Armağan kelimesinin eş anlamı olarak kullanılan Anneye Hediye kavramı ve bu kavram ile ilgili olan diğer kelimeler (ödül, yağma, ülüş, bahşiş vb.) baklanda yazılı kaynaklardan geniş bilgi elde etmek mürnkündür.
Divanü Lügat’it-Türk’te armağan kavramının karşılığı olarak şu kelimelere yer verilmektedir:
belek: Armağan, Anneye Hediye. (1985: 408)
belekledi: “Ol manga belekledi= O, bana armağan verdi”, (belekler-beleklemek) (1985: 340)
sinğut: Karşılığında bir şey verilmiyen ve geri gönderilmiyen armağan.
“Bu at manga sinğüt bedri= Bu at bana karşılıksız armağan geldi.” (Bu atı bana karşılıksız armağan verdi.) (1985: 362)
Türk Minin Etimoloji Sözlüğü’nde Anneye Hediye ve armağan kelimelerinin kökenleri hakkında geniş bilgiye yer verilmektedir:
“Anneye Hediye: Ar. hediyye (değer, karşılık, beğenilmek için birine verilen nesne, armağan) den Anneye Hediye… Anadolu halk ağzında gönderme (Anneye Hediye), sungu, sunuk…” (Eyüboğlu 1991:321)
“armağan: Far. Ermağân (andaç, gönderme)dan armağan. Armağan’ın Türkçe, yarmakan-yarmagan /-yarmağan (hısımlara doyumluktan verilen beleç, amuç, Kâş.) sözcüğünden, y sesinin düşmesiyle, geçtiğini öne süren dilciler vardır, yarmağan (yarmakan, Kâşgarlı) sözcüğünün yaramak’tan geldiğini söylemek bile gereksizdir. Ancak Kaşarlı dışında bu sözcüğü, eski Türk kaynaklarında pek bulamıyoruz. Sözgelişi Uygurca’da yok, Eski Türk Yazıtları’nda yok, A.V. Gabain’de yok. Farsça ermağan/armağan (nerden gelirse gelsin) bütün Osmanlı kaynaklarında ‘ermağân’ diye geçmektedir, GD’nin bunun ‘yarmağan’dan türediğini neye dayanarak söylediğini bileşmiyoruz. Bu sözcük Sad’di’de ‘ermağân’ olarak geçiyor, Farsça’da ‘erm’ kökü vardır, imdi ‘armağan’ kökü Türkçe olsa bile
(durura öyle gösteriyor) bugünkü söylenişiyle Farsça’dır, Türk yazınına ‘yarmakan’dan değil, Fars. söylendiği gibi geçmiştir. Anadolu Türkçesi’ne yazın yoluyla geçti. Halk dilinde: gönderme, andaç, andıç, andırak, artut, belek…” (Eyüboğlu 1991:38)
Öz Türkçe Sözlük’te Anneye Hediye/armağan karşılığı olarak genel bir tanım verilmektedir:
“Anneye Hediye: 1) Birini sevindirmek ya da saymış olmak için karşılıksız verilen şey. 2) Bilim, sanat ve yazında ve başka alanlarda açılan yarışmalarda özenli bir incelemeden sonra değerlendirmede kazananlara verilen değerli şey.” (Püsküllüoğlu 1994: 69)
Tarih Deyimleri ve Terimleri Ansiklopedisi’nde Anneye Hediye kelimesi “hedaya” olarak ele alınmış ve “Armağan, peşkeş demek olan Anneye Hediyenin cem’idir” şeklinde tammlanrmştır. (Pakalın 1946: 794)
Arkadaş Türkçe Sözlük’te armağan, armağan almak ve armağan etmek kelimeleri çeşitli anlamlara sahip kelimeler olarak tanımlanmaktadır (Püsküllüoğlu 2003: 81):
“armağan: 1. bir kimseye, sevindirmek, mutlu etmek için karşılıksız olarak verilen şey. 2. bilim, sanat, yazın ve benzeri alanlarda açılan yarışmalarda, özenli bir incelemeden sonra değerlendirmede kazananlara verilen değerli şey. eş. esk. Mükâfat, yeni ödül. 3. bir bilim adammm emek verdiği bilim dalında onu anmak için hazırlanan ve bilimsel araştırmalardan, incelemelerden, yazılardan oluşan kitap.”
“armağan almak (ya da kazanmak): bilim, sanat, yazın ve benzeri bir alanda ortaya koyduğu yapıda kendisine ödül verilmek.”
