OTANT�K TA�

AMETİST TAŞI FİYAT

V MAKALELER
Ametist Taşı Fiyat
Fiyatı      :      TL
[dpsc_display_product]
Ürünün Özellikleri
  • ametist taşı fiyat
  • MAKALE

AMETİST TAŞI FİYAT

Bafa Gölü’nün güneyinde, asfalt yolla göl arasında yer alan ve çalışmamızda Latmos Bölgesi olarak adlandırdığımız yöredeki Büyükasar Tepe ve Zeytin Dağı ile gölün güneydoğusundaki Oyuk Tepe’de, antik çağda işletilmiş mermer ocakları yer almaktadır (Lev. XXVI, Res. 2). Yapılan analizlere göre, bu ocaklardaki mermer, ince-orta, orta-iri taneli, eş boyutlu taneli, belirgin grift dokulu, agregaları köşeli-az köşeli, beyaz renklidir (Lev. XXVII, Res. 1-2; Lev. XXVIII, Res. 1-2). Dolayısıyla, burada bulunan mermerin iyi kalitede olduğunu söylemek mümkündür.

Ametist Taşı Fiyat

Ametist Taşı Fiyat

Büyükasar Tepe ile Zeytin Dağı’nda yer alan ocaklarda, çeşitli aşamalarda işlenmesi yarım kalmış sütun kasnağı ve mimari elemanların yoğunluğu dikkat çeker. Bu parçaların ölçüleri, Latmos’a yakın mesafede ye r alan Didyma Apollon Tapınağı’nın mimari elemanlarıyla yakınlık göstermektedir. Bu nedenle ocakların, Apollon Tapınağı’nın inşasında kaynak olarak kullanıldığı düşünülebilir. Bu durumun en önemli kanıtı, Didyma Apollon Tapınağı’nın yapımı sırasında, inşaat işlerinin kaydının tutulduğu tapınak yapı belgeleridir. Belgeler, tapınak hakkında önemli bilgiler vermektedir. Buna göre, tapınağın yapımını Miletoslular üstlenmiş ve Herakleia yakınlarındaki, Miletos’a bağlı ocaklardan yararlanılmıştır1. Yazıtlar Hellenistik Dönem’e tarihlenmiştir2. Yazılı kaynakların yanı sıra, ocakta bulunan mimari bir blok üzerindeki ametist taşı fiyatçı işareti, tapınağın cella duvarındaki ametist taşı fiyatçı işaretleriyle örtüşmektedir3.
T.Wiegand, Didyma, Zweiter Teil: Die Inschriften, Berlin, Verlag Gebr. Mann, 1958, s.53.; W.Voigtländer, Der Jüngste Apollontempel von Didyma, Almanya, Verlag Ernst Varmuth Tübingeni 1975, s.76.
2 A.Peschlow-Bindokat, “Latmos ve Grion’daki Antik Dönem Mermer Ocakları”, Herakleia: Şehir ve Çevresi, Çev. Fikret Özcan, İstanbul, Homer Kitabevi, 2005, s. 154-155
3 Bkz.: 3.Bölüm, s.32.
4 A.e., s.152.
5 A.y.
Hellenistik Dönem’de yapımı bitmeyen tapınağın inşaatına, Roma döneminde de devam edilmiştir. Kabul gören düşünceye göre MS.262 yılındaki Got İstilası nedeniyle, tapınağın inşası tamamlanmadan bırakılmış, ocaktaki işler ve buluntular da iş durduğu zamanki gibi kalmıştır4. Bu nedenle, buluntular Roma Dönemi’ne tarihlenmiş5, ocakta yürütülen işlerin niteliğinde belirgin bir değişiklik olmaması, genel bir işçilikten bahsetmeyi mümkün kılmıştır. Tüm bunlara dayanarak,
Latmos’un güneyindeki ocakları, Miletos kentine ait ocaklar olarak değerlendirmek mümkündür.
Gölün güneydoğusunda yer alan Oyuk Tepe’deki diğer ocaklar incelendiğinde, çevrelerinde biriken atıklardan, bu kısmın da yoğun bir şekilde işletildiği anlaşılmaktadır. Miletos kentine ait ocakların aksine, bu ocaklarda yarı işli parçalar sınırlı sayıdadır. Bunun dışında, ocağın sahip olduğu mermer kapasitesi, neredeyse tüketilmiştir6.
Antik kaynaklar da Latmos Herakleiası’nın sahip olduğu mermer kaynaklarından bahseder. Vitruvius’un bildirdiğine göre (X, II, 15), Hellenistik Dönem’de yandıktan sonra Artemis Tapınağı’nı tekrar inşa etmeye karar veren Ephesoslular, hangi kentten mermer alınacağına dair fikir birliğine varamamışlardır. Ephesosluların mermer almayı düşündüğü kentler arasında Herakleia’nın da adı geçmektedir7. Ayrıca Roma İmparatoru Diokletianus’un MS. 301 tarihinde, imparatorlukta fiyatların hiç görülmemiş bir seviyeye ulaşması üzerine düzenlediği yeni fiyat listesinde de Herakleia mermeri, iyi kalite mermer olarak geçmektedir8. Tüm bunlara dayanarak, Herakleia kenti tarafından işletilen ocaklardan söz etmek mümkündür. Zeytin Dağı ile Büyükasar Tepe’deki ocaklarla karşılaştırıldığında görülen farklılıklardan dolayı, Oyuk Tepe’nin Latmos Herakleiası tarafından kullanıldığı sonucu çıkarılabilir.

