa geçirilmiştir8.

Reikinin Ortaya Çıkışı

 

Zamanla “elleri kullanarak şifa verme” şeklinde isimlendirilen bu tekniği öğetmeye ve şifa yeteneğini arttırmaya dönük bazı eğitim sistemleri oluşturulmuştur. Örneğin, sonraları Japonya’da yaygın olarak kulanılacak olan reiki, Japonya’dan yüzyıllarca önce Tibet’te de uygulanmıştır. Bu görüşte olanlara göre bugün “Mu” adı verilen, yeryüzünün ilk devir uygarlığının çocukları ilkokul çağlarında Reiki 1, ortaokul yaşlarında ise Reiki 2 eğitimi alırlardı. Üstat/öğretmenler de Reiki 3 derecesini almak zorundaydılar, üstelik isteyen herkes de bunu karşılıksız alabilirdi. Dolayısıyla bu coğrafyada yaşayan insanlar reiki bilgisine sahiptiler. Çok sonraları yeryüzü değişiklikleri ile Mu kıtası yok olmuş ve bu bilgi birkaç kişinin bilgisi olarak kalmıştır9. Daha sonra ise bu bilgi Hindistan ve Tibet’e gitmiştir. Yaygın kanaate göre ise reiki bir tıp ilmi olarak Tibet’te ortaya çıkmış ve yayılmıştır.

 

Bazı görüşlere göre Budda’nın “Aydınlanma Yol’unu” keşfettiği tarihte reiki de bilinmekteydi. Budda’nın hasta insanları ellerini kullanarak iyileştirdiğine dair rivayetler bulunmaktadır. Yine reikinin Budist Sutra’larda kısmen anlatılmakla birlikte, temel olarak şifahen aktarılan bir bilgi olduğu da nakledilmektedir. Öte yandan İsa’nın da hasta insanları ellerini kullanarak iyileştirdiğine dair çeşitli kaynaklarda bilgiler mevcuttur. Bütün bu rivayetlerden antik çağlardan Hint coğrafyasındaki uygulamalara kadar uzanan “ellerin kullanılmasıyla uygulanan şifa verme tekniğinin” reiki ile örtüştüğü görülmektedir. Bu benzerliklerden hareketle de reikinin başta Budizm, Şamanizm ve Şintoizm gibi sistemler içerisinde var olduğu ileri sürülmetedir.

2.3. Reikinin Gelişimi

 

Reiki’nin kökenleri ve ortaya çıkışı konusunda farklı yorumlar yapılsa da birçok reiki üstadı bu eski tedavi metodunun 19.yy sonlarına doğru Mikao Usui tarafından keşfedilmesiyle gün yüzüne çıktığı konusunda hem fikirdir. Onlara göre, Mikao Usui reikinin yeniden doğuşunu sağlamanın yanı sıra bu bilginin geniş kitlelere ulaşmasının da temellerini atmıştır. Dolayısıyla, önceden de var olan reiki enerji bilgisini, Mikao Usui yeniden düzenlemiştir. Aşağıda Mikao Usui’nin reiki ile olan bu münasebeti ve reikinin gelişimi gözden geçirilecektir.

2.3.1. Reiki ve Mikao Usui

 

Mikao Usui Japonya’nın Nagoya şehri yakınlarında bulunan Gifu/Yamagata bölgesindeki Tania köyünde 15 Ağustoa 1865 yılında dünyaya gelmiştir. Diğer çocuklar gibi Japonya’nın gelenkesel dini olan Şintoizm ve Budizm eğitimi almamış, bunların yerine misyoner rahipler tarafından Hıristiyanlık eğitimine tabi tutulmştur. Okulu bitirip din eğitimini sürdürmeye karar verdikten sonra, ilahiyat profesörü olmuş ve Hıristiyan Erkek Okulu’na müdür ve papaz olarak getirilmiştir10.