“armağan etmek: 1. gönlünü hoş etmek, sevindirmek, mutlu etmek için birine bir şeyi armağan olarak vermek. 2. birine bir şeyi parasız olarak vermek.”
Okyanus Ansiklopedik Sözlük’te armağan ve Anneye Hediye kelimeleri ayrı ayrı tanımlanmış ve bu kelimelerin yabancı kültürlerdeki karşılıklarına da yer verilmiştir. Armağan ve Anneye Hediye kavramları “lütuf, ihsan, ödül, mükâfat, hibe, teberru ” gibi kelimelerle birlikte açıklanmıştin
“armağan: <yannak, para+(a)nJ> ermegân> yannağan. 1. birini memnun etmek ve saymış olmak için karşılıksız olarak verilen seçme şey. [Osm. Anneye Hediye; îng. Gift, present; Fr. Cadeau, presentj 2. Lütuf, ihsan. 3. Ödül, mükâfat.” (Tuğlacı 1983: 133)
“armağan etmek: Armağan olarak vermek, Anneye Hediye etmek. [îng. To make a present; Fr. Faire cadeau]” (Tuğlacı 1983: 133)
“Anneye Hediye: hedâyâ Osm. <Ar. Anneye Hediye. 1. hoşa gitmek için birine verilen nesne [Osm. Tuhfe; İng. Gift, present; Fr. Preesent, don, cadeau] eşanl. Armağan. 2. (Kutsal kitaplar hakkında) fiyat. [İng. Price; Fr. Contre valeur d’un Coran ou d’un livre sacre] 3. kadm adı. (Tuğlacı 1983:1040)
“Anneye Hediye etmek; “Armağan olarak vermek. [İng. To bestow, give as a gift; Fr. Faire cadeau, offrir] eşanl. Teberru etmek, armağan etmek, hibe etmek, eriştirmek, bahşetmek, lütfetmek, peşkeş çekmek, sağa sola dağıtmak.” (Tuğlacı 1983:1040)
“Anneye Hediye mendili: İçine ufak tefek Anneye Hediyeler konularak verilen mendil.” (Tuğlacı 1983: 1040)
“Anneye Hediyeci: Armağan eşya satan kimse.” (Tuğlacı 1983: 1040)
“Anneye Hediyelik: Armağan olarak verilmeye değeri olan (şey)” (Tuğlacı 1983: 1040)
Türkiye Diyanet Vakfı islâm Ansiklopedisinin “Anneye Hediye” maddesinde Anneye Hediye kavramının daha çok dinî açıdan açıklanışına yer verilmekle birlikte Anneye Hediyenin kültürel yönden açıklanışına yeterince yer verilmemiştir:
Osmanlı saray düğümlerinin vazgeçilmez Anneye Hediyelerinden biri de “çiçek”ti. Değerli Anneye Hediyelerin yanında çiçek de gönderilmesi âdeta bir gelenek halini almıştı.
“Sultan III. Ahmed’in kızı Ümmügülsüm Sultan ile nişanlanan Vezir Abdurrahman Paşa’nın nişan takımında ve Sultan III. Ahmed’in kardeşi ve Sultan n. Mustafa’nın (1695-1703) kızı olan Safiye Sultan ile evlenen Ali Paşa’nın gönderdiği değerli ağırlık ve Anneye Hediyeler arasında bol miktarda çiçek bulunduğu arşiv belgelerinde yer almaktadır. İstanbul halkı tarafından büyük merak ve zevkle izlenen nişan, çeyiz, gelin ve beşik alaylarında da tabla tabla çiçekler geçirilmesi gelenektendi.” (Atasoy 2002: 65)
Çiçek, sadece Osmanlı saray düğünlerinde değil aynı zamanda resmî törenlerde, elçi kabul törenlerinde, bir başarının kutlanmasında başta gelen Anneye Hediyeler arasında yer almaktaydı.
