Sübhânekellâhümme ve bi hamdik, ve tebârakesmük, ve teâlâ ceddük, ve lâ ilahe ğayruk.
SÜLEYMAN A.S DUASI
Süleyman (a.s.) dedi ki:
Rabbığfır lî ve heb lî mülken lâ yenbeğî li ehadin min ba’dî, inneke entel vehhâb.
SÜNNET NEDİR?
Sünnet neye denir?
C- Peygamberimiz (s.a.v.)’in farz ve vacibten başka işlediği ve emrettiği şeylere sünnet denir.
S- Ne gibi?
C- Cemaatla namaz kılmak, çocukları sünnet ettirmek, selamlaşmak gibi hallerdir.
S- Kıldığımız namazlarda kaç türlü sünnet vardır?
C- iki çeşit sünnet vardır. Birine sünneti müekkede, diğerine sünneti gayri müekkede denir.
S- Sünneti müekkede hangi namazlardır?
C- Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri’nin farzlardan başka terk etmeden kıldıkları ve ümmetine de kılmayı emir buyurdukları namazlardır.
S- Sünneti gayri müekkede hangi namazlardır?
C- Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bazen terk ettikleri namazlardır. İkindi ve yatsı namazlarının ilk sünnetleri gibi.
SÜT VE SU İKRAM EDENE KARŞI EDİLECEK DUA
SIKINTI VE DİLEK DUASI
İmam-ı Şafii (rahimehüllâh) diyor ki: “Bir işle karşılaştım. İçimi yaktı. Hem öylesine üzüldüm ki onun derecesini Allah’tan başkası bilmez. Ertesi gece biri rüyamda bana şöyle hitab etti: ‘Ey İdrisoğlu Muhammed, şu duayı oku:
SIKINTI VE KORKUDAN KURTULMAK İÇİN
SIKINTI VE KEDERLİ ZAMANLARDA OKUNACAK DUA
SIKINTILARDAN KURTULMAK İÇİN
SABAH NAMAZININ FARZI NASIL KILINIR?
S- Sabah namazının sünnetini kıldıktan sonra farzını nasıl kılarsın?
C- Kamet getirdikten sonra: “Niyet ettim bu sabah namazının iki rekat farzını kılmaya” dedikten sonra “Allâhü ekber” diyerek ellerimi kaldırırım. Sonra ellerimi bağlarım. Bundan sonra, sabah namazının sünnetini nasıl kıldıysam bunu da aynen öyle kılarım.
S- Kamet nasıl getirirsin?
C- Allâhü Ekber (4 defa)
Eşhedü en lâ ilahe illallah (2 defa)
Eşhedü enne muhammeder rasûlüllâh (2 defa)
Hayye ales salâh (2 defa)
Hayye alel felah (2 defa)
Kad kâmetis salâh (2 defa)
Allâhü ekber (2 defa)
Lâ ilahe illallah (1 defa)
S- İmam olduğun zaman bu kameti kendin mi getirirsin?
C- Müezzin varsa o getirir. Müezzin yoksa kameti de ben getiririm.
SABAH NAMAZININ SÜNNETİ NASIL KILINIR?
SABAH NAMAZININ SÜNNETİNDEN SONRA OKUNACAK DUALAR
Allahümme rabbe cibrîle ve isrâfîle ve mîkâiyle ve muhammedinin nebiyyi sallellahü aleyhi ve selleme eûzü bike minen nâr.
Manası: Cibril’in, İsrafil’in, Mikail’in ve Muhammed’in (s.a.v.) Rabbi olan Allah’ım, cehennemden sana sığınırım.
“Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, sabah namazının sünnetinden sonra, bu duayı üç defa okurlardı.”
Estağfirullâhellezî lâ ilahe illâ hüvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh.
“Sabah namazının farzından evvel bu istiğfarı üç defa okuyan kimsenin denizlerin köpüğü kadar günahı olsa Allah Teala affeder.”
SABAH NAMAZININ SÜNNETİNİN FAZİLETİNE DAİR
Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz buyurdu:
“Sabah namazının farzından evvel iki rekat
sünnet kılmak dünya ve onun içindekilerden daha
hayırlıdır.”
SABAHLARI VE AKŞAMLARI OKUNMASI FAZİLETLİ OLAN DUALAR
SAFFAT SURESİNİ OKUMANIN FAZİLETİNE DAİR HADİSLER
Sübhâne rabbike rabbil izzeti amma yasıfûn. Ve selâmün alel murseliyn. Vel hamdü lillâhi rabbil âlemiyn.
Manası:
İzzet sahibi Rabbin müşriklerin O’na layık olmayan vasıflarından münezzehtir. Selam Resullerin üzerine olsun. Alemlerin Rabbi Allah’a hamdve sena olsun.
*Resulü Ekrem Efendimiz bu ayetin fazileti hakkında şöyle buyuruyor:
“Her namazın arkasından bu ayetleri okuyan kimseye tam ölçekle sevap verilir.”
“Kıyamet günü tam ölçekle sevap almak isteyen kimse oturduğu meclisten kalkmadan (bu ayetleri) okusun.”
SALAT-I TEFRİCİYYE
Allâhümme salli salâten kâmileten ve scllim selâmen tâmmen alâ seyyidinâ muhammedinillezî tenhallü bihil ukadü ve tenfericü bihil kurabil ve tukdâ bihil havâicü ve tünâlü bihir reğâibü ve husnül havâtim i ve yüsteskal ğamâmü bi vechihil keriymi ve alâ âlihî ve sahbihî fî külli lemhatin ve nefesin bi adedi külli ma’lûmin lek.
SALAT-I VİTİR’İN FAZİLETİNE DAİR HADİS-İ ŞERİFLER
Resulü Ekrem buyurdu:
“Her kim ayın üç gününü oruçlu olarak geçirir, seferde ve hazarda da vitir namazını kılar, terk etmezse, onun için şehit ecri verilir.”
Yani Cenabı Peygamber’in ismi anıldığı zaman salavatı şerife getirmeye mecbursun. Eğer Cenabı Peygamber’in bir mecliste ismi çok işitilirse, ulemanın çoğu “bir defa getirirse mesuliyetten kurtulur.” dediler.
