925 AYAR GÜMÜŞ VAV VE ELİF HARFLİ ARMALI YÜZÜK SİYAH OKSİTLİ OKSİT ZAMAN İÇİNDE SİLİNEBİLİR…
İnsan vav şeklinde doğar, doğrulunca kendini elif sanar. İnsan hayatı boyunca hep iki büklüm yaşar, oysa en doğru olduğu gün ölür. Allah’a kulluğun manası vav’dadır, elif uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir. O yüzden Lafz-ı ilahi elifle başlar. Elif kainatın anahtarı ise vav kainatın kendisidir. Rabbimiz bizim her zaman vav gibi mütevazı olmamızı ister. Vav Harfi, Allah’ın Vahid ismini ve birliğini simgeler. Vav harfi, Ebced hesabında 6 rakamına denktir, imanın 6 şartını temsil ettiği söylenir. Harfi med olduğu gibi, kasem harfidir. Aynı zamanda, iki cümleyi veya özneyi bağlayan bağlaçtır.
Ulu Cami’nin her duvarında Vav harfi yazılıdır. Halk arasında bir inanışa göre Hızır Aleyhisselam’ın bu vav harfinin önünde namaz kıldığı rivayet edilir. Vav harfi, Tezhib sanatı ile süslenmiş ve ucuna Lale motifi işlenmiştir. Lale süsleme sanatında Allah’ı c.c. simgeler. Vav harfi, Vahidiyet, Vahdaniyeti ihtiva etmesi yönüyle de Allah’ın birliğini anlatır. Vav harfi ile başlayan kelimelere dikkat edildiğinde hepsi sorumluluk gerektiren işlerdir. Bu meslekler ve işler; ”Vali, Vezir, Veli, Vekil, Varis, Vasi, Valide,Vaad etmek vb.”Bursa Ulu Camiinde yer alan ve duvarda asılı olan yedi vav hattının sırrı şu şekilde anlatılır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) şu şekilde buyurmuştur. “Yedi vavdan sakınınız, ihtiyaç olmadığı halde vavların işaret ettiği mesleklere yönelmeyiniz.” Bursa Ulu Camiinin batı cephesinde günümüzde hanımların namaz kıldığı yerin batı duvarında çok değişik bir şekilde işlenmiş büyük celi sülüt dört tane Vav harfi dikkat çekmektedir. İttaku’l – vâvat. Bu önemli bir nasihattir. Allah Resülü (s.a.s) bizleri sorumluluğu olan şeylerden sakınma noktasında uyarıyor ve “Vavlardan sakının, çekinin” diyor. Örneğin, Vali olmak, veli olmak, varis olmak, vekil olmak, vezir olmak, vakıf malını değerlendirmek, vallahu yemininde bulunmak vazifeleri yerine getirirken hassas olmamız ölçülü davranmamızı tavsiye edilmektedir. İnsan dünyaya vav şeklinde gelir, doğrulunca insan kendini elif sanır. İnsan hep iki büklüm yaşar, oysa en doğru olduğu gün öldüğü gündür. Kulluğun bütün manası vavdadır, elif ise uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir. O yüzden Lafz-ı ilahi yani Allah’ın sözü elifle başlar. Elif cümle kainatın anahtarıdır, vav kainatın ta kendisidir. Yüce Rabbimiz yarattığı kullarının vav gibi mütevazı olmasını ister. Hz. Musa dal olmuştur ama Firavun gözünü Elifliğe dikmiştir. Hz. İbrahim ateşte vav olmuştur, Nemrut ise bizzat ateşe odun olmuştur. Hz. Yunus, vav olmuş ve balığın karnında ancak kurtulabilmiştir. İnsan iki büklüm olunca rahat eder anne karnında. Yatarken bile iki büklüm oluruz. Vavın elifle münasebeti ne kadar iyiyse ne kadar uyumluysa, kainatın dengesi de o kadar düzgün ve iyi olur.
