Benefşe Taşı Balhaş, benefş, becâd, akîk ve bunlara benzer kızıl, kırmızı taşların her birinin maddeleri, madenlerinde yakut olmaya müsaitlerdir. Fakat birtakım engeller yüzünden bu taşlar yakut olamamışlardır396.
Benefşe Taşı, yakut ve la’l gibi kırmızı renkli bir taştır. Tigâşî, Serendib adasının kırk fersah ötesinde bulunan büyük Bashiran adasında kimsenin çıkmadığı büyük bir dağda yakut, elmas ve Benefşe Taşı olduğunu söyler397.
Belinas, Benefşe Taşıyi dört çeşide ayırır. Mâ-zebnî, birinci çeşittir. Bu çeşit Benefşe Taşı, diğer çeşitlerinden iyi ve değerlidir. Rivayete göre mâ-zebnî, kendi hal dilince cevher alıp satanlara: “Rengim, suyum, parıltım, arılığım, şeklim, görünüşüm, bütün sıfatlarım tıpkı yakut gibidir. Suçum nedir ve neden yakutu benden çok tercih edersiniz ve çok pahalıya alıp satarsınız?” diye sitem edermiş. Şemsü’r-rutabâ, ikinci çeşittir. Bunun kızıllığı mâ-zebnînin kızıllığından yoğundur. Behîmî, üçüncü çeşittir. Karamsı bir Benefşe Taşıdir. Üzerinde az kızıllık meydana gelmiştir. Bakana maviye çalan tavusî bir renk gözükür. Esbâdestî, dördüncü çeşittir. Rengi açık sarıdır398.
Benefşe Taşı, çeşitleriyle la’le benzer; fakat la’lin rengi açık, berrak ve şeffaftır. Hiçbir şekilde içinde bulanıklık ve siyahlık yoktur. Benefşe Taşıde donukluk ve bulanıklık olur.
Tifâşî, burundan kan akarsa esbâdestîyi baştan aşağı asıp, taşı iki kaşın arasında bekletmeyi tavsiye eder. Böylece kan diner ve bir daha akmaz, der399.
Bîcâde, Farsça bir isim olup, “kehribar gibi saman çöpünü kendine çeken, yakuttan daha az değerli bir taş”400dır. Devellioğlu, bu taş için mercan diyen lûgatların olduğunu söyler. Edebiyatımızda sevgilinin kırmızı dudağı yerine kullanılır.
Gamze-i hûn-rîzden bir katre düşse kânına
Görinür mercân gibi her dâne-i bî-câde sürh (Sâbit/Karacan, 1991: 378)
Benefşe Taşı Balhaş, benefş, becâd, akîk ve bunlara benzer kızıl, kırmızı taşların her birinin maddeleri, madenlerinde yakut olmaya müsaitlerdir. Fakat birtakım engeller yüzünden bu taşlar yakut olamamışlardır396.
Benefşe Taşı, yakut ve la’l gibi kırmızı renkli bir taştır. Tigâşî, Serendib adasının kırk fersah ötesinde bulunan büyük Bashiran adasında kimsenin çıkmadığı büyük bir dağda yakut, elmas ve Benefşe Taşı olduğunu söyler397.
Belinas, Benefşe Taşıyi dört çeşide ayırır. Mâ-zebnî, birinci çeşittir. Bu çeşit Benefşe Taşı, diğer çeşitlerinden iyi ve değerlidir. Rivayete göre mâ-zebnî, kendi hal dilince cevher alıp satanlara: “Rengim, suyum, parıltım, arılığım, şeklim, görünüşüm, bütün sıfatlarım tıpkı yakut gibidir. Suçum nedir ve neden yakutu benden çok tercih edersiniz ve çok pahalıya alıp satarsınız?” diye sitem edermiş. Şemsü’r-rutabâ, ikinci çeşittir. Bunun kızıllığı mâ-zebnînin kızıllığından yoğundur. Behîmî, üçüncü çeşittir. Karamsı bir Benefşe Taşıdir. Üzerinde az kızıllık meydana gelmiştir. Bakana maviye çalan tavusî bir renk gözükür. Esbâdestî, dördüncü çeşittir. Rengi açık sarıdır398.
Benefşe Taşı, çeşitleriyle la’le benzer; fakat la’lin rengi açık, berrak ve şeffaftır. Hiçbir şekilde içinde bulanıklık ve siyahlık yoktur. Benefşe Taşıde donukluk ve bulanıklık olur.
Tifâşî, burundan kan akarsa esbâdestîyi baştan aşağı asıp, taşı iki kaşın arasında bekletmeyi tavsiye eder. Böylece kan diner ve bir daha akmaz, der399.
Bîcâde, Farsça bir isim olup, “kehribar gibi saman çöpünü kendine çeken, yakuttan daha az değerli bir taş”400dır. Devellioğlu, bu taş için mercan diyen lûgatların olduğunu söyler. Edebiyatımızda sevgilinin kırmızı dudağı yerine kullanılır.
Gamze-i hûn-rîzden bir katre düşse kânına
Görinür mercân gibi her dâne-i bî-câde sürh (Sâbit/Karacan, 1991: 378)