Bunu İmam-ı Tahâvî kabul etmiyor, diyor ki:
“Cenabı Peygamber’in her ismini işiten salavatı şerife getirmelidir, çünkü vaciptir. Namaz içerisindeki salavatı okumak sünnettir. Günde yüz defa getirmek ise müstehaptır. Ne kadar çok getirirsen o kadar makbuldür.”
SALAT-I ŞERİFE GETİRENE NE GİBİ MÜJDELER VARDIR?
Cenabı Peygamber (s.a.v.) buyuruyorlar:
“Kıyamette bana en layık ümmetim üzerime en çok salavatı şerife getirendir.”
Cenabı Peygamber (s.a.v.) evvela yanına salavatı şerifeyi çok getireni kabul eder.
Cenabı Hakk Celle Hazretleri buyuruyor:
“Bana en layık olan kulum Kur’anı Kerim’i çok okuyandır.”
İnsanı Allah’a götürecek Kufan’dan daha büyük bir ibadet yoktur. Hele namazda olursa. Ama sen, “ben Kur’an okumayı bilmiyorum” dersen, Fatiha’yı, Kul hüvallâhü ehad’ı durmadan oku!”
Cenabı Peygamber (s.a.v.) buyuruyor:
“Bir adam salavatı şerife getirirse farkına varır, ona cevap veririm. Ve aleyküm selam derim; sevabını da ayrıca alır.”
Cenabı Peygamber (s.a.v.) insana yedi yerde şefaat edecektir:
Dünyada insanın başı dertte ve sıkıntıda kaldı mı rüyada Cenabı Peygamber evine gelir. Cenabı Peygamber bir kimsenin evine gelecek olursa muhakkak ki o kimseyi kurtarmaya gelmiştir.Ölürken, bazı kimseler ayaklarını toplarlar. Etrafında bulunanlar: “Ayağını niye topluyorsun, sen hastasın?” derler. O adam: “Huzur-u Saadet’te nasıl ayağımı uzatayım?” der. Demek ki Cenabı Peygamber Efendimiz vefat edecek olan o kimsenin yanında bulunuyorlar.
Kabirde,
Kabirden kalkarken,
Kıyamet gününde,
Sırat üzerinde,
7- Cennete giren kimsenin makamını yükseltmek için şefaat edecektir.
SALAVAT-I ŞERİFE GETİRMENIN FAZİLETİ
Efendimiz Aleyhisselam buyurdu:
– İsmimi duyunca salavat getirmeyen, insanların en cimrisidir.
– Adımı duyunca salavat getirmeyen, insanların en acizidir.
– Üzerime salavat getirmeden dağılan bir topluluk pişmanlık duyacaklardır.
– Adımı duyunca salavat getirmeyen, yüzü koyun sürünsün.
– Üç kişi yüzümü göremeyecektir. Ana babasına isyan eden, sünnetimi terk eden, üzerime salavat getirmeyen.
– Adımı işitip de salavat getirmeyen, sonu mutsuz kimsedir.
– Üzerime salavat getirmeyi unutan, cennetin yolunu da unutmuştur.
– Adımı duyup da salavat getirmeyen, bana cefa etmiştir.
– Bana en yakın olanlar, üzerime en çok salavat getirenler olacaktır.
– Üzerime salavat getirirseniz Allah da sizin üzerinize salavat getirir.
– Bana salavat getirin. Nerede olursanız olun salavatımz bana ulaşır.
* Allah Teala buyurdu:
“Bir defa salavat getirene Ben ve meleklerim on defa salavat getiririz.”
-Cuma günü ve geceleri üzerime (100) defa salavat getirenin Allah Teala otuzu dünyaya, yetmişi ahirete ait olmak üzere yüz hacetini kabul eder.
– Dua ile sema arasında bir engel vardır. Üzerime salavat getirilince engel açılır, dua yerine ulaşır.
– Sünnetimi ihya eden, üzerime salavat getiren, darda kalanlara yardımda bulunanlar kıyamet gününde arşın gölgesinde olacaklardır.
– Sırat üzerinde kalmış, hurma yaprağı gibi tirtir titreyen bir adam gördüm. O anda üzerime getirdiği salavat-ı şerife gelip o durumdan onu kurtardı.
– Dün gece acayip bir şey gördüm. Adamın biri Sırat üzerinde düşüp kalkıyordu. O anda üzerime getirdiği salavat geldi. Elinden tuttuğu gibi Sırat’tan geçirdi.
– Meclislerinizi salavat ile süsleyiniz.
– Kıyamet günü büyük ecir almak isteyen, üzerime salavat getirsin.
– Cuma günü üzerime (80) kere salavat getirenin seksen senelik günahı affolunur.
– Üzerime salavat getirilmeden yapılan hiçbir dua kabul olunmaz.
– Karşılaşan iki mii’min salavat getirerek ıııusafaha ederlerse, geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır.
40«
– Üzerime (100) defa salavat getirene, Allah (c.c.) bin defa rahmet nazarı ile bakar. İştiyakla daha fazla getiren için kıyamet gününde şefaat ve şahitlik ederim.
– Üzerime bir günde (1000) defa salavat getiren kimseye cennetteki makamı gösterilmedikçe ölmez.
– Cuma günü üzerime (100) defa salavat-ı şerife getiren kimse kıyamette öyle bir nur ile gelecektir ki, eğer o nur bütün mahşer ehline taksim edilse hepsine yeterdi.
– Ömrünü boş yere heba eden kişi kaybettiği zamanı telafi etmesi için salavat-ı şerife ile meşgul olmalıdır. Eğer bütün ömrünü ibadetle geçirmiş olsan ve sonra bir defa salavat-ı şerife getirsen, getirdiğin salavat bütün ibadetlerinden daha ağır gelirdi. Çünkü sen kendi gücün nisbetinde salavat getirmektesin. Allah Teala da Rububiyyeti hesabıyla senin bir salavatına karşılık sana on salavat getirmektedir. Yani Allah Teala sana on defa rahmet nazarıyla bakmaktadır. Allah Teala’nın kuluna nazar-ı rahmeti; insin, cinnin ibadetinden daha hayırlıdır. Çünkü Allah (c.c.) kuluna bir defa rahmeti ile nazar edince o kul azaba duçar olmaz.
– Allah Teala, Musa (a.s.)’ya:
“Ey Musa, bana hamd ediciler olmasaydı semadan bir damla yağmur indirmez, yerden de hır nebat bitirmezdim. Ey Musa, göz nurunun göz in n-yakınlığından daha yakın olmamı ister nıisııı’}”
400
“İsterim ya Rabbi!”