 

Bir Pazar ayininde öğrencilerinden birinin Kitab-ı Mukaddes’te Hazreti İsa’nın hastaları iyileştirdiği, su üzerinde yürüdüğü ya da şifa dağıttığını hatırlatarak, bunlara sadece orada öyle yazdığı için inanıp inanamadığını ve böyle bir şey yaşayıp yaşamadığını sorması üzerine Usui, buna inandığını, ancak böyle bir şey görmediğini belirtmiştir. Bunun üzerine, öğrencisi de bu kör inanç size yeterli gelebilir, fakat bizler bunları kendi gözlerimizle görmek istiyoruz şeklinde karşılık vermiştir. Bu konuşmanın ardından Usui, iş sözleşmesini feshederek, Chicago Üniversitesi’nde Hıristiyan metinler üzerinde çalışmak için yola çıkmış, kendini Hz İsa ve havarilerinin şifa dağıtmasının ardında yatan sırı çözmeye adamıştır. Daha sonra, tekrar Japonya’ya dönerek Budist metinler üzerinde araştırmalar yapmıştır. Zen manastırların birinde bir başpapazdan bu konularda yardım almış ve sutraları Çince okumak için bu dili öğrenmiştir. Orjinal Budist metinleri öğrenmek için Sanskiritçe’yi de öğrenen Usui, Buda’nın eski bir talebesi tarafından kaleme alınan bir metinde Buda’nın nasıl şifa dağıttığına dair semboller ve tarifler bulmuştur. Böylece söz konusu bilgi yeniden keşfedilmiştir ancak Usui henüz şifa verecek güce sahip değildir.

 

Başpapaz ile yaptığı bir görüşmeden sonra Japonya da kutsal bir dağa çıkarak 21 gün boyunca oruç tutup meditasyon yapmaya karar vermiştir. Önüne takvim görevi görmesi için 21 küçük taş koymuş ve her gün bir taşı eksiltmiştir. Bu süre zarfında sutraları okumuş, ilahiler söylemiş ve meditasyon yapmıştır. Dağda geçirdiği 21 gün boyunca olağanüstü bir şey olmamış, 21. günün gecesinin karanlığında meditasyonu tamamlamış ve şöyle dua etmiştir: “Baba, lütfen bana ışığı göster!” Bunun üzerine gökyüzünde kendisine doğru hızla gelen bir ışık görmüştür. Bu ışık gittikçe büyümüş ve alnının tam ortasına isabet etmiştir. Usui, yere devrilmiş, normal uyanıklık şuurunu yitirmiş ve transa benzer bir hale girmiştir. Bu yüksek şuur halinde gökkuşağı renklerinde mavi, camböceği, eflatun ve pembe gibi birçok baloncuk görmüştür. Daha sonra Sanskrit metinlerde görmüş olduğu semboller kendisine altın yazıyla adeta bir sinema perdesinde görünür gibi görünmüştür; bu, Buda ve İsa’nın güçlerinin anahtarıdır11.

 

Bazı araştırmacılara göre Usui, ağı bir hastalık geçirmiş ve kendi keşfettiği bazı tekniklerle hastalıktan kurtulmuştur. Bu şifa yöntemlerini insanlara da öğretmeyi arzu etmiştir12.

Batı’da evrensel yaşam enerjisi ismiyle anılan reiki, ilk olarak Japonya’da sistemleştirilen ve alternatif bir tıp olarak da görülen enerjiye dayalı bir şifa tekniği şeklinde takdim edilmektedir. Öte yandan önceleri alternatif bir sağlık kaynağı olarak görülen reiki, özellikle Batı’da yayılmaya başlamasından sonra, dini bir yönelim olarak da tartışılan bir Uzakdoğu aktivitesi haline gelmiştir.

 

Birçok tanımı yapılan reiki Japonca bir sözcüktür. Rei ve Ki kelimelerinden oluşmaktadır. Sözlükte Rei “her yerde varolan”; Ki ise “ruhsal yaşam enerjisi” anlamına gelmektedir1. Rei ve Ki kelimelerine bazı kaynaklarda farklı anlamlar da verilmiştir. Buna göre Rei evrensel anlamına gelmektedir. Spiritüel düzeyde ise tanrının tüm varlığını ifade etmektedir2. Burada evren ve tanrı ifadeleri özdeşmiş gibi kullanılmıştır. “Japonca sözlüğünde genellikle ruh ya da can fikri Rei sözcüğü ile”3 ifade edilmiştir. Dolayısıyla Rei “evrensel”, “tanrı”, “can”, “ruh” gibi anlamlarda kullanılmıştır. Genel tercih ise “evrensel” kelimesidir. Bu sözcüklerin arasında ise ince bir ayrım bulunmaktadır.