3.1.Büyükasar Tepe, Zeytin Dağı ve Tahtacı Tepe’deki Ocaklar
Peschlow-Bindokat, Herakleia: Şehir ve Çevresi, s. 148.
Vitruvius, Mimarlık Üzerine 10 Kitap, Çev.S.Güven, İstanbul, Şevki Vanlı Mimarlık Vakfı, 2005, s.210. Peschlow-Bindokat, Herakleia: Şehir ve Çevresi, s.149-150.

Yukarıda da anıldığı gibi, Bafa Gölü’nün güneyinde, asfalt yol ile göl arasındaki tepelerde (Büyükasar T., Zeytin Dağı ve Tahtacı T.) mermer ocakları yer almaktadır. Bunun yanında, asfalt yolun güneyinde kalan Karacabafa Tepesi’nde de az sayıda çalışma izi görülebilmektedir. Ancak en yoğun çalışma izi ve buluntulara Büyükasar Tepe ile daha batıdaki Zeytin Dağı’nda rastlanmaktadır (Lev. XXIX, Res. 1). Bu alanda saptanmış olan ocaklar, yukarıda da anıldığı gibi, Miletos kentine ait olmalıdır. Günümüzde, her iki tepedeki ocaklar işletilmemekte, ocakların bulunduğu alan, yerli halk tarafından zeytinlik olarak kullanılmaktadır. Bu sayede, antik çağdaki izler ve buluntular, çok zarar görmeden ve değişime uğramadan günümüze kadar ulaşmışlardır. İyi derecede korunmuş konumlarından yararlanarak, burada yürütülen işi takip etmek ve saptamak mümkündür.
Miletos kentine ait ocaklar içinde en yoğun ocak mamülüne Büyükasar Tepe’de rastlanır (Lev. XXX, Res. 1). Tepenin her yanında ametist taşı fiyat alma çalışmaları sürdürülmüştür. Ancak özellikle tepenin zirvesi, buluntuların yoğunlaştığı yerdir (Bkz., Tablo 1). Zirvenin kuzeybatısında, tepenin en büyük ocağı yer alır (Lev. XXX, Res. 2). Bu alanın kuzeydoğu ve güneybatısından ametist taşı fiyat alınmış, bunun sonucu 100m. uzunluğunda ve en çok 30m. genişliğinde yapay bir vadi oluşmuştur9 (Lev. XXXI, Res. 1). ametist taşı fiyat alınan duvarların yüksekliği 5m.’dir. Ocağın üç tane çıkışı vardır. Bunların ikisi kuzeydoğu duvarında diğeri de kuzeybatıda yer almaktadır. Bu alanda yürütülen çalışmanın büyüklüğü, ocak atıklarından da anlaşılmaktadır. Bu alanda atıklar, çıkış yollarından aşağı dökülmek suretiyle çalışma alanından temizlenmiş, böylece çıkış yollarının altında yapay tepecikler oluşmuştur (Lev. XXXII, Res. 1).
Tepenin batısında (Lev. XXXII, Res. 2; Lev. XXXIII, Res. 1-2; Lev. XXXIV, Res. 1-2; Lev. XXXV, Res. 1-2) ve kuzeyinde de (Lev. XXXVI, Res. 1-2) çalışılmıştır. Bu alanlar kuzeye doğru bir hat şeklinde ilerler. Batıdaki çalışma alanları, tepenin yamaçlarında kalır ve zirveye göre nispeten daha küçüktür. Ancak, ocak duvarları, yamaçta yer alması nedeniyle, zirveye göre daha yüksektir. Kimi yerlerde bu yükseklik yaklaşık 6-7m.’yi bulmaktadır. Burada yürütülen çalışmanın atıkları da tepeden aşağı dökülmek suretiyle temizlenmiştir (Lev. XXXVII, Res. 1). Tepenin kuzeyinde yer alan alanlarda da kasnak ve bloklara rastlanır.