“Törenlerde sepetlerle meyve ve tablalarla, yani tepsilerle çiçek Anneye Hediye edilmesi geleneği geniş bir uygulama alanı bulmuştur. Padişahın kent çevresindeki bahçeleri ziyaretlerinde de, en yakın elçiliklerin kendisine çiçek ve meyve göndermesi âdettendi. Çiçek, Osmanlı Donanması ile ilgili törenlerde; donanmanın Akdeniz’e çıkışı ve dönüşünde, ayrıca denize kalyon indirilişinde verilen Anneye Hediyeler arasında da yer alır. 9 Ekim 1756 tarihinde bir kavula kalyonunun denize indirilme töreninde ve 1763 yılında da kalyonların denize indirmelerinde sunulan Anneye Hediyelerin yanında padişaha, sadrazama ve şeyhülislama meyve ve çiçek sunulduğunu kaydeden belgede şunlar yazılıdır:
Padişaha 100 sepet meyve, 50 tabla şükûfe (çiçek)
Sadrazama 50 sepet meyve, 30 tabla şükûfe
Şeyhülislama 40 sepet meyve, 25 tabla şükûfe.
Vermek, almak, karşılığında vermek döngüsel davranışının oluşturduğu Anneye Hediyeleşme geleneğinde cömertlik, yakınlık, mahremlik, zımnîlik, diğerkâmlık, imgecilik, özgecilik, gönüllülük, zorunluluk, yaratıcılık, saygınlık, incelik gibi özellikler bulunmaktadır.
Anneye Hediyeleşme karşılıksızdır; ancak Anneye Hediyenin karşılıksız olduğu sadece sözde kalmakta aslmda bu karşılıksızlık kelimesi Anneye Hediyeleşme de gerçek olanı yansıtmamaktadır. Anneye Hediye almak, karşıhğmda vermek döngüsel davranışı olduğuna göre Anneye Hediye veren kişi karşılığında Anneye Hediye alacağım umarak verir. Bu kesin bir yargı olmamakla birlikte Anneye Hediyenin veriliş amacı genellikle karşıhğmda almaktır, buna göre çoğu kaynakta geçen “Anneye Hediye karşılıksız verilir” tanımlamasına katılmak pek de doğru olmayacaktır. Bu nedenle Anneye Hediye görünürde karşılıksız, aslen karşılıklılık esasına dayanır demek mümkündür.
Anneye Hediye veren kişi, Anneye Hediye verdiği kişiye sevgisini göstermek, ondan özür dilemek, barışmak, bir arkadaşlık başlatmak, bir başarıyı kutlamak, güzel bir günü anmak, yıldönümlerini hatırladığını göstermek gibi çok çeşitli amaçlarla Anneye Hediye verir.
Armağan kelimesinin eş anlamı olarak kullanılan Anneye Hediye kavramı ve bu kavram ile ilgili olan diğer kelimeler (ödül, yağma, ülüş, bahşiş vb.) baklanda yazılı kaynaklardan geniş bilgi elde etmek mürnkündür.
Divanü Lügat’it-Türk’te armağan kavramının karşılığı olarak şu kelimelere yer verilmektedir:
belek: Armağan, Anneye Hediye. (1985: 408)
belekledi: “Ol manga belekledi= O, bana armağan verdi”, (belekler-beleklemek) (1985: 340)
sinğut: Karşılığında bir şey verilmiyen ve geri gönderilmiyen armağan.
“Bu at manga sinğüt bedri= Bu at bana karşılıksız armağan geldi.” (Bu atı bana karşılıksız armağan verdi.) (1985: 362)
Türk Minin Etimoloji Sözlüğü’nde Anneye Hediye ve armağan kelimelerinin kökenleri hakkında geniş bilgiye yer verilmektedir:
“Anneye Hediye: Ar. hediyye (değer, karşılık, beğenilmek için birine verilen nesne, armağan) den Anneye Hediye… Anadolu halk ağzında gönderme (Anneye Hediye), sungu, sunuk…” (Eyüboğlu 1991:321)
“armağan: Far. Ermağân (andaç, gönderme)dan armağan. Armağan’ın Türkçe, yarmakan-yarmagan /-yarmağan (hısımlara doyumluktan verilen beleç, amuç, Kâş.) sözcüğünden, y sesinin düşmesiyle, geçtiğini öne süren dilciler vardır, yarmağan (yarmakan, Kâşgarlı) sözcüğünün yaramak’tan geldiğini söylemek bile gereksizdir. Ancak Kaşarlı dışında bu sözcüğü, eski Türk kaynaklarında pek bulamıyoruz. Sözgelişi Uygurca’da yok, Eski Türk Yazıtları’nda yok, A.V. Gabain’de yok. Farsça ermağan/armağan (nerden gelirse gelsin) bütün Osmanlı kaynaklarında ‘ermağân’ diye geçmektedir, GD’nin bunun ‘yarmağan’dan türediğini neye dayanarak söylediğini bileşmiyoruz. Bu sözcük Sad’di’de ‘ermağân’ olarak geçiyor, Farsça’da ‘erm’ kökü vardır, imdi ‘armağan’ kökü Türkçe olsa bile
(durura öyle gösteriyor) bugünkü söylenişiyle Farsça’dır, Türk yazınına ‘yarmakan’dan değil, Fars. söylendiği gibi geçmiştir. Anadolu Türkçesi’ne yazın yoluyla geçti. Halk dilinde: gönderme, andaç, andıç, andırak, artut, belek…” (Eyüboğlu 1991:38)
Öz Türkçe Sözlük’te Anneye Hediye/armağan karşılığı olarak genel bir tanım verilmektedir:
“Anneye Hediye: 1) Birini sevindirmek ya da saymış olmak için karşılıksız verilen şey. 2) Bilim, sanat ve yazında ve başka alanlarda açılan yarışmalarda özenli bir incelemeden sonra değerlendirmede kazananlara verilen değerli şey.” (Püsküllüoğlu 1994: 69)
Tarih Deyimleri ve Terimleri Ansiklopedisi’nde Anneye Hediye kelimesi “hedaya” olarak ele alınmış ve “Armağan, peşkeş demek olan Anneye Hediyenin cem’idir” şeklinde tammlanrmştır. (Pakalın 1946: 794)
Arkadaş Türkçe Sözlük’te armağan, armağan almak ve armağan etmek kelimeleri çeşitli anlamlara sahip kelimeler olarak tanımlanmaktadır (Püsküllüoğlu 2003: 81):
“armağan: 1. bir kimseye, sevindirmek, mutlu etmek için karşılıksız olarak verilen şey. 2. bilim, sanat, yazın ve benzeri alanlarda açılan yarışmalarda, özenli bir incelemeden sonra değerlendirmede kazananlara verilen değerli şey. eş. esk. Mükâfat, yeni ödül. 3. bir bilim adammm emek verdiği bilim dalında onu anmak için hazırlanan ve bilimsel araştırmalardan, incelemelerden, yazılardan oluşan kitap.”
“armağan almak (ya da kazanmak): bilim, sanat, yazın ve benzeri bir alanda ortaya koyduğu yapıda kendisine ödül verilmek.”
“armağan etmek: 1. gönlünü hoş etmek, sevindirmek, mutlu etmek için birine bir şeyi armağan olarak vermek. 2. birine bir şeyi parasız olarak vermek.”
Okyanus Ansiklopedik Sözlük’te armağan ve Anneye Hediye kelimeleri ayrı ayrı tanımlanmış ve bu kelimelerin yabancı kültürlerdeki karşılıklarına da yer verilmiştir. Armağan ve Anneye Hediye kavramları “lütuf, ihsan, ödül, mükâfat, hibe, teberru ” gibi kelimelerle birlikte açıklanmıştin
“armağan: <yannak, para+(a)nJ> ermegân> yannağan. 1. birini memnun etmek ve saymış olmak için karşılıksız olarak verilen seçme şey. [Osm. Anneye Hediye; îng. Gift, present; Fr. Cadeau, presentj 2. Lütuf, ihsan. 3. Ödül, mükâfat.” (Tuğlacı 1983: 133)
“armağan etmek: Armağan olarak vermek, Anneye Hediye etmek. [îng. To make a present; Fr. Faire cadeau]” (Tuğlacı 1983: 133)
“Anneye Hediye: hedâyâ Osm. <Ar. Anneye Hediye. 1. hoşa gitmek için birine verilen nesne [Osm. Tuhfe; İng. Gift, present; Fr. Preesent, don, cadeau] eşanl. Armağan. 2. (Kutsal kitaplar hakkında) fiyat. [İng. Price; Fr. Contre valeur d’un Coran ou d’un livre sacre] 3. kadm adı. (Tuğlacı 1983:1040)
“Anneye Hediye etmek; “Armağan olarak vermek. [İng. To bestow, give as a gift; Fr. Faire cadeau, offrir] eşanl. Teberru etmek, armağan etmek, hibe etmek, eriştirmek, bahşetmek, lütfetmek, peşkeş çekmek, sağa sola dağıtmak.” (Tuğlacı 1983:1040)
“Anneye Hediye mendili: İçine ufak tefek Anneye Hediyeler konularak verilen mendil.” (Tuğlacı 1983: 1040)
“Anneye Hediyeci: Armağan eşya satan kimse.” (Tuğlacı 1983: 1040)
“Anneye Hediyelik: Armağan olarak verilmeye değeri olan (şey)” (Tuğlacı 1983: 1040)
Türkiye Diyanet Vakfı islâm Ansiklopedisinin “Anneye Hediye” maddesinde Anneye Hediye kavramının daha çok dinî açıdan açıklanışına yer verilmekle birlikte Anneye Hediyenin kültürel yönden açıklanışına yeterince yer verilmemiştir:
Osmanlı saray düğümlerinin vazgeçilmez Anneye Hediyelerinden biri de “çiçek”ti. Değerli Anneye Hediyelerin yanında çiçek de gönderilmesi âdeta bir gelenek halini almıştı.