“Ki”ye gelince o bir yaşam enerjisidir. Rei’nin parçasıdır ve tüm canlı varlıklarda bulunmaktadır. Birçok kültürde “ki” ile benzer alama gelen bir enerjinin varlığı kabul edilmiştir. Bu enerji Çinliler tarafından “Chi”, Hıristiyanlar tarafından “Kutsal Ruh”, Hintliler tarafından “Prana”, Kuhunoslar tarafından “Mana” ve Rus araştırmacılar tarafından “Bioplasmik Enerji” olarak adlandırılmıştır4. Farklı kültürlerde farklı isimlerle anılan bu enerji Müslümanlar tarafından da “Rabb’in ruhundan ve nefesinden gelen enerji” olarak anılmaktadır. Allah “ben kuru balçıktan; kararmış, şekillenmiş çamurdan bir insan yaratacağım, onu düzeltip ruhumdan üflediğimde onun üstünlüğünü kabul ederek ona saygınızı sunun”5 ayeti buna delil olarak gösterilmektedir. Mayası çamur olan insan tanrının ruhundan üflemesiyle hayat bulmuş, varlık sahasına çıkmıştır. Dolayısıyla yaşam enerjisi tanrının nefesinden gelen enerji olarak anlaşılmaktadır.

 

Reiki insanların kendilerini veya başkalarını tedavi etmeyi amaçlayan bir teknik olarak sunulmaktadır. Reiki’nin büyük evreni doğuran, güneş sistemini ve dünyadaki tüm canlıları yaratan, onların aralarındaki düzeni sağlayan bir güç ve ayrıca evrendeki her fenomenin enerji kaynağı olduğu kabul edilmektedir6. Böylece aslında reikinin evrende bulunduğu ve reiki sırasında gerçekleştiği ileri sürülen şifanın da ancak reiki tekniklerinin uygulanmasıyla mümkün olabileceği öngörülmektedir. Reiki ışık ve enerjiden yararlanılarak yapılan bir şifa tekniğidir ve başkalarına beden ve zihin şifası sunmanın geleneksel yoludur7. Reki’nin özü ise elleri kullanarak şifa yeteneğini geliştirmektir. Reiki aynı zamanda el vermeye dayalı bir şifa tekniğidir.

Reiki’nin Türkiye’deki Tarihsel Gelişimi

 

Saniyeleşme ile beraber meydana gelen değişiklikler insanoğlunun yaşamını derinden etkilemiştir. Birey yavaş yavaş doğadan kopmaya ve onu kullanabileceği bir araç gibi görmeye başlamıştır. Ne var ki insanoğlu doğanın içinde ve onun bir parçasıdır. Buna rağmen doğaya zarar veren insanoğlu, yaptığı bu yanlışın farkına yeni yeni varmaya başlamıştır.

Yaşam bilimleri araştırmacısı Hakan Onun, bütün öğretilerin ekonomik gelişmelerden ayrı tutulamayacağını ifade ediyor. Türkiye de sürekli ekonomik problemlerin ve belirsizliklerin yaşanması nedeniyle insanların mutluluğu paradan ziyade kişisel gelişimi ile yakalayabileceğinin farkına varması ile önem kazandığını45 belirtmektedir. Reiki ve diğer Uzakdoğu öğretileri ile ilgilenen insanların çoğunluğu maddi problemlerini halletmiş evi, arabası ve maddi olarak tüm istediklerini gerçekleştirdiği halde bir doyumsuzluk içinde hisseden kişiler oluşturmaktadır. Gelir düzeyi orta ve alt sevideki insanların birincil problemleri geçimini sağlamak olduğu için bu tür akımlara ilgi duymazlar. Bu yüzden bu öğretiler daha çok belirli ekonomik seviyedeki insanlar arasında yayılmaktadır.