“Öyle ise Resulüm Muhammed (s.a.v.)’e çokça salavat getir.” buyurdu.
* Hazreti Musa (a.s.) denizden geçeceği vakit asası ile denize on defa vurdu, fakat deniz ikiye ayrılmadı.
Allah Teala, Musa (a.s.)’ya: “Muhammed ve ehl-i beytine salavat getir.” buyurdu.
Musa (a.s.) salavat getirip asasını denize vurunca deniz ikiye ayrıldı.
– Allah Teala, perşembe günü ikindi vakti, melekleri salavat-ı şerife getirenlerin ismini yazmak üzere yeryüzüne gönderir. Cuma günü ve gecesi salavat getirmeyi ihmal etmemelidir.
* Salavat-ı şerife dünya ve ahirette insanın derecesini yüceltir. Onu büyük bir nur sahibi kılar. Kazancı en bol bir ticaret kaynağıdır. Ehlulllah, hep bu sayede ehlullah olmuşlardır.
* Şeytanlar çok ibadetlere el uzatır, lakin salavat-ı şerife öyle değildir. Ona katiyyen dokunamazlar. Çünkü, ruhaniyyet-i Peygamberi salavat-ı şerife getirilen yerlerde bulunur. Salavat-ı şerife dünya ve ahiret işlerinin cümlesine kâfidir. Salavat-ı şerifelerin en faziletlileri Cenabı Peygamberimizin öğrettikleridir. Salavat-ı şerife getirmenin faziletine dair bir kaç hadisi şerif mealini sır al iv alım:
– Kim üzerime bir defa salavat getirirse Allah Teala o kimsenin on günahını giderir. On sevap yazar ve on derecesini yükseltir. On köleyi hürriyete kavuşturmuş kadar ecre nail olur.
– Bana bir defa salavat getirene Allah Teala on defa rahmet eder; on defa getirene Allah Teala yüz defa rahmet eder; yüz defa getirenin iki gözü arasına münafıklıktan ve cehennemden berî olduğuna dan berat yazılır. Kıyamet gününde ise Allah Teala onu şehitlerle birlikte iskan eder.
– Yeryüzünde Allah’ın vazifeli melekleri vardır. Onlar ümmetimin getirdikleri selamı bana ulaştırırlar.
– Kim bana günde yüz defa salavatı şerife getirirse, Allah Teala onun yetmişi ahiretine, otuzu dünyasına ait olmak üzere yüz hacetini ihsan eder.
– Her kim üzerime bir defa salavat getirirse, Allah Teala ona on defa rahmeti ile tecelli eder.
– Kıyamet gününde insanların bana en yakın olanları, üzerime en çok salavat getirenleridir.
– Kabrimi bayram yerine çevirmeyin, üzerime salavat getirin. Zira nerede olursanız olun getirdiğini/ salat ü selamlar bana ulaşır.
– Yanında anıldığım halde üzerime salavat getirmeyen kimsenin yüzü yere sürtülsün, hakarete uğrasın.
Allâhümme sallı alâ seyyidinâ muhammedin abdike ve nebiyyike ve rasûliken nebiyyil ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim tesliymen bi kadri azameti zâtike fi külli vaktin ve hıyn.
“Allah’ım, senin kulun, Peygamberin, ümmi bir Rasulün olan Efendimiz Muhammed’e, onun âline, ashabına, zâtının azametinin sonsuzluğu nisbetinde her vakit ve her zaman salat eyle, kamil manada esenlikler ver!”
2- Bu salavat-ı şerifeyi de bir defa okumak diğer salavatlardan yüzbin defa okuma tesir ve gücündedir.
SALAVAT-I ŞERİFE HAKKINDA BİR KISSA
Süfyan-i Sevrî anlatıyor:
Hacca gittiğimde bir gencin Kabe’nin örtüsüne asılarak, Peygamber (s.a.v.) üzerine candan salat ü selam getirmekte olduğunu görünce:
“Burası Beyt-i Haram’dır. Her yerin kendine has bir duası vardır. Sense devamlı olarak salavtüselam getiriyorsun. Bunun sırrı acaba nedir?” diye sordum.
Şu cevabı verdi:
“Babamla birlikte hac yoluna koyulmuştuk. Babam yolda vefat etti. Yüzü simsiyah olmuştu. Başı da adeta hınzır başını andırıyordu. Bir anda üç bela ile karşılaşmıştım: Babamın vefatı, yüzünün simsiyah oluşu ve başının hınzır başına benzeyişi… İnsanlara, utandığımdan durumunu bildiremedim. O anda gözlerime uyku bastı ve uyudum.
Rüyamda orta boylu, son derece güzel ve yakışıklı bir genç geldi. Babamın başucuna oturdu. Mübarek elini yüzüne sürdü. Yüzü derhal bembeyaz oldu. Başı da eski haline döndü.
Tam döneceği sırada:
“Allah’ın rahmeti üzerine olsun, acaba siz kimsiniz?” diye sordum:
“Tanımadın mı beni? Ben ademoğullarının ulusu, Allah’ın elçisi Muhammed’im. Ey genç, babana azal) melekleri gelip kendisini o hale soktuklarında, derhal bana getirilen salat ü selamı bana ulaştırmakla görevli olan melekler gelip bana durumu bildirdiler. Ben de bunun üzerine hemen gelip babanın durumunu bir anda düzeltiverdim. Baban içkici idi, ama aynı zamanda çokça salat ü selam getirirdi.” buyurdu.
SALAVAT-I ŞERİFE (YETMİŞ BİN SALAVAT GÜCÜNDE)
SALAVAT-I ŞERİFE (YÜZ BİN SALAVAT GÜCÜNDE)
Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ muhammedinin nûriz zâtiyyi ves sirris sârî fî sâiril esmâi ves sıfat.
SALLİ-BARİK
Allâhümme salli alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âli muhammed, kemâ salleyte alâ ibrâhiyme ve alâ âli ibrâhiyme inneke hamiydün mecid.
SARA VE CİN TUTANA KARŞI OKUNACAK AYETİ KERİME
Bismillâhirrahmânirrahıym.