Kim kimi önce hatırlarsa evvel o ona koşar. Kainatta tüm cisimler boşlukta dönerken insan boşlukta kalmamış, Yaradan Rabbi insanı imanla doldurmuştur. Evvelde elifti kainat, bir ilahi nefesle vavlarahirde vav olur. Manayı bilmeyenler hiçbir zaman vav diyemez her zaman vay der. Buna anlamca vaveyla denir. Yani vav olamadıkları için feryad edenlerin haline vaveyla denir. Elif bir ağaç ise insan onun dalıdır. Azrail budadıkça nefesleri daha gür çıkar insanların sesleri. Her insan dal olur ve o ağaçtan eliften beslenir.
İnsan en sonunda Vav olur ve o ağacın gölgesine sığınır.Ve insana seslenir elif, hem dal ol, hem vav ol der. ”Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridir. İyiliği emrederler; kötülüğe engel olurlar. Namaz kılarlar, zekat verirler.” Resulüne itaat ederler. İşte Allah bu insanlara rahmet edecektir. Şüphesiz güçlüdür, hakimdir O. “Başkasının önünde eğilmek ne zordur. Birilerinin emri altına girmek ne kadar ağırdır.
Krallara boyun eğmemiş insan görmediği bir varlığa mı itaat edecektir? İnsan kendinin bile farkında değildir iki lam birbirine sarılıp kainatı ayakta tutan sütunlar gibi durmuştur elifin ardında, kainatın gezegenleri yuvarlanıp son harf misali peşinden giderken, insan yolculukta geri kalmanın acısını ne zaman anlayacaktır. Zordadır insan sığınacak yeri yoktur. Evrene ve seslere kulak verenler duyar yeniden o kutlu çağrıyı ”Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Rablerine kavuşacak ve O’na döneceklerini umanlar ve Allah’a gerçek saygı gösterenlerden başkasına namaz elbette ağır gelir.” Sonra çağırır insanı, belki cennet kokusunu duyurmak içindir bu davet, belki kendi yanına çağırıyordur. “Secde et, yaklaş!” Eğil bana ve ben senin başını göklere erdireyim, yıldızları ayağına sereyim, sana gezmekle bitiremeyeceğin cennetler, sayamayacağın nimetler vereyim. Secde et, vav o
925 AYAR GÜMÜŞ VAV VE ELİF HARFLİ ARMALI YÜZÜK SİYAH OKSİTLİ OKSİT ZAMAN İÇİNDE SİLİNEBİLİR…
İnsan vav şeklinde doğar, doğrulunca kendini elif sanar. İnsan hayatı boyunca hep iki büklüm yaşar, oysa en doğru olduğu gün ölür. Allah’a kulluğun manası vav’dadır, elif uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir. O yüzden Lafz-ı ilahi elifle başlar. Elif kainatın anahtarı ise vav kainatın kendisidir. Rabbimiz bizim her zaman vav gibi mütevazı olmamızı ister. Vav Harfi, Allah’ın Vahid ismini ve birliğini simgeler. Vav harfi, Ebced hesabında 6 rakamına denktir, imanın 6 şartını temsil ettiği söylenir. Harfi med olduğu gibi, kasem harfidir. Aynı zamanda, iki cümleyi veya özneyi bağlayan bağlaçtır.