Bazı uzmanlar, stres tedavisinin önemine değinerek, doğru nefes teknikleri ve bazı özel gevşeme egzersizleriyle, stres karşısında harap olan sinirlerin rahatlatılabileceğini ve sakin bir şekilde zihin güçlerinin artırılabileceğini belirtmektedir. Özellikle meditasyon, reiki ya da kişilerin inanışlarına göre dini ritüellerin uygulanmasının stresi azaltacağı ifade edilerek, ”Kişinin yaratıcıyla diyaloga girmesi ve onunla arasında bir sevgi alışverişi olması, onun hayata daha pozitif ve olumlu bakmasını sağlar47” denmektedir

. RE İKİ AŞAMALARI

 

Geleneksel Reiki Ryoho “Sho-den” (giriş), “Oku-den” (derin), “Shinpi-den” (gizem) olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Her ne kadar geleneksel Usui Reiki’sinde söz konusu bu üç aşama temel olsa da özellikle Batı’da dört temel aşama uygulaması söz konusudur. Yani bu gün Batı’da reiki kanalının açılması için temel olarak dört uyumlama uygulanmaktadır. Batı’da uygulanan dördüncü aşama ise “Reiki-Ho, yani öğretmenlik/ “üstatlıktır”[1]. Biz aşağıda bütün bu aşamaları gözden geçireceğiz.

6.1. Birinci Aşama: Sho-den (Giriş)

 

Her bölge okul ya da öğretmen açısından farklılık göstermekle birlikte 1. Aşama’da öncelikli olarak reikinin doğuşu, tarihi, değerler anlayışı, yapısı ve uyumlanma anlatılır. Daha sonra temel şifa yöntemi olarak ellerin nasıl kullanılacağı, auranın nasıl arındırılacağı ve on iki temel pozisyonun nasıl olacağı öğretilir. Müteakiben bir kimsenin reiki ile şifaya kavuşturulması, reiki seansının anlaşılması, reiki ile hayvanlara ve bitkilere dönük şifa uygulaması, enerjinin arındırılması, kendi kendine arındırmaya ve geliştirmeye yönelik şifa uygulaması ve tipik şifa teknikleri ile 1. Aşama tamamlanır[2].

Yukarıda zikerettiğimiz özellikleri içeren reikinin birinci aşamasını öğrenmek veya öğretmek için uzun dönemli kurs ve seminerlere gerek yoktur. Eğitim bir güne sıkıştırılmaz. Çünkü her katılımcının, temasa geçtiği Spiritüel Yaşam Enerjisi ile oluşan süreci tam yaşaması, özümsemesi için zamana ihtiyaç vardır. Bunun içinde 3-4 gün yeterlidir.

 

Ardı ardına gelen akşamlarda ya da bir tatilde verilecek seminerlerle bu aşama tamamlanmış olur. Seminerler sırasında reiki üstadı dört inisiyasyon ya da güç aktarımı uygular. Böylece öğrenci hazırlanır ve içsel şifa kaynakları açılır. Burada amaç iş, beden, zihin ve ruhsal seviyelerde bir tür temizlik ve titreşim frekansının yükseltilmesidir.

 

Bu noktada engeller çözülmekte, toksinler atılmakta ve iyileşme gücü harekete geçmektedir114. Bu eğitim ile kişi enerji kanalı haline gelir. Bir başka ifadeyle eğiitimi tamamlayan kişi enerjiye kanal olur. Böylece kendisine, diğer insanlara, hayvanlar, bitkiler gibi varlıklar ile çeşitli eşyalara (araba, takı, kişinin değerli saydığı her şeye) reiki uygulayabilir.

 

 

6.2. İkinci Aşama: Oku-den (Derin Bilgi)

 

Reiki 1 derecesi alan her kişinin Reiki 2 vaya Reiki 3 derecesini alma zorunluluğu yoktur. Pek çok kimse birinci düzey eğitimi aldıktan sonra diğer seviyelerdeki eğitimlere ihtiyaç duymaz. Ancak burada şunuda belirtmeliyiz ki üst dereceleri almak kişinin şifa gücünü arttırmaktadır.

 

Bu seviye bir reiki masterı tarafından bir hafta sonununda veya üç-dört günlük bir süre içerisinde öğretilir. İkinci seviyedeki eğitim ile birinci seviye eğitim arasında en az üç ay süre olması gerekir. İkinci seviyedeki eğitimin ilk gününde semboller, sembollerle ilgili bilgiler, uygulama ile zihinsel bilgilerin çoğu ve uyumlama yer alır115. Reiki 1 ile elde edilen şifa gücü bu uyumlama ile artmaktadır. İkinci gün zamanın çoğu sembollerin uygulanmasında ve zihinsel seviyede tedaviyigeliştirmeye ayrılır[3]. Reiki 1’i Reiki 2’den ayıran en önemli fark alıcının sembolleri kullanmayı öğrenmesidir.