E fe hasibtüm ennemâ halaknâküm abesen ve enneküm ileynâ lâ türceûn. Fe teâlellâhül melikül hakk, lâ ilahe illâ hû, rabbül arşil keriym. Ve men yed’u meallâhi ilahen âhara lâ bürhâne lehû bihî fe innemâ hısâböhû inde rabbih, innehû lâ yüflihul kâfirim. Ve kul rabbığfir verham ve ente hayrur râhımiyn.
SARA VE DELİLİĞE KARŞI OKUNACAK DUA
Bismillâhirrahmânirrahıym. Ve nünezzilü minel kur’âni mâ hüve şifâün ve rahmetün lil mü’nıinîne ve lâ yeziydüz zâlimiyne illâ hasârâ.
SAVAŞTAN DÖNEN KİMSEYE KARŞI YAPILACAK DUA
Elhamdü lillâhillezî nasarake ve eazzeke ve ekramek.
SECDE SURESİ
Bismillâhirrahmânirrahıym.
Elif lâm mîm. Tenziylül kitabi lâ raybe fıyhi min rabbil âlemiyn. Em yekûlûnefterâh, bel hüvel hakku min rabbike li tünzira kavmen mâ etâhüm min neziyrin min kablike leallehüm yehtedûn. Allâhüllezî halekas semâvâti vel arda ve mâ beynehümâ fi sitteti eyyâmin sümmestevâ alel arş, mâ leküm min dûnihî min veliyyin ve lâ şefiy’, efelâ tetezekkerûn. Yüdebbirul emre mines semai ilel ardı sunime ya’rucü ileyhi fi yevmin kâne mıkdâruhû elfesenetin mimmâ teuddûn. Zâlike âlimül ğaybi veş şehâdetil aziyzür rahıym. Ellezî ahsene külle şey’in halekahû ve bedee halkal insani min tıyn. Sümme ceale neslehû min sülâletin min mâin mehiyn. Sümme sevvâhü ve nefeha fiyhi min rûhıhî ve ceale lekümüs sem’a vel ebsâra vel ef ideh, kaliylen mâ teşkürûn. Ve kâlû e izâ dalelnâ fil ardı e innâ le fi halkın cediyd, bel hüm bi likâi rabbihim kâfirûn. Kul yeteveffâküm melekül mevtillezî vükkile biküm sümme ilâ rabbiküm türceûn. Ve lev terâ izil mücrimûne nâkisû ruûsihim inde rabbihim, rabbenâ ebsarnâ ve semı’nâ fercı’nâ na’mel sâlihan innâ mûkınûn. Ve lev şi’nâ leâteynâ külle nefsin hüdâhâ ve lâkin hakkal kavlü minnî le emleenne cehenneme minel cinneti ven nâsi ecmeıyn. Fe zûkû bi mâ nesiytüm likâe yevmiküm hazâ, innâ nesiynâküm ve zûkû azâbel huldi bi mâ küntüm ta’melun. Innemâ yü’minü bi âyâtinelleziyne izâ zükkirû bihâ harrû
sücceden ve sebbehû bi hamdı rabbihim ve hüm lâ yestekbirûn. (Burası secde ayetidir. Secde yapılacaktır.) Tetecâfâ cünûbühüm anil medâciı yed’ûne rabbehüm havfen ve tamean ve mimmâ razeknâhüm yünfîkûn. Fe lâ ta’lemü nefsün mâ uhfîye lehüm min kurrati a’yünin cezâen bi mâ kânû ya’melûn. £ femen kâne mü’minen ke men kâne fâsikâ, lâ yestevûn. Emmelleziyne âmenû ve amilus sâlihâti fe lehüm cennâtül me’vâ, nüzülen bi mâ kânû ya’melûn. Ve emmelleziyne fesekû fe me’vâhümün nâr, küllemâ erâdû en yahrucû minhâ üıydû fiyhâ ve kıyle lehüm zûkû azâben nârillezî küntüm bihî tükezzibûn. Ve le nüziykannehüm minel azabil ednâ dûnel azabil ekberi leallehüm yarciûn. Ve men azlemü mimmen zükkira bi âyâti rabbihî sümme a’rada anhâ, innâ minel mücrimiyne müntekımûn. Ve le kad âteynâ mûsal kitabe fe lâ tekün fi miryetin min likâihî ve cealnâhü hüden li benî isrâiyl. Ve cealnâ minhüm eimmeten yehdûne bi emrinâ lemmâ saberû, ve kânû bi âyâtinâ yûkmûn. İnne rabbeke hüve yafsdü beynehüm yevmel kıyameti fiymâ kânû fini yahtelifûn. E ve lem yehdi lehüm kem ehleknâ min kablihim minel kurûni yemşûne fi mesâkinihim, inne fi zâlike le âyât, e fe lâ yesmeûn. E ve lem yerav ennâ nesûkul mâe ilel ardıl cüruzi fe nuhricü bihî zer’an te’külü minhü en’âmühüm ve enfüsühüm, e fe lâ yübsırûn. Ve yekûlûne metâ hâzal fethu in küntüm sâdikıyn. Kul yevmel fethi lâ yenfeulleziyne keferû iymânühüm ve lâ hüm yünzarûn. Fc a’rıd anhüm ventezır innehüm müntezırûn.
SECDE SURESİNİ OKUMANIN FAZİLETİNE DAİR HADİSLER
“Resulü Ekrem, Sure-i Secde ve Sure-i Mülk’ü okumadan yatmazlardı.”
“Resulü Kibriya Cuma günleri sabah namazlarında Sure-i Secde ve (hel etâ alel insani hıynün mincd dehri) surelerini okurlardı.”
* “Kurtarıcıyı okuyunuz. O: “Elif lâm miym tenziyl…” d ir.”
* günahı çok olan biri bu sureyi okur, bundan başka bir şey okumazdı. Bu sure onun üzerine rahmet kanatlarını açarak Cenab-ı Ecelli Alâ’ya: “Yâ Rabbi, sen bunu affet, zira beni çok okuyordu” dedi. Bunun üzerine Cenabı Hakk bu sure-i celileye kendisini okuyan hakkında şefaat izni verdi ve buyurdu: “Sure-i Secde’yi okuyanın her bir hatası için bir sevap yazın ve bir derecesini yükseltin.”
* “Sure-i Secde’yi okuyan kimseye, bu surenin harflerinin her birine mukabil on sevap verilir.”