Büyükasar Tepe’nin batısındaki Tahtacı Tepe, çalışmaların yoğunlaştığı diğer bir tepedir. Çalışma alanları, Tahtacı Tepe’nin doğusundan başlayarak güneydoğuya doğru bir hat şeklinde uzanmaktadır. Buradaki alanlar, Büyükasar Tepe’ye göre daha büyük olsa da daha az buluntuya rastlanır.
A.Peschlow-Bindokat, “Steinbrüche von Milet und Herakleia am Latmos”, Jahrbuch des Deutschen Archäologischen Instituts, 96, 1981, s.171.
Miletos kenti ocaklarındaki çalışmalar, Zeytin Dağı’nda da sürmüştür. Burası, Büyükasar Tepe’ye göre daha yüksek ve daha diktir. Dağın kuzey etekleri göl kıyısına, güneyi ise asfalt yola kadar uzanır. Buradaki çalışma, Büyükasar Tepe’ye oranla daha az azdır. Bunun nedeni kaliteli mermerin Zeytin Dağı’nda daha alt seviyelerde yer almasıdır10. Kaliteli mermere ulaşmanın zorluğuyla birlikte, Zeytin Dağı’nın, Büyükasar Tepe’ye göre daha yüksek olması, blokların nakliyesini de zorlaştırmış olmalıdır. Burada yer alan çalışma alanları, tepeye dağınık bir şekilde yayılmıştır. Bu alanlardan bir tanesi, tepenin kuzeyinde yer alır. 4-5m. yüksekliğinde, 8m. uzunluğundaki11 ocak duvarında çalışma izleri, günümüzde görülebilir durumdadır (Lev. XXXVII, Res. 2). Bu alanın batısında yer alan başka bir çalışma alanı daha vardır. Arazinin oldukça dik olduğu bu alanda, herhangi bir buluntuya rastlanmamıştır, ancak, yürütülen işlemin izleri takip edilebilmektedir (Lev. XXXVIII, Res. 1). Kalan izlere göre, bu alandan 176x129x36cm. ölçülerinde blok alınmıştır. Aynı şekilde dağın güneyinde de benzer çalışma izleri görülmektedir (Lev. XXXVIII, Res. 2; Lev. XXXIX, Res. 1). Çalışmanın atıkları, Büyükasar Tepe’de olduğu gibi bayırdan aşağıya dökülmüştür. Bu durum, yine çıplak gözle izlenebilir niteliktedir
(Lev. XXXIX, Res. 2).
Çalışmaların yoğunlaştığı söz konusu tepeler dışında, daha küçük çalışma alanları da vardır. Örneğin, Zeytin Dağı’nın batısında, göl kıyısında da ametist taşı fiyat çıkarılan alanlar görülmektedir. Günümüzde Club Natura Olivia işletmesinin üstüne kurulduğu alanlarda, ocak yüzündeki külünk izleri tespit edilebilmektedir (Lev. XL, Res. 1). Yaklaşık 4-5m. yüksekliğindeki ocak duvarlarının üstünde, işletmenin lokantası yer alır. Bir başka duvarda ise, kaliteli mermerin, daha alt seviyelerde yer alması nedeniyle, ametist taşı fiyat alma işlemi, alttan oyarak ilerlemiştir (Lev. XL, Res. 2). Bunun dışında, asfalt yolun kenarında da alet izleri görülür. Örneğin, göl ile yol arasında kalan bir kaya kütlesi üzerinde de alet izleri tespit edilmektedir (Lev. XLI, Res. 1). Ancak asfalt yolun yapımında bu alan tahrip olmuştur.