 

Her sembolün bir adı (mantra) ve anlamı vardır. Bu düzeyde üç sembol öğrenilir:

1)  Cho Ku Rei (Güç Sembolü)

2)  Sei Hei Ki (Duygusal/Zihinsel Sembol)

3)  Hon Sha Ze Sho Nen (Uzaktan Şifa Sembolü)

 

İlk sembol ile enerji gücü arttırmak; ikincisi ile duygusal ve zihinsel problemleri çözmek; üçüncüsü ile de zaman ve mekanın ötesinde şifa uygulamaları öğrenilir. Üçüncü sembol ile ise uzaktan şifa (uzak mesafeden şifa tekniği), geçmişe dönük şifa (geçmişe odaklanarak travmanın iyileştirilmesi, karmanın temizlenmesi), geleceğe dönük şifa (kendimiz için geleceğe dönük reiki enerjisi gönderme, arzulanan koşulları oluşturma) elde edilir[4].

 

 

6.3. Üçüncü Aşama: Üstatlık Öncesi Dönem

 

Bu aşama Geleneksel Usui Reiki sistemi ve Modern Reiki sistemi tarafından farklı uygulanmıştır. Üçüncü derece eğitim orijinal Usui Reiki sisteminde masterlik derecesi olarak kabul edilir. Bu seviyedeki eğitim inisiyasyon verebilmek, reiki öğretmeni olmak, hastalıkların tedavisi için araştırmalar ve şifa çalışmaları yapma sorumluluklarını içerir[5]. Modern Reiki eğitiminde ise bu seviye 3a ve 3b diye ikiye ayrılır. 3a kişisel masterlik ya da kişisel iyileştirme olarak kabul edilir. 3b seviyesinde kişi artık reiki masterı olmuştur. Artık bu bir kimse başkalarına şifa uygulaması ve reiki öğretebilecek düzeye gelmiştir. Biz burada 3a seviyesini üçüncü aşama, 3b seviyesini de dördüncü aşama olarak inceliyeceğiz.

Daha yüksek bir bilince ve daha farklı yaratıcılığa ulaşma amaçlı üçüncü aşamada üç uyumlanma uygulanmaktadır. Usui sisteminde en yüksek düzey olarak kabul edilen iki sembol öğrenilir. Bunlarda biricisi Dai Ko Myo, ikincisi ise Raku’dur. Dai Ko Myo hem şifa çalışmalarında hem de uyumlamalarda kullanılır. Buna karşılık Raku ise sadece uyumlamada kullanılır. Bu derece ile auradaki blokajların ve insanlardaki hastalıkların en temel nedenlerinin çözümü sağlanır. Bu aşamada alınan inisiyasyon ile kişi bir masterin sahip olduğu enerji frekansı seviyesine yüksemiş olur. Böylece insan bedeni ve hastalıkların yapısı ile ileri şifa tekniklerini öğrenir. Bu seviyede master düzeyi bilgilerle donatılılmasına rağmen kendisine henüz başkalarına inisiyasyon yapmak için gerekli bilgi ve yeti verilmez. Bu aşamada kişi elde ettiği master yetilerini kendini geliştirmek ve çevresine yararlı olmak için kullanır[6].

 

 

6.4. Dördüncü Aşama: Üstatlık Derecesi

 

Dördüncü aşama reiki öğretmenlerinin uyumlanmalarını sağlamak ve onların reikinin kullanımı hakkında bilgiler verecek şekilde eğitilmelerine yönelik olarak düzenlenen bir kurstur. Bu kursta, geleneksel teknikler, uyumlanma teorisi ve pratiği, reiki öğretmeni olarak hareket etme, sembollerin ve mantraların anlamı ve kullanımı, her adımda öğretilecek konular, reiki seminerlerinde etkinlikler, Japonlara özgü uyumlanmada Reiju, tüm sembollerin birleşik uyumlanması ve eğiticiler için özel reiju öğretilir[7]. Bütün bu bilgileri elde eden ve master olmaya hak kazanan kişiler artık reiki şifa tekniğini başkalarına öğretebilicek seviyeye gelmiş olurlar.

 

Birçok kişi, bu aşamaya üstat olmak için değil, şifa uygulamalarının daha ileri tekniklerini öğrenmek için katılır. Reiki üstadı olmak, uzun süren çalışmalar gerektirir. Bu seviyede, reiki sisteminin öğretilmesi ile ilgili bilgiler vardır. Reiki uyumlanma, yani inisiyasyon uygulama bilgileri bu eğitimde öğretilir. Üstat sembolü ile yapılan çalışmalarda, reiki meditatif yönü yoğunluktadır. Ruhî tekamül ağırlıklı ve uzun süreli bir eğitimdir.

 

 

Reiki üstadının öğrencilerine ve Reiki’ye olan sorumluluğu, hayatlarında doğru uygulamayı yapmayı öğretmektir. Öğrencinin üçüncü aşamayı isteme hakkı yoktur. Bu, ancak hocası tarafından sunulabilir. Modern düşünce tarzı, daha az kısıtlama ile çalışmaktır. Reiki üstadı olmak araba kullanmaya benzer. İnisiyasyon arabanın anahtarı gibidir, ama kullanmayı bilmiyorsanız, hiçbir yere gidemezsiniz. Teknikler açık, yalın ve direkt anlatılmalıdır ki, araba yürütülebilsin.

 

Reiki üstadı sadece inisiye edici değildir, reiki öğreticisidir. Reiki üstadı olmak, diğerlerinden daha fazla reiki gücüne sahip olmak da değildir. Önemli olan, kendi içindeki reikiyye olan bağı kavramaktır. Reikinin yazılı formülü Usui’den bin yıl öncesine dayanmaktadır, yani en az üç bin yaşındadır ve binlerce yıllık değişim ve adaptasyon sürecine sahiptir.

 

Üstatlık derecesi, geleneksel Usui sistemi düşünce tarzına göre, hayatını reikiye adayacak olanlara verilir. İkinci ve üçüncü aşama eğitimleri arasında birkaç yıl geçmesi beklenir. Aday, bu süre içerisinde dikkatle izlenir. Reiki üstadı olmak, öğrencinin hayatına ciddi bir sorumluluk yükleyecektir. Yalnızca inisiye etmek, reiki üstadı olmak için yeterli değildir.

 

Buraya kadar ele aldığımız aşamlarda da görüldüğü gibi birinci derece reiki kullanımı en kolay olanıdır. Çünkü bu aşam sembol kullanımını içermemektedir. Sadece ellerin fiziksel teması ile ilgilidir. Uyumlamalar ile reikinin yolu açılır. Auradaki bozulmaların fiziksel beden üzerindeki etkisini gerileterek bedenin ilk hali olan homeostasise (yani sağlıklı ve dengeli hale) geri dönmeyi sağlar121. Buradan anlaşıldığı kadarıyla Reiki 1 fiziksel bedeni tedavi etmektedir.

 

Reiki 2’ye gelince, o birçok yönlüdür. Burada üç sembol öğrenilmekte ve bu sembollerin kullanımı ile şifa gücü daha da artmaktadır. Uzakta olanlara, geçmişten meydana gelmiş olaylardan kaynaklanan ve gelecekte olabilecek bir takım sıkıntılara şifa göndermesi yapılmaktadır. Ayrıca birinci seviyede sadece hastalığın görünen nedenlerine şifa gönderilmekteyken ikinci seviyede ise görünmeyen sebeplere de şifa gönderilebilmektedir.

 

Üçüncü aşama ise uygulayıcı ve üstatlık olmak üzere ikiye ayrılırmaktadır. Uygulayıcı aşamasında kişi iki sembol daha öğrenerek kendisine şifa uygulamaları yapamaktadır. Üstatlık derecesinde ise artık o bir reiki masterı olmuştur, buna bağlı olarakta başkalarına reiki öğretebilmekte ve uygulayabilmektedir.

Reikilink: “Reiki Dereceleri”, http://www.reikilink.com \reiki link\reiki dereceleri.htm

Reikilink: “Reiki Dereceleri”, http://www.reikilink.com \reiki link\reiki dereceleri.htm