* Allah Resulü buyuruyor:
” Secde suresi kıyamet gününde mahşer yerine iki kanatlı olarak gelir. Bu sure-i şerifeyi okumayı adet
haline getiren kimseyi mahşer yerinin şiddetli
hararetine karşı gölgeler. Mahşer halkını sıcaktan kavuran ve herkesin tepesinin üzerine yaklaşan güneşe Secde suresi şöyle der:
“Ey güneş, benim sakladığım kimseye ışığını iletmek için asla yol bulamazsın.”
* ” Bir kimse herhangi bir gecede Secde, Yasin ve Tebareke surelerini okur ve bu surelere Kamer suresini ilave ederse, bu sureler o kimse için şeytan ve şerrine karşı bir koruyucu siper durumuna geçer. Ayrıca o kimsenin derecesi de yükselir. Kıyamet gününde bu sureleri okuyan kimse, büyük iltifatlarla mahşer halkına gösterilir.”
SECDE SURESİNİN MANASI
Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla..
1. Elif, Lâm, Mîm. (Mukattaa harfleri olan bu harfler, Allah ile Peygamberi arasında bir şifre olup, surenin özeti durumundadır.)
2. Bu Kur’an’ın, alemlerin Rabbi tarafından indirilmiş olduğunda şüphe yoktur.
3. Yoksa “Onu Peygamber kendisi uydurdu.” mu diyorlar? Hayır, o senden önce kendilerine hiç bir uyarıcı peygamber gelmemiş bir kavmi uyarman için Rabbin tarafından gönderilen hak bir Kitap’tır. Umulur ki doğru yolu bulurlar.
4. Gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde (devirde) yaratan, sonra Arş üzerinde saltanatını kuran Allah’tır. O’ndan başka ne bir dost ne de bir şefaatçiniz vardır. Artık düşünüp öğüt almaz mısınız?
5. Allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. Sonra bu işler sizin saydığınız hesap ile bin yıl tutan bir günde O’nun nezdine çıkar.
6. İşte görülmeyeni de görüleni de bilen, mutlak üstün ve merhamet sahibi olan O’dur.
7. O, yarattığı her şeyi güzel yapmış ve insanı yaratmaya çamurdan başlamıştır.
8. Sonra insan neslini, hakir bir sudan meydana gelen nutfeden yaratmıştır.
9. Sonra onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona kendi ruhundan üflemiştir. Ve sizin için kulaklar, gözler, kalpler yaratmıştır. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
10. Müşrikler dediler ki: “Biz yerin içinde kaybolduktan sonra mı, gerçekten biz mi yeniden yaratılacağız?” Doğrusu onlar, Rabblerinin huzuruna varacaklarını inkar eden kafirlerdi.
11. De ki: “Sizin canınızı almaya vekil kılınan ölüm meleği Azrail, canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”
12. Habibim! Suçluları, Rabblerinin huzurunda, başları öne eğilmiş olarak: “Rabbimiz, gördük, işittik, şimdi bizi dünyaya geri çevir de iyi iş işleyelim. Doğrusu biz artık kesin olarak inandık.” derlerken bir görsen!
13. Biz dilesek elbette herkese hidayet verirdik. Takat, cehennemi tamamen cin ve insanlarla dolduracağıma dair benden kesin söz çıkmıştır.
14. Bu gününüze kavuşmayı unutmanın cezasını şimdi görün. Doğrusu biz de sizi unuttuk.
Yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın.” deriz.
15. Bizim ayetlerimize ancak o kimseler inanır ki, bu ayetlerle kendilerine öğüt verildiğinde,büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar ve
Rablerini hamd ile teşbih ederler
16. Onların yakınları, döşeklerinden aralanıp Rabblerine korkarak, umutlanarak dua eder, yalvarırlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden Allah rızası için harcarlar.
17. Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez.
18. Öyle ya, mü’min olan, yoldan çıkmış kimse gibi midir? Bunlar elbette bir olamazlar.
19. İman edip de, iyi işler yapanlara gelince, onlar için yaptıklarına karşılık olarak varıp kalacakları cennet konaklan vardır.
20. Yoldan çıkanlara gelince, onların varacakları yer ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde geri çevrilirler ve kendilerine: “Yalandır deyip durduğunuz cehennem azabını tadın.” denir.
21. Andolsun ki biz, en büyük azabtan önce onlara en yakın azabdan da tattıracağız. Olur ki dönerler.
22.Rabbinin ayetleri kendisine hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren kimseden daha zalim kim vardır? Muhakkak ki biz, suçlulardan öc alacağız.
23. Andolsun ki, Musa’ya da Kitap verdik. Sen de ona kavuşacağından şüphe etme. Biz onu, İsrail oğullarına bir hidayet rehberi yaptık.
24. Sabrettikleri ve ayetlerimize kesinlikle
25. inandıkları zaman, onların içinden buyruğumuzla
26. doğru yola ileten önderler yetiştirmiştik.
27. Muhakkak ki Rabbin ayrılığa düştükleri şeylerde kıyamet günü aralarında hükmedecektir.
28. Şimdi yurtlarında gezip dolaştıkları, kendilerinden önceki nice nesilleri yok etmiş olmamız onları doğru yola sevketmez mi? Bunlarda şüphesiz ibretler vardır. Hâlâ dinlemeyecekler mi?
29. Kuru yerlere suyu gönderip onunla kendilerinin ve hayvanlarının yedikleri ekinleri çıkardığımızı görmezler mi? Hâlâ görmeyecekler mi?
30. “Doğru söylüyorsanız bildirin bakalım bu hüküm ne zaman verilecektir?” derler.
31. De ki: “Fetih ve hüküm gününde inkarcılara o gün edecekleri imanları fayda vermeyecek ve kendilerine mühlet de tanınmayacaktır.”
32. Habibim! Artık sen onları bırak ve bekle. Zaten onlar da beklemektedirler.
SEFERDE BİR ŞEHRE GİRERKEN OKUNACAK DUA
Hayra hâzihil karyeti ve hayra ehlihâ ve hayra mâ fîhâ ve neûzü bike min şerrihâ ve şerri ehlihâ ve şerri mâ fîhâ.
SEFERDE CİN VE ŞEYTAN GÖRÜP BAYILANA OKUNACAK DUA
Resulü Kibriya Efendimiz buyurdu: “Sizden biri seferde şeytan veya cin görüp de bayılırsa, onun kulağına ezan okuyun. (Onların şerrini ezanla giderin.) Çünkü şeytan (cin) ezanı işitince arkasını dönerek kaçar.”
SEFERDEN DÖNEN KİMSEYE YAPILACAK DUA
Elhamdü lillâhillezî sellemek.
SEFERE ÇIKAN KİMSEYLE VEDALAŞIRKEN OKUNACAK DUA
Estevdiullâhe dîneke ve emâneteke ve havâtiyme amelik.
SEMADA BULUT GÖRÜLÜNCE OKUNACAK DUA
Allâhümme innî eûzü bike min şerrihâ.
SEMAYA BAKINCA OKUNACAK DUA
Rabbena mâ halakte hazâ bâtılen sübhâneke fekınâ azâben nâr.
SENE BAŞINDA OKUNACAK DUA
SENENİN SONUNDA YAPILACAK DUA
Senenin son ayı olan Zilhicce ayında aşağıdaki duayı yedi kere kim okursa Allahü Teala onun geçmiş bütün günahlarını mağfiret eder. Şeytan da: “Eyvah!
Bir saat içinde bütün geçmiş günahları yok oldu. der. Dua şudur:
SEVAPLARI ÇOĞALTMAK
Yüce Allah Teala buyuruyor ki: “Muhakkak ki güzel ameller, kötü amelleri yok edip götürür.”
Güzel ameller kötü amelleri yok ettiği gibi, mahşer yerinde de kötü amellere karşı ağır basarak kişiyi cehennemden kurtarır. Allahü Teala kullarına güzel amel kapılarını o kadar çok açmıştır ki, bu rahmet deryası karşısında insanın kayıtsız kalması gerçekten mümkün değildir. Zengin, fakir, kuvvetli, zayıf, alim, cahil, küçük, büyük, herkes için o kadar çok sevap kapısı açılmıştır ki, burada hepsini saymamız mümkün değildir. İyi amellerden bazılarının kendilerine has bir takım özellikleri vardır. Bunları kısaca şöyle özetleyebiliriz:
1- Başkasına faydası olan bir insanın ameli,kendisinden başka kimseye faydası olmayan diğer bir kimsenin amelinden çok daha üstündür. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“Onların fisıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Meğer ki sadaka vermeyi, bir iyilik etmeyi veya insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki olsun.”
2- Bir insanın mâlî veya bedenî bir ameli olmadan da sevap kazanması mümkün olduğu gibi,bir amelin sevabını iki defa kazanması da ihtimal dahilindedir. Bir insan gücü yettiği şeyi yapmaya niyet eder ve o fırsatı bulduğunda bu niyetini gerçekleştirirse, bundan dolayı o kimseye iki sevap verilir.Bazı insanlar, niyet ettiği şeyleri bulamazlar. Bazılarının da mâlî veya bedenî bakımdan bu niyetlerini gerçekleştirmelerinin imkanı yoktur. İşte böyle insanlar, bu niyetlerinin karşılığında bir sevap elde ederler.
3- İnsanların devamlı muhtaç olduğu ve yapmak zorunda olduğu bir takım şeyler vardır. Yemek yemek, su içmek, elbise giymek, hanımı ile zevciyet muamelesi yapmak gibi davranışları bu guruba dahil edebiliriz. Bu gibi önemsiz şeyleri büyük sevaplara ve kârlı amellere çevirmek mümkün olduğu gibi, günah dolu amellere çevirmek de mümkündür. Bunlar, bazen insana hiçbir faydası olmayan ameller durumuna da gelebilirler.
Yemek yemek ve su içmek, kişinin ibadet için güç kazanmak niyeti ile veyahut da ailesinin refahını sağlamak gayesi ile olursa insana sevap kazandırır. Güzel elbise giymek de böyledir. Kişinin bu davranışı Allah’ın nimetlerinin üzerinde görülmesi niyeti ile olursa, o kişiye sevap kazandırır. Bir kibir alameti olarak giyilen güzel elbise ise insana daima günah kazandırır. Eğer bütün bu davranışların yapılmasında, herhangi bir niyet sözkonusu değilse, kişiye sevap veya günah kazandırmayan boş davranışlar olarak adlandırılırlar,
4- Müslümanlar arasındaki selamlaşma; sevgiyi kuvvetlendirmek ve Allah’tan sevap arzulamak gayesi ile olursa meşrudur. Karşı taraftaki kimsenin gücenmemesi niyeti ile verilen selam, insana herhangi bir sevap kazandırmaz. Selamda asıl olan şey, verilen selama karşı Allah’tan sevap istemektir.
5- Zikirden maksat, bu zikri sadece dil ile değil, ibadet ve amel gerçekleştirmek yoluyla da yapılmasıdır.
Yüce Allah hepimizi razı olduğu şeyleri yapmaya muvaffak eylesin. Çirkin gördüğü şeylerden bizleri uzak eylesin. Amin.
SEVİLMEYEN BİR ŞEY GÖRÜLDÜĞÜNDE OKUNACAK DUA
SOFRA DUASI
Resulüllah (s.a.v.) buyurdu:
“Bir adam evine girdiği vakit ve yemek yerken Allah Teala’yı anarsa şeytan, avanelerine: “Burada sizin için bannacak yer ve yiyecek yemek yoktur.” der.
SOKAK VE PAZARA ÇIKAN KİMSENİN OKUYACAĞI DUA
Lâ ilahe illallâhü vahdehû lâ şeriyke leh, lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyî ve yümiy tü ve hüve hayyün lâ yemûtü bi yedihil hayru ve hüve alâ külli şey’in kadiyr.
SU İÇTİKTEN SONRA OKUNACAK DUA
Sübhânekellâhümme ve bi hamdik, ve tebârakesmük, ve teâlâ ceddük, ve lâ ilahe ğayruk.
SÜLEYMAN A.S DUASI
Süleyman (a.s.) dedi ki:
Rabbığfır lî ve heb lî mülken lâ yenbeğî li ehadin min ba’dî, inneke entel vehhâb.
SÜNNET NEDİR?
Sünnet neye denir?
C- Peygamberimiz (s.a.v.)’in farz ve vacibten başka işlediği ve emrettiği şeylere sünnet denir.
S- Ne gibi?
C- Cemaatla namaz kılmak, çocukları sünnet ettirmek, selamlaşmak gibi hallerdir.
S- Kıldığımız namazlarda kaç türlü sünnet vardır?
C- iki çeşit sünnet vardır. Birine sünneti müekkede, diğerine sünneti gayri müekkede denir.
S- Sünneti müekkede hangi namazlardır?
C- Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri’nin farzlardan başka terk etmeden kıldıkları ve ümmetine de kılmayı emir buyurdukları namazlardır.
S- Sünneti gayri müekkede hangi namazlardır?
C- Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bazen terk ettikleri namazlardır. İkindi ve yatsı namazlarının ilk sünnetleri gibi.
SÜT VE SU İKRAM EDENE KARŞI EDİLECEK DUA
SIKINTI VE DİLEK DUASI
İmam-ı Şafii (rahimehüllâh) diyor ki: “Bir işle karşılaştım. İçimi yaktı. Hem öylesine üzüldüm ki onun derecesini Allah’tan başkası bilmez. Ertesi gece biri rüyamda bana şöyle hitab etti: ‘Ey İdrisoğlu Muhammed, şu duayı oku:
SIKINTI VE KORKUDAN KURTULMAK İÇİN
SIKINTI VE KEDERLİ ZAMANLARDA OKUNACAK DUA
SIKINTILARDAN KURTULMAK İÇİN
SABAH NAMAZININ FARZI NASIL KILINIR?
S- Sabah namazının sünnetini kıldıktan sonra farzını nasıl kılarsın?
C- Kamet getirdikten sonra: “Niyet ettim bu sabah namazının iki rekat farzını kılmaya” dedikten sonra “Allâhü ekber” diyerek ellerimi kaldırırım. Sonra ellerimi bağlarım. Bundan sonra, sabah namazının sünnetini nasıl kıldıysam bunu da aynen öyle kılarım.
S- Kamet nasıl getirirsin?
C- Allâhü Ekber (4 defa)
Eşhedü en lâ ilahe illallah (2 defa)
Eşhedü enne muhammeder rasûlüllâh (2 defa)
Hayye ales salâh (2 defa)
Hayye alel felah (2 defa)
Kad kâmetis salâh (2 defa)
Allâhü ekber (2 defa)
Lâ ilahe illallah (1 defa)
S- İmam olduğun zaman bu kameti kendin mi getirirsin?
C- Müezzin varsa o getirir. Müezzin yoksa kameti de ben getiririm.
SABAH NAMAZININ SÜNNETİ NASIL KILINIR?
SABAH NAMAZININ SÜNNETİNDEN SONRA OKUNACAK DUALAR
Allahümme rabbe cibrîle ve isrâfîle ve mîkâiyle ve muhammedinin nebiyyi sallellahü aleyhi ve selleme eûzü bike minen nâr.
Manası: Cibril’in, İsrafil’in, Mikail’in ve Muhammed’in (s.a.v.) Rabbi olan Allah’ım, cehennemden sana sığınırım.
“Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, sabah namazının sünnetinden sonra, bu duayı üç defa okurlardı.”
Estağfirullâhellezî lâ ilahe illâ hüvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh.
“Sabah namazının farzından evvel bu istiğfarı üç defa okuyan kimsenin denizlerin köpüğü kadar günahı olsa Allah Teala affeder.”
SABAH NAMAZININ SÜNNETİNİN FAZİLETİNE DAİR
Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz buyurdu:
“Sabah namazının farzından evvel iki rekat
sünnet kılmak dünya ve onun içindekilerden daha
hayırlıdır.”
SABAHLARI VE AKŞAMLARI OKUNMASI FAZİLETLİ OLAN DUALAR
SAFFAT SURESİNİ OKUMANIN FAZİLETİNE DAİR HADİSLER
Sübhâne rabbike rabbil izzeti amma yasıfûn. Ve selâmün alel murseliyn. Vel hamdü lillâhi rabbil âlemiyn.
Manası:
İzzet sahibi Rabbin müşriklerin O’na layık olmayan vasıflarından münezzehtir. Selam Resullerin üzerine olsun. Alemlerin Rabbi Allah’a hamdve sena olsun.
*Resulü Ekrem Efendimiz bu ayetin fazileti hakkında şöyle buyuruyor:
“Her namazın arkasından bu ayetleri okuyan kimseye tam ölçekle sevap verilir.”
“Kıyamet günü tam ölçekle sevap almak isteyen kimse oturduğu meclisten kalkmadan (bu ayetleri) okusun.”
SALAT-I TEFRİCİYYE
Allâhümme salli salâten kâmileten ve scllim selâmen tâmmen alâ seyyidinâ muhammedinillezî tenhallü bihil ukadü ve tenfericü bihil kurabil ve tukdâ bihil havâicü ve tünâlü bihir reğâibü ve husnül havâtim i ve yüsteskal ğamâmü bi vechihil keriymi ve alâ âlihî ve sahbihî fî külli lemhatin ve nefesin bi adedi külli ma’lûmin lek.
SALAT-I VİTİR’İN FAZİLETİNE DAİR HADİS-İ ŞERİFLER
Resulü Ekrem buyurdu:
“Her kim ayın üç gününü oruçlu olarak geçirir, seferde ve hazarda da vitir namazını kılar, terk etmezse, onun için şehit ecri verilir.”
Yani Cenabı Peygamber’in ismi anıldığı zaman salavatı şerife getirmeye mecbursun. Eğer Cenabı Peygamber’in bir mecliste ismi çok işitilirse, ulemanın çoğu “bir defa getirirse mesuliyetten kurtulur.” dediler.
Bunu İmam-ı Tahâvî kabul etmiyor, diyor ki:
“Cenabı Peygamber’in her ismini işiten salavatı şerife getirmelidir, çünkü vaciptir. Namaz içerisindeki salavatı okumak sünnettir. Günde yüz defa getirmek ise müstehaptır. Ne kadar çok getirirsen o kadar makbuldür.”
SALAT-I ŞERİFE GETİRENE NE GİBİ MÜJDELER VARDIR?
Cenabı Peygamber (s.a.v.) buyuruyorlar:
“Kıyamette bana en layık ümmetim üzerime en çok salavatı şerife getirendir.”
Cenabı Peygamber (s.a.v.) evvela yanına salavatı şerifeyi çok getireni kabul eder.