 

AMETİST TAŞI FİYAT

V MAKALELER
Ametist Taşı Fiyat
Fiyatı      :      TL
Ürünün Özellikleri
  • ametist taşı fiyat
  • MAKALE
[dpsc_display_product]
Ürün Açıklaması Video Tanıtım Yorumlar

AMETİST TAŞI FİYAT

Bafa Gölü’nün güneyinde, asfalt yolla göl arasında yer alan ve çalışmamızda Latmos Bölgesi olarak adlandırdığımız yöredeki Büyükasar Tepe ve Zeytin Dağı ile gölün güneydoğusundaki Oyuk Tepe’de, antik çağda işletilmiş mermer ocakları yer almaktadır (Lev. XXVI, Res. 2). Yapılan analizlere göre, bu ocaklardaki mermer, ince-orta, orta-iri taneli, eş boyutlu taneli, belirgin grift dokulu, agregaları köşeli-az köşeli, beyaz renklidir (Lev. XXVII, Res. 1-2; Lev. XXVIII, Res. 1-2). Dolayısıyla, burada bulunan mermerin iyi kalitede olduğunu söylemek mümkündür.

Ametist Taşı Fiyat

Ametist Taşı Fiyat

Büyükasar Tepe ile Zeytin Dağı’nda yer alan ocaklarda, çeşitli aşamalarda işlenmesi yarım kalmış sütun kasnağı ve mimari elemanların yoğunluğu dikkat çeker. Bu parçaların ölçüleri, Latmos’a yakın mesafede ye r alan Didyma Apollon Tapınağı’nın mimari elemanlarıyla yakınlık göstermektedir. Bu nedenle ocakların, Apollon Tapınağı’nın inşasında kaynak olarak kullanıldığı düşünülebilir. Bu durumun en önemli kanıtı, Didyma Apollon Tapınağı’nın yapımı sırasında, inşaat işlerinin kaydının tutulduğu tapınak yapı belgeleridir. Belgeler, tapınak hakkında önemli bilgiler vermektedir. Buna göre, tapınağın yapımını Miletoslular üstlenmiş ve Herakleia yakınlarındaki, Miletos’a bağlı ocaklardan yararlanılmıştır1. Yazıtlar Hellenistik Dönem’e tarihlenmiştir2. Yazılı kaynakların yanı sıra, ocakta bulunan mimari bir blok üzerindeki ametist taşı fiyatçı işareti, tapınağın cella duvarındaki ametist taşı fiyatçı işaretleriyle örtüşmektedir3.
T.Wiegand, Didyma, Zweiter Teil: Die Inschriften, Berlin, Verlag Gebr. Mann, 1958, s.53.; W.Voigtländer, Der Jüngste Apollontempel von Didyma, Almanya, Verlag Ernst Varmuth Tübingeni 1975, s.76.
2 A.Peschlow-Bindokat, “Latmos ve Grion’daki Antik Dönem Mermer Ocakları”, Herakleia: Şehir ve Çevresi, Çev. Fikret Özcan, İstanbul, Homer Kitabevi, 2005, s. 154-155
3 Bkz.: 3.Bölüm, s.32.
4 A.e., s.152.
5 A.y.
Hellenistik Dönem’de yapımı bitmeyen tapınağın inşaatına, Roma döneminde de devam edilmiştir. Kabul gören düşünceye göre MS.262 yılındaki Got İstilası nedeniyle, tapınağın inşası tamamlanmadan bırakılmış, ocaktaki işler ve buluntular da iş durduğu zamanki gibi kalmıştır4. Bu nedenle, buluntular Roma Dönemi’ne tarihlenmiş5, ocakta yürütülen işlerin niteliğinde belirgin bir değişiklik olmaması, genel bir işçilikten bahsetmeyi mümkün kılmıştır. Tüm bunlara dayanarak,
Latmos’un güneyindeki ocakları, Miletos kentine ait ocaklar olarak değerlendirmek mümkündür.
Gölün güneydoğusunda yer alan Oyuk Tepe’deki diğer ocaklar incelendiğinde, çevrelerinde biriken atıklardan, bu kısmın da yoğun bir şekilde işletildiği anlaşılmaktadır. Miletos kentine ait ocakların aksine, bu ocaklarda yarı işli parçalar sınırlı sayıdadır. Bunun dışında, ocağın sahip olduğu mermer kapasitesi, neredeyse tüketilmiştir6.
Antik kaynaklar da Latmos Herakleiası’nın sahip olduğu mermer kaynaklarından bahseder. Vitruvius’un bildirdiğine göre (X, II, 15), Hellenistik Dönem’de yandıktan sonra Artemis Tapınağı’nı tekrar inşa etmeye karar veren Ephesoslular, hangi kentten mermer alınacağına dair fikir birliğine varamamışlardır. Ephesosluların mermer almayı düşündüğü kentler arasında Herakleia’nın da adı geçmektedir7. Ayrıca Roma İmparatoru Diokletianus’un MS. 301 tarihinde, imparatorlukta fiyatların hiç görülmemiş bir seviyeye ulaşması üzerine düzenlediği yeni fiyat listesinde de Herakleia mermeri, iyi kalite mermer olarak geçmektedir8. Tüm bunlara dayanarak, Herakleia kenti tarafından işletilen ocaklardan söz etmek mümkündür. Zeytin Dağı ile Büyükasar Tepe’deki ocaklarla karşılaştırıldığında görülen farklılıklardan dolayı, Oyuk Tepe’nin Latmos Herakleiası tarafından kullanıldığı sonucu çıkarılabilir.

