incinin temizlenmesi
İnci aslında bağlanmış su olduğu için latif ve nazik bir cevherdir. Çok durduğunda çürür ve renginden döner. Ateşin sıcaklığına dayanamaz, sararır, yanar ve vücut ısısından, terden, ekşilerden, yağlardan, kirden, yaş yerlerde durmaktan, müşk, kâfur, gâliye gibi keskin kokulu nesnelerden ve iri cevherlerle yan yana olmaktan taraveti, suyu, rengi bozulur, cismi çürür. Bundan dolayı inci, la’l, yakut gibi değerli taşlar dış etkilerden korunmaları için pamuk içerisinde muhafaza edilir. Şirvânî, incinin çabuk bozulma özelliği sebebiyle tüccarların onu servet saymadıklarını belirtir90:
Tab’ım ol bahr-ı suhandır ki kef-i mevci tutar
Penbeler içre nihân sübha-i lü’lü-yı nazîm (Nef’î/Akkuş, 1993: 68)
‘Urf-i nu’mânî ile zât-ı şeref-mendî gibi
Penbede saklıyacak bir dür-i şehvâr olmaz (Sâbit/ Karacan 1991: 177)
Şirvânî, age, s. 77-101.
Kırat, “değerli taşların tartısında kullanılan iki desigramlık ölçü birimi”dir (Kutlar, 2005: 148). Filori, “altın para birimi”dir (Kutlar, 2005: 130). Kutlar, age, s. 54-69. Şirvânî, age, s. 77-101. |
Rengi değişmiş, suyu ve ışıltısı gitmiş incinin eski haline getirilmesi için Şirvânî şunların yapılmasını önerir:
“Rengi, suyu, parıltısı yerinde olmayan inciyi güneşe karşı tutarlar, eğer içinde hiç ışık görünmezse, o inci cilayı kabul etmez. Bu yüzden inciyi düzeltecek ilaç yapılmaz. Işık görünürse cilayı kabul eder ve ilacı yapılır. İlacı kabul eden inci eğer ufak ve sarıysa, incir sütünde ıslatılır. Sarılığı gider. Asıl rengine döner. Fakat her üç günde bir taze süt konulması gerekir veya soyulmuş mahlep otu, soyulmuş susam ve kâfûr beraber ezilip yoğrulur, hab adlı sarı inciler içine konur, fındık gibi yuvarlaklar yapılıp, demir kepçeye konur, sonra paça yağı ilave edilip ateşte yavaş yavaş kaynatılır, soğuduktan sonra inci çıkarılır. Böylece inci son derece temiz ve berrak olur. İlacı kabul eden incinin rengi kızıl ise taze keçi sütüyle bir saat yıkanır, sonra çoğan, şeb, kâfur dövülüp keçi sütüyle yoğurulur, bu hamur, inciye kalınca sürülür, fırında pişirildikten sonra soğutulup hamurdan çıkartılır. Bunun ardından inci çok temiz ve şeffaf olur. Habbe adlı incinin rengi müşkten veya ‘abîrden bozulmuşsa sabun, hacıbektaş tuzu ve kuru hamam otu bir şişeye konur, üzerine tatlı su dökülür ve üzerine inciler bırakılır. Kömür ateşi üzerinde yavaş yavaş kaynatılır. Sabun köpürdükçe köpüğü alınıp suyu yenilenir. Bu işlem birkaç kez tekrarlanır. Sonra inci temiz su ile yıkanır, kiri ve pası gider, temizlenir, berrak ve nurlu olur. Bir başka yol, dövülmüş kâfur inciyle birlikte keten bez içine sıkıca bağlanır, şişeye veya kadehe bırakılır, üzerine kadehi zambak yağı ve mahlep otu yağı konur. Kadeh, yumuşak kömür ateşinde beş yüze kadar sayılarak bekletilir. İnci beyazlaştıysa kadehten çıkarılır. Beyazlaşmadıysa bu işlem tekrarlanır. Eğer incinin sarılığı dış yüzeyinde ise kuzukulağı ekşisinin imbikte çekilmişi incinin sarılığını giderir .