Ulu Cami’nin her duvarında Vav harfi yazılıdır. Halk arasında bir inanışa göre Hızır Aleyhisselam’ın bu vav harfinin önünde namaz kıldığı rivayet edilir. Vav harfi, Tezhib sanatı ile süslenmiş ve ucuna Lale motifi işlenmiştir. Lale süsleme sanatında Allah’ı c.c. simgeler. Vav harfi, Vahidiyet, Vahdaniyeti ihtiva etmesi yönüyle de Allah’ın birliğini anlatır. Vav harfi ile başlayan kelimelere dikkat edildiğinde hepsi sorumluluk gerektiren işlerdir. Bu meslekler ve işler; ”Vali, Vezir, Veli, Vekil, Varis, Vasi, Valide,Vaad etmek vb.”Bursa Ulu Camiinde yer alan ve duvarda asılı olan yedi vav hattının sırrı şu şekilde anlatılır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) şu şekilde buyurmuştur. “Yedi vavdan sakınınız, ihtiyaç olmadığı halde vavların işaret ettiği mesleklere yönelmeyiniz.” Bursa Ulu Camiinin batı cephesinde günümüzde hanımların namaz kıldığı yerin batı duvarında çok değişik bir şekilde işlenmiş büyük celi sülüt dört tane Vav harfi dikkat çekmektedir. İttaku’l – vâvat. Bu önemli bir nasihattir. Allah Resülü (s.a.s) bizleri sorumluluğu olan şeylerden sakınma noktasında uyarıyor ve “Vavlardan sakının, çekinin” diyor. Örneğin, Vali olmak, veli olmak, varis olmak, vekil olmak, vezir olmak, vakıf malını değerlendirmek, vallahu yemininde bulunmak vazifeleri yerine getirirken hassas olmamız ölçülü davranmamızı tavsiye edilmektedir. İnsan dünyaya vav şeklinde gelir, doğrulunca insan kendini elif sanır. İnsan hep iki büklüm yaşar, oysa en doğru olduğu gün öldüğü gündür. Kulluğun bütün manası vavdadır, elif ise uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir. O yüzden Lafz-ı ilahi yani Allah’ın sözü elifle başlar. Elif cümle kainatın anahtarıdır, vav kainatın ta kendisidir. Yüce Rabbimiz yarattığı kullarının vav gibi mütevazı olmasını ister. Hz. Musa dal olmuştur ama Firavun gözünü Elifliğe dikmiştir. Hz. İbrahim ateşte vav olmuştur, Nemrut ise bizzat ateşe odun olmuştur. Hz. Yunus, vav olmuş ve balığın karnında ancak kurtulabilmiştir. İnsan iki büklüm olunca rahat eder anne karnında. Yatarken bile iki büklüm oluruz. Vavın elifle münasebeti ne kadar iyiyse ne kadar uyumluysa, kainatın dengesi de o kadar düzgün ve iyi olur.
Kim kimi önce hatırlarsa evvel o ona koşar. Kainatta tüm cisimler boşlukta dönerken insan boşlukta kalmamış, Yaradan Rabbi insanı imanla doldurmuştur. Evvelde elifti kainat, bir ilahi nefesle vavlarahirde vav olur. Manayı bilmeyenler hiçbir zaman vav diyemez her zaman vay der. Buna anlamca vaveyla denir. Yani vav olamadıkları için feryad edenlerin haline vaveyla denir. Elif bir ağaç ise insan onun dalıdır. Azrail budadıkça nefesleri daha gür çıkar insanların sesleri. Her insan dal olur ve o ağaçtan eliften beslenir.
İnsan en sonunda Vav olur ve o ağacın gölgesine sığınır.Ve insana seslenir elif, hem dal ol, hem vav ol der. ”Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridir. İyiliği emrederler; kötülüğe engel olurlar. Namaz kılarlar, zekat verirler.” Resulüne itaat ederler. İşte Allah bu insanlara rahmet edecektir. Şüphesiz güçlüdür, hakimdir O. “Başkasının önünde eğilmek ne zordur. Birilerinin emri altına girmek ne kadar ağırdır.
Krallara boyun eğmemiş insan görmediği bir varlığa mı itaat edecektir? İnsan kendinin bile farkında değildir iki lam birbirine sarılıp kainatı ayakta tutan sütunlar gibi durmuştur elifin ardında, kainatın gezegenleri yuvarlanıp son harf misali peşinden giderken, insan yolculukta geri kalmanın acısını ne zaman anlayacaktır. Zordadır insan sığınacak yeri yoktur. Evrene ve seslere kulak verenler duyar yeniden o kutlu çağrıyı ”Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Rablerine kavuşacak ve O’na döneceklerini umanlar ve Allah’a gerçek saygı gösterenlerden başkasına namaz elbette ağır gelir.” Sonra çağırır insanı, belki cennet kokusunu duyurmak içindir bu davet, belki kendi yanına çağırıyordur. “Secde et, yaklaş!” Eğil bana ve ben senin başını göklere erdireyim, yıldızları ayağına sereyim, sana gezmekle bitiremeyeceğin cennetler, sayamayacağın nimetler vereyim. Secde et, vav o