3.1.Büyükasar Tepe, Zeytin Dağı ve Tahtacı Tepe’deki Ocaklar
Peschlow-Bindokat, Herakleia: Şehir ve Çevresi, s. 148.
Vitruvius, Mimarlık Üzerine 10 Kitap, Çev.S.Güven, İstanbul, Şevki Vanlı Mimarlık Vakfı, 2005, s.210. Peschlow-Bindokat, Herakleia: Şehir ve Çevresi, s.149-150.

Yukarıda da anıldığı gibi, Bafa Gölü’nün güneyinde, asfalt yol ile göl arasındaki tepelerde (Büyükasar T., Zeytin Dağı ve Tahtacı T.) mermer ocakları yer almaktadır. Bunun yanında, asfalt yolun güneyinde kalan Karacabafa Tepesi’nde de az sayıda çalışma izi görülebilmektedir. Ancak en yoğun çalışma izi ve buluntulara Büyükasar Tepe ile daha batıdaki Zeytin Dağı’nda rastlanmaktadır (Lev. XXIX, Res. 1). Bu alanda saptanmış olan ocaklar, yukarıda da anıldığı gibi, Miletos kentine ait olmalıdır. Günümüzde, her iki tepedeki ocaklar işletilmemekte, ocakların bulunduğu alan, yerli halk tarafından zeytinlik olarak kullanılmaktadır. Bu sayede, antik çağdaki izler ve buluntular, çok zarar görmeden ve değişime uğramadan günümüze kadar ulaşmışlardır. İyi derecede korunmuş konumlarından yararlanarak, burada yürütülen işi takip etmek ve saptamak mümkündür.
Miletos kentine ait ocaklar içinde en yoğun ocak mamülüne Büyükasar Tepe’de rastlanır (Lev. XXX, Res. 1). Tepenin her yanında ametist taşı fiyat alma çalışmaları sürdürülmüştür. Ancak özellikle tepenin zirvesi, buluntuların yoğunlaştığı yerdir (Bkz., Tablo 1). Zirvenin kuzeybatısında, tepenin en büyük ocağı yer alır (Lev. XXX, Res. 2). Bu alanın kuzeydoğu ve güneybatısından ametist taşı fiyat alınmış, bunun sonucu 100m. uzunluğunda ve en çok 30m. genişliğinde yapay bir vadi oluşmuştur9 (Lev. XXXI, Res. 1). ametist taşı fiyat alınan duvarların yüksekliği 5m.’dir. Ocağın üç tane çıkışı vardır. Bunların ikisi kuzeydoğu duvarında diğeri de kuzeybatıda yer almaktadır. Bu alanda yürütülen çalışmanın büyüklüğü, ocak atıklarından da anlaşılmaktadır. Bu alanda atıklar, çıkış yollarından aşağı dökülmek suretiyle çalışma alanından temizlenmiş, böylece çıkış yollarının altında yapay tepecikler oluşmuştur (Lev. XXXII, Res. 1).
Tepenin batısında (Lev. XXXII, Res. 2; Lev. XXXIII, Res. 1-2; Lev. XXXIV, Res. 1-2; Lev. XXXV, Res. 1-2) ve kuzeyinde de (Lev. XXXVI, Res. 1-2) çalışılmıştır. Bu alanlar kuzeye doğru bir hat şeklinde ilerler. Batıdaki çalışma alanları, tepenin yamaçlarında kalır ve zirveye göre nispeten daha küçüktür. Ancak, ocak duvarları, yamaçta yer alması nedeniyle, zirveye göre daha yüksektir. Kimi yerlerde bu yükseklik yaklaşık 6-7m.’yi bulmaktadır. Burada yürütülen çalışmanın atıkları da tepeden aşağı dökülmek suretiyle temizlenmiştir (Lev. XXXVII, Res. 1). Tepenin kuzeyinde yer alan alanlarda da kasnak ve bloklara rastlanır.
Büyükasar Tepe’nin batısındaki Tahtacı Tepe, çalışmaların yoğunlaştığı diğer bir tepedir. Çalışma alanları, Tahtacı Tepe’nin doğusundan başlayarak güneydoğuya doğru bir hat şeklinde uzanmaktadır. Buradaki alanlar, Büyükasar Tepe’ye göre daha büyük olsa da daha az buluntuya rastlanır.
A.Peschlow-Bindokat, “Steinbrüche von Milet und Herakleia am Latmos”, Jahrbuch des Deutschen Archäologischen Instituts, 96, 1981, s.171.
Miletos kenti ocaklarındaki çalışmalar, Zeytin Dağı’nda da sürmüştür. Burası, Büyükasar Tepe’ye göre daha yüksek ve daha diktir. Dağın kuzey etekleri göl kıyısına, güneyi ise asfalt yola kadar uzanır. Buradaki çalışma, Büyükasar Tepe’ye oranla daha az azdır. Bunun nedeni kaliteli mermerin Zeytin Dağı’nda daha alt seviyelerde yer almasıdır10. Kaliteli mermere ulaşmanın zorluğuyla birlikte, Zeytin Dağı’nın, Büyükasar Tepe’ye göre daha yüksek olması, blokların nakliyesini de zorlaştırmış olmalıdır. Burada yer alan çalışma alanları, tepeye dağınık bir şekilde yayılmıştır. Bu alanlardan bir tanesi, tepenin kuzeyinde yer alır. 4-5m. yüksekliğinde, 8m. uzunluğundaki11 ocak duvarında çalışma izleri, günümüzde görülebilir durumdadır (Lev. XXXVII, Res. 2). Bu alanın batısında yer alan başka bir çalışma alanı daha vardır. Arazinin oldukça dik olduğu bu alanda, herhangi bir buluntuya rastlanmamıştır, ancak, yürütülen işlemin izleri takip edilebilmektedir (Lev. XXXVIII, Res. 1). Kalan izlere göre, bu alandan 176x129x36cm. ölçülerinde blok alınmıştır. Aynı şekilde dağın güneyinde de benzer çalışma izleri görülmektedir (Lev. XXXVIII, Res. 2; Lev. XXXIX, Res. 1). Çalışmanın atıkları, Büyükasar Tepe’de olduğu gibi bayırdan aşağıya dökülmüştür. Bu durum, yine çıplak gözle izlenebilir niteliktedir
(Lev. XXXIX, Res. 2).
Çalışmaların yoğunlaştığı söz konusu tepeler dışında, daha küçük çalışma alanları da vardır. Örneğin, Zeytin Dağı’nın batısında, göl kıyısında da ametist taşı fiyat çıkarılan alanlar görülmektedir. Günümüzde Club Natura Olivia işletmesinin üstüne kurulduğu alanlarda, ocak yüzündeki külünk izleri tespit edilebilmektedir (Lev. XL, Res. 1). Yaklaşık 4-5m. yüksekliğindeki ocak duvarlarının üstünde, işletmenin lokantası yer alır. Bir başka duvarda ise, kaliteli mermerin, daha alt seviyelerde yer alması nedeniyle, ametist taşı fiyat alma işlemi, alttan oyarak ilerlemiştir (Lev. XL, Res. 2). Bunun dışında, asfalt yolun kenarında da alet izleri görülür. Örneğin, göl ile yol arasında kalan bir kaya kütlesi üzerinde de alet izleri tespit edilmektedir (Lev. XLI, Res. 1). Ancak asfalt yolun yapımında bu alan tahrip olmuştur.