Cenabı Hakk Celle Hazretleri buyuruyor:
“Bana en layık olan kulum Kur’anı Kerim’i çok okuyandır.”
İnsanı Allah’a götürecek Kufan’dan daha büyük bir ibadet yoktur. Hele namazda olursa. Ama sen, “ben Kur’an okumayı bilmiyorum” dersen, Fatiha’yı, Kul hüvallâhü ehad’ı durmadan oku!”
Cenabı Peygamber (s.a.v.) buyuruyor:
“Bir adam salavatı şerife getirirse farkına varır, ona cevap veririm. Ve aleyküm selam derim; sevabını da ayrıca alır.”
Cenabı Peygamber (s.a.v.) insana yedi yerde şefaat edecektir:
Dünyada insanın başı dertte ve sıkıntıda kaldı mı rüyada Cenabı Peygamber evine gelir. Cenabı Peygamber bir kimsenin evine gelecek olursa muhakkak ki o kimseyi kurtarmaya gelmiştir.Ölürken, bazı kimseler ayaklarını toplarlar. Etrafında bulunanlar: “Ayağını niye topluyorsun, sen hastasın?” derler. O adam: “Huzur-u Saadet’te nasıl ayağımı uzatayım?” der. Demek ki Cenabı Peygamber Efendimiz vefat edecek olan o kimsenin yanında bulunuyorlar.
Kabirde,
Kabirden kalkarken,
Kıyamet gününde,
Sırat üzerinde,
7- Cennete giren kimsenin makamını yükseltmek için şefaat edecektir.
SALAVAT-I ŞERİFE GETİRMENIN FAZİLETİ
Efendimiz Aleyhisselam buyurdu:
– İsmimi duyunca salavat getirmeyen, insanların en cimrisidir.
– Adımı duyunca salavat getirmeyen, insanların en acizidir.
– Üzerime salavat getirmeden dağılan bir topluluk pişmanlık duyacaklardır.
– Adımı duyunca salavat getirmeyen, yüzü koyun sürünsün.
– Üç kişi yüzümü göremeyecektir. Ana babasına isyan eden, sünnetimi terk eden, üzerime salavat getirmeyen.
– Adımı işitip de salavat getirmeyen, sonu mutsuz kimsedir.
– Üzerime salavat getirmeyi unutan, cennetin yolunu da unutmuştur.
– Adımı duyup da salavat getirmeyen, bana cefa etmiştir.
– Bana en yakın olanlar, üzerime en çok salavat getirenler olacaktır.
– Üzerime salavat getirirseniz Allah da sizin üzerinize salavat getirir.
– Bana salavat getirin. Nerede olursanız olun salavatımz bana ulaşır.
* Allah Teala buyurdu:
“Bir defa salavat getirene Ben ve meleklerim on defa salavat getiririz.”
-Cuma günü ve geceleri üzerime (100) defa salavat getirenin Allah Teala otuzu dünyaya, yetmişi ahirete ait olmak üzere yüz hacetini kabul eder.
– Dua ile sema arasında bir engel vardır. Üzerime salavat getirilince engel açılır, dua yerine ulaşır.
– Sünnetimi ihya eden, üzerime salavat getiren, darda kalanlara yardımda bulunanlar kıyamet gününde arşın gölgesinde olacaklardır.
– Sırat üzerinde kalmış, hurma yaprağı gibi tirtir titreyen bir adam gördüm. O anda üzerime getirdiği salavat-ı şerife gelip o durumdan onu kurtardı.
– Dün gece acayip bir şey gördüm. Adamın biri Sırat üzerinde düşüp kalkıyordu. O anda üzerime getirdiği salavat geldi. Elinden tuttuğu gibi Sırat’tan geçirdi.
– Meclislerinizi salavat ile süsleyiniz.
– Kıyamet günü büyük ecir almak isteyen, üzerime salavat getirsin.
– Cuma günü üzerime (80) kere salavat getirenin seksen senelik günahı affolunur.
– Üzerime salavat getirilmeden yapılan hiçbir dua kabul olunmaz.
– Karşılaşan iki mii’min salavat getirerek ıııusafaha ederlerse, geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır.
40«
– Üzerime (100) defa salavat getirene, Allah (c.c.) bin defa rahmet nazarı ile bakar. İştiyakla daha fazla getiren için kıyamet gününde şefaat ve şahitlik ederim.
– Üzerime bir günde (1000) defa salavat getiren kimseye cennetteki makamı gösterilmedikçe ölmez.
– Cuma günü üzerime (100) defa salavat-ı şerife getiren kimse kıyamette öyle bir nur ile gelecektir ki, eğer o nur bütün mahşer ehline taksim edilse hepsine yeterdi.
– Ömrünü boş yere heba eden kişi kaybettiği zamanı telafi etmesi için salavat-ı şerife ile meşgul olmalıdır. Eğer bütün ömrünü ibadetle geçirmiş olsan ve sonra bir defa salavat-ı şerife getirsen, getirdiğin salavat bütün ibadetlerinden daha ağır gelirdi. Çünkü sen kendi gücün nisbetinde salavat getirmektesin. Allah Teala da Rububiyyeti hesabıyla senin bir salavatına karşılık sana on salavat getirmektedir. Yani Allah Teala sana on defa rahmet nazarıyla bakmaktadır. Allah Teala’nın kuluna nazar-ı rahmeti; insin, cinnin ibadetinden daha hayırlıdır. Çünkü Allah (c.c.) kuluna bir defa rahmeti ile nazar edince o kul azaba duçar olmaz.
– Allah Teala, Musa (a.s.)’ya:
“Ey Musa, bana hamd ediciler olmasaydı semadan bir damla yağmur indirmez, yerden de hır nebat bitirmezdim. Ey Musa, göz nurunun göz in n-yakınlığından daha yakın olmamı ister nıisııı’}”
400
“İsterim ya Rabbi!”
“Öyle ise Resulüm Muhammed (s.a.v.)’e çokça salavat getir.” buyurdu.
* Hazreti Musa (a.s.) denizden geçeceği vakit asası ile denize on defa vurdu, fakat deniz ikiye ayrılmadı.
Allah Teala, Musa (a.s.)’ya: “Muhammed ve ehl-i beytine salavat getir.” buyurdu.
Musa (a.s.) salavat getirip asasını denize vurunca deniz ikiye ayrıldