Maden sanatı teknikleri, bu sanatın malzemesi olan madenlerin keşfedilmesine ve madenlerin kendilerine has özelliklerinin anlaşılmasına bağlı olarak geliştirilmiştir. Eski Çağ içinde gerçekleştirilen her metalürjik keşif, yeni bir maden sanatı tekniğinin doğmasına yol açmıştır (Erginsoy, 1978, s.7).
Ajur Tekniği; madeni eserlerin üzerine, kesici ve delici aletler kullanarak, delikli süslemelerin yapıldığı tekniğine ajur, delik işi veya oyma adı verilir (Erginsoy, 1978, s.37).
Resim 30 – Ajur Tekniği İle Yapılmış Küpe Resim 31 – Ajur Tekniği İle Yapılmış Bileklik
Granülasyon; güherse’de denir. Küçük küreciklere verilen addır. Geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. Kürecikler çeşitli yollarla yapılmaktadır. En çok bilineni ise, tellerin istenilen incelikte haddeden geçirilmesinden sonra eşit ölçülerde kesilip ateşe tutulması ile elde edilenidir. Bu teknikle en çok tepelik, kemer, fincan zarfı ve benzeri eşyalar yapılmıştır (Kuşoğlu, 2006, s.95).
Hak (Gravür); metal, ahşap, değerli taş, deri ve fildişi gibi malzemelerin üstüne oyma yoluyla resim yazı ve süsleme yapma sanatıdır. Yakut, zümrüt, yeşim, agat, topaz, Necef türünden değerli ve yarı değerli taşlarla, altın, gümüş, bakır ve pirinç gibi metaller üstüne desenler hakkedilerek yapılan bezemelerdir (Bingöl, 1999,
s.28).
Kakma (Repousse) Tekniği; işlenecek olan metal levha esnek bir zemin üzerine yatırılır. Değişik uçlu kalemler ve çekiç yardımı ile dövülerek istenilen form verilir. Başka bir anlatımla, metal levhanın yüzeyi kabartma desenlerle süslenir (Türe, 1988, s.14).
Resim 36 – Kakma (Repousse) Tekniği Resim 37 – Kakma (Repousse) Tekniği
İle Yapılmış Yüzük İle Yapılmış KüpeRepousse tekniği, granülasyon, telkari gibi çok esli bir metaloji çalışması olup, altın, gümüş gibi malzemenin takı, vazo, kutu gibi eşyasının üzerine bezenmesi yöntemi olarak çok sık kullanılmıştır. (Türe, 2000, s.31).
Kurşuna Dövme; bu teknikte önce bir model üretilir. Bu model döküm yolu ile veya bir çelik parçasından oyularak elde edilir. Örs üzerine yerleştirilen kalın kurşun külçesinin dövme işleminin titreşimlerinden kaymaması için altına nemli bir keçe parçası yerleştirilir. Model, kurşun külçenin düzeltilmiş üst yüzeyine çakılarak gömülür. Model gömüldüğü yuvadan çıkarılınca, kurşun yüzeyinde negatif bir kalıp oluşur. Altın, gümüş veya bafon levha tavlanıp bu negatif kalıp üzerine hafifçe bastırılarak yerleştirilir. Üzerine pozitif kalıp olarak kullanılan motif oturtulur ve güçlü bir çekiç darbesi ile metal levha negatif kalıbın çukurluğuna gömülür. Arada ezilen ince levha istenilen formu almıştır ve kurşundaki negatif kalıp deforme oluncaya kadar aynı modelden üretim sürdürülür (Türe, 1988, s.16).
■
Resim 39 – Kurşuna Dövme Tekniği İle Yapılmış Yüzük
Mıhlama; çivileme, çakma, yerleştirme. Değerine göre, kıymetli ya da yarı değerli taş v.b. nesnelerin madenler üzerine yuva yapılarak ya da yuva açılarak yerleştirilmesi işlemidir
Resim 42- Mine Tekniği İle Yapılmış Broş
Mine (Emaye); metal yüzeyler üstüne, yüksek ısı uygulayarak cam ve benzeri bir sır katmanının (mine) kaynaştırıldığı bezeme tekniğidir. Mine toz cam ve metal oksit karışımından yapılır. Değişik oranlardaki katkı maddeleri ile saydam ve saydam olmayan mineler yapılabilir
Resim 43- Mine Tekniği İle Yapılmış Gerdanlık
Savat; birkaç metal sülfürün meydana getirdiği bir alaşım olan savat, parlak lacivert-siyah rengi nedeniyle kuyumculukta altının ve özelikle gümüşün yüzeyine dekorasyon yapımında kullanılır
Savatın hazırlanması şu şekilde gerçekleşir; önce gümüş ve bakır bir pota içerisinde eritilir, daha sonra kurşun eklenir, o da eriyince kükürt eklenmeye başlanır. Kükürt eklenmesi, karışımın rengi karışımın rengi güvercin kanadı rengi denilen rengi alana değin sürer. Daha sonra da bir kap içerisinde soğumaya bırakılır. Kullanılmak istendiğinde bir döğeç havan içinde dövülerek toz durumuna getirilir ve yerine göre ekme, yerine göre de sürme yöntemi ile uygulanır. Hazar bölgesindeki Türklerle Anadolu’ya gelen bu sanat, Van başta olmak üzere, birçok ilde yapılmıştır (Kuşoğlu, 2006, s.199).
Stampa (Mühür Baskı); Model kalın bir metal kütlenin üst yüzeyine oyularak işlenir. Aynı model metal başka bir metal kütle üzerine ise kabartma olarak üretilir. Böylece sürekli kullanılabilecek, kurşun gibi kolayca deforme olmayacak pozitif ve negatif kalıplar üretime hazır hale getirilmiş olur. İnce metal levha bu iki kalıp arasına yerleştirilir. Kuvvetli bir çekiç darbesi ile pozitif ve negatif kalıplar iç içe gömülürken aradaki levhayı ezerek modelin formunu alması sağlanır. Bu teknik günümüz pres makinelerinde seri üretimde hala kullanılmaktadır
Resim 46 – Stampa Tekniği İle Yapılmış Resim 47 – Stampa Tekniği İle Yapılmış
Takı Küpe
Telkari; altın veya gümüş telleri eğip, bükerek desenler yapmaya ve bu tel motifleri lehim kullanarak birbirlerine veya madeni bir zemin üzerine tutturmaya, telkari (filigre) tekniği denir (Erginsoy, 1978, s.37).
Zanaatkarın hazırladığı taslak ya da zihninde canlandırdığı biçimiyle genel iskeleti hazırlar ve hazırladığı bu iskelete toz kaynağı ile kaynak yapar. Kaynak üfleme borusu ile az ateş verilerek yapılır, ateş çok verilir ise işin kendisi de erir. İskelet ile ana çizgileri hazırlanan çalışmanın boşluk doldurmaları çeşitli süslemelerin uyum içinde yan yana gelmesi sağlanır. Boşluklara konulan motifler toz kaynağı ile birbirine kaynatılır ve eser tamamlanır. Telkariye Vav İşi ya da Çift İşi de
denmektedir
Maden sanatı teknikleri, bu sanatın malzemesi olan madenlerin keşfedilmesine ve madenlerin kendilerine has özelliklerinin anlaşılmasına bağlı olarak geliştirilmiştir. Eski Çağ içinde gerçekleştirilen her metalürjik keşif, yeni bir maden sanatı tekniğinin doğmasına yol açmıştır (Erginsoy, 1978, s.7).
Ajur Tekniği; madeni eserlerin üzerine, kesici ve delici aletler kullanarak, delikli süslemelerin yapıldığı tekniğine ajur, delik işi veya oyma adı verilir (Erginsoy, 1978, s.37).
Resim 30 – Ajur Tekniği İle Yapılmış Küpe Resim 31 – Ajur Tekniği İle Yapılmış Bileklik
Granülasyon; güherse’de denir. Küçük küreciklere verilen addır. Geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. Kürecikler çeşitli yollarla yapılmaktadır. En çok bilineni ise, tellerin istenilen incelikte haddeden geçirilmesinden sonra eşit ölçülerde kesilip ateşe tutulması ile elde edilenidir. Bu teknikle en çok tepelik, kemer, fincan zarfı ve benzeri eşyalar yapılmıştır (Kuşoğlu, 2006, s.95).
Hak (Gravür); metal, ahşap, değerli taş, deri ve fildişi gibi malzemelerin üstüne oyma yoluyla resim yazı ve süsleme yapma sanatıdır. Yakut, zümrüt, yeşim, agat, topaz, Necef türünden değerli ve yarı değerli taşlarla, altın, gümüş, bakır ve pirinç gibi metaller üstüne desenler hakkedilerek yapılan bezemelerdir (Bingöl, 1999,
s.28).
Kakma (Repousse) Tekniği; işlenecek olan metal levha esnek bir zemin üzerine yatırılır. Değişik uçlu kalemler ve çekiç yardımı ile dövülerek istenilen form verilir. Başka bir anlatımla, metal levhanın yüzeyi kabartma desenlerle süslenir (Türe, 1988, s.14).
Resim 36 – Kakma (Repousse) Tekniği Resim 37 – Kakma (Repousse) Tekniği
İle Yapılmış Yüzük İle Yapılmış KüpeRepousse tekniği, granülasyon, telkari gibi çok esli bir metaloji çalışması olup, altın, gümüş gibi malzemenin takı, vazo, kutu gibi eşyasının üzerine bezenmesi yöntemi olarak çok sık kullanılmıştır. (Türe, 2000, s.31).