“Sultan III. Ahmed’in kızı Ümmügülsüm Sultan ile nişanlanan Vezir Abdurrahman Paşa’nın nişan takımında ve Sultan III. Ahmed’in kardeşi ve Sultan n. Mustafa’nın (1695-1703) kızı olan Safiye Sultan ile evlenen Ali Paşa’nın gönderdiği değerli ağırlık ve Anneye Hediyeler arasında bol miktarda çiçek bulunduğu arşiv belgelerinde yer almaktadır. İstanbul halkı tarafından büyük merak ve zevkle izlenen nişan, çeyiz, gelin ve beşik alaylarında da tabla tabla çiçekler geçirilmesi gelenektendi.” (Atasoy 2002: 65)
Çiçek, sadece Osmanlı saray düğünlerinde değil aynı zamanda resmî törenlerde, elçi kabul törenlerinde, bir başarının kutlanmasında başta gelen Anneye Hediyeler arasında yer almaktaydı.
“Törenlerde sepetlerle meyve ve tablalarla, yani tepsilerle çiçek Anneye Hediye edilmesi geleneği geniş bir uygulama alanı bulmuştur. Padişahın kent çevresindeki bahçeleri ziyaretlerinde de, en yakın elçiliklerin kendisine çiçek ve meyve göndermesi âdettendi. Çiçek, Osmanlı Donanması ile ilgili törenlerde; donanmanın Akdeniz’e çıkışı ve dönüşünde, ayrıca denize kalyon indirilişinde verilen Anneye Hediyeler arasında da yer alır. 9 Ekim 1756 tarihinde bir kavula kalyonunun denize indirilme töreninde ve 1763 yılında da kalyonların denize indirmelerinde sunulan Anneye Hediyelerin yanında padişaha, sadrazama ve şeyhülislama meyve ve çiçek sunulduğunu kaydeden belgede şunlar yazılıdır:
Padişaha 100 sepet meyve, 50 tabla şükûfe (çiçek)
Sadrazama 50 sepet meyve, 30 tabla şükûfe
Şeyhülislama 40 sepet meyve, 25 tabla şükûfe.
Vermek, almak, karşılığında vermek döngüsel davranışının oluşturduğu Anneye Hediyeleşme geleneğinde cömertlik, yakınlık, mahremlik, zımnîlik, diğerkâmlık, imgecilik, özgecilik, gönüllülük, zorunluluk, yaratıcılık, saygınlık, incelik gibi özellikler bulunmaktadır.
Anneye Hediyeleşme karşılıksızdır; ancak Anneye Hediyenin karşılıksız olduğu sadece sözde kalmakta aslmda bu karşılıksızlık kelimesi Anneye Hediyeleşme de gerçek olanı yansıtmamaktadır. Anneye Hediye almak, karşıhğmda vermek döngüsel davranışı olduğuna göre Anneye Hediye veren kişi karşılığında Anneye Hediye alacağım umarak verir. Bu kesin bir yargı olmamakla birlikte Anneye Hediyenin veriliş amacı genellikle karşıhğmda almaktır, buna göre çoğu kaynakta geçen “Anneye Hediye karşılıksız verilir” tanımlamasına katılmak pek de doğru olmayacaktır. Bu nedenle Anneye Hediye görünürde karşılıksız, aslen karşılıklılık esasına dayanır demek mümkündür.
Anneye Hediye veren kişi, Anneye Hediye verdiği kişiye sevgisini göstermek, ondan özür dilemek, barışmak, bir arkadaşlık başlatmak, bir başarıyı kutlamak, güzel bir günü anmak, yıldönümlerini hatırladığını göstermek gibi çok çeşitli amaçlarla Anneye Hediye verir.