incinin temizlenmesi
İnci aslında bağlanmış su olduğu için latif ve nazik bir cevherdir. Çok durduğunda çürür ve renginden döner. Ateşin sıcaklığına dayanamaz, sararır, yanar ve vücut ısısından, terden, ekşilerden, yağlardan, kirden, yaş yerlerde durmaktan, müşk, kâfur, gâliye gibi keskin kokulu nesnelerden ve iri cevherlerle yan yana olmaktan taraveti, suyu, rengi bozulur, cismi çürür. Bundan dolayı inci, la’l, yakut gibi değerli taşlar dış etkilerden korunmaları için pamuk içerisinde muhafaza edilir. Şirvânî, incinin çabuk bozulma özelliği sebebiyle tüccarların onu servet saymadıklarını belirtir90:
Tab’ım ol bahr-ı suhandır ki kef-i mevci tutar
Penbeler içre nihân sübha-i lü’lü-yı nazîm (Nef’î/Akkuş, 1993: 68)
‘Urf-i nu’mânî ile zât-ı şeref-mendî gibi
Penbede saklıyacak bir dür-i şehvâr olmaz (Sâbit/ Karacan 1991: 177)
Şirvânî, age, s. 77-101.
Kırat, “değerli taşların tartısında kullanılan iki desigramlık ölçü birimi”dir (Kutlar, 2005: 148). Filori, “altın para birimi”dir (Kutlar, 2005: 130). Kutlar, age, s. 54-69. Şirvânî, age, s. 77-101. |
Rengi değişmiş, suyu ve ışıltısı gitmiş incinin eski haline getirilmesi için Şirvânî şunların yapılmasını önerir:
“Rengi, suyu, parıltısı yerinde olmayan inciyi güneşe karşı tutarlar, eğer içinde hiç ışık görünmezse, o inci cilayı kabul etmez. Bu yüzden inciyi düzeltecek ilaç yapılmaz. Işık görünürse cilayı kabul eder ve ilacı yapılır. İlacı kabul eden inci eğer ufak ve sarıysa, incir sütünde ıslatılır. Sarılığı gider. Asıl rengine döner. Fakat her üç günde bir taze süt konulması gerekir veya soyulmuş mahlep otu, soyulmuş susam ve kâfûr beraber ezilip yoğrulur, hab adlı sarı inciler içine konur, fındık gibi yuvarlaklar yapılıp, demir kepçeye konur, sonra paça yağı ilave edilip ateşte yavaş yavaş kaynatılır, soğuduktan sonra inci çıkarılır. Böylece inci son derece temiz ve berrak olur. İlacı kabul eden incinin rengi kızıl ise taze keçi sütüyle bir saat yıkanır, sonra çoğan, şeb, kâfur dövülüp keçi sütüyle yoğurulur, bu hamur, inciye kalınca sürülür, fırında pişirildikten sonra soğutulup hamurdan çıkartılır. Bunun ardından inci çok temiz ve şeffaf olur. Habbe adlı incinin rengi müşkten veya ‘abîrden bozulmuşsa sabun, hacıbektaş tuzu ve kuru hamam otu bir şişeye konur, üzerine tatlı su dökülür ve üzerine inciler bırakılır. Kömür ateşi üzerinde yavaş yavaş kaynatılır. Sabun köpürdükçe köpüğü alınıp suyu yenilenir. Bu işlem birkaç kez tekrarlanır. Sonra inci temiz su ile yıkanır, kiri ve pası gider, temizlenir, berrak ve nurlu olur. Bir başka yol, dövülmüş kâfur inciyle birlikte keten bez içine sıkıca bağlanır, şişeye veya kadehe bırakılır, üzerine kadehi zambak yağı ve mahlep otu yağı konur. Kadeh, yumuşak kömür ateşinde beş yüze kadar sayılarak bekletilir. İnci beyazlaştıysa kadehten çıkarılır. Beyazlaşmadıysa bu işlem tekrarlanır. Eğer incinin sarılığı dış yüzeyinde ise kuzukulağı ekşisinin imbikte çekilmişi incinin sarılığını giderir .