Kurşuna Dövme; bu teknikte önce bir model üretilir. Bu model döküm yolu ile veya bir çelik parçasından oyularak elde edilir. Örs üzerine yerleştirilen kalın kurşun külçesinin dövme işleminin titreşimlerinden kaymaması için altına nemli bir keçe parçası yerleştirilir. Model, kurşun külçenin düzeltilmiş üst yüzeyine çakılarak gömülür. Model gömüldüğü yuvadan çıkarılınca, kurşun yüzeyinde negatif bir kalıp oluşur. Altın, gümüş veya bafon levha tavlanıp bu negatif kalıp üzerine hafifçe bastırılarak yerleştirilir. Üzerine pozitif kalıp olarak kullanılan motif oturtulur ve güçlü bir çekiç darbesi ile metal levha negatif kalıbın çukurluğuna gömülür. Arada ezilen ince levha istenilen formu almıştır ve kurşundaki negatif kalıp deforme oluncaya kadar aynı modelden üretim sürdürülür (Türe, 1988, s.16).
■
Resim 39 – Kurşuna Dövme Tekniği İle Yapılmış Yüzük
Mıhlama; çivileme, çakma, yerleştirme. Değerine göre, kıymetli ya da yarı değerli taş v.b. nesnelerin madenler üzerine yuva yapılarak ya da yuva açılarak yerleştirilmesi işlemidir
Resim 42- Mine Tekniği İle Yapılmış Broş
Mine (Emaye); metal yüzeyler üstüne, yüksek ısı uygulayarak cam ve benzeri bir sır katmanının (mine) kaynaştırıldığı bezeme tekniğidir. Mine toz cam ve metal oksit karışımından yapılır. Değişik oranlardaki katkı maddeleri ile saydam ve saydam olmayan mineler yapılabilir
Resim 43- Mine Tekniği İle Yapılmış Gerdanlık
Savat; birkaç metal sülfürün meydana getirdiği bir alaşım olan savat, parlak lacivert-siyah rengi nedeniyle kuyumculukta altının ve özelikle gümüşün yüzeyine dekorasyon yapımında kullanılır
Savatın hazırlanması şu şekilde gerçekleşir; önce gümüş ve bakır bir pota içerisinde eritilir, daha sonra kurşun eklenir, o da eriyince kükürt eklenmeye başlanır. Kükürt eklenmesi, karışımın rengi karışımın rengi güvercin kanadı rengi denilen rengi alana değin sürer. Daha sonra da bir kap içerisinde soğumaya bırakılır. Kullanılmak istendiğinde bir döğeç havan içinde dövülerek toz durumuna getirilir ve yerine göre ekme, yerine göre de sürme yöntemi ile uygulanır. Hazar bölgesindeki Türklerle Anadolu’ya gelen bu sanat, Van başta olmak üzere, birçok ilde yapılmıştır (Kuşoğlu, 2006, s.199).
Stampa (Mühür Baskı); Model kalın bir metal kütlenin üst yüzeyine oyularak işlenir. Aynı model metal başka bir metal kütle üzerine ise kabartma olarak üretilir. Böylece sürekli kullanılabilecek, kurşun gibi kolayca deforme olmayacak pozitif ve negatif kalıplar üretime hazır hale getirilmiş olur. İnce metal levha bu iki kalıp arasına yerleştirilir. Kuvvetli bir çekiç darbesi ile pozitif ve negatif kalıplar iç içe gömülürken aradaki levhayı ezerek modelin formunu alması sağlanır. Bu teknik günümüz pres makinelerinde seri üretimde hala kullanılmaktadır
Resim 46 – Stampa Tekniği İle Yapılmış Resim 47 – Stampa Tekniği İle Yapılmış
Takı Küpe
Telkari; altın veya gümüş telleri eğip, bükerek desenler yapmaya ve bu tel motifleri lehim kullanarak birbirlerine veya madeni bir zemin üzerine tutturmaya, telkari (filigre) tekniği denir (Erginsoy, 1978, s.37).
Zanaatkarın hazırladığı taslak ya da zihninde canlandırdığı biçimiyle genel iskeleti hazırlar ve hazırladığı bu iskelete toz kaynağı ile kaynak yapar. Kaynak üfleme borusu ile az ateş verilerek yapılır, ateş çok verilir ise işin kendisi de erir. İskelet ile ana çizgileri hazırlanan çalışmanın boşluk doldurmaları çeşitli süslemelerin uyum içinde yan yana gelmesi sağlanır. Boşluklara konulan motifler toz kaynağı ile birbirine kaynatılır ve eser tamamlanır. Telkariye Vav İşi ya da Çift İşi de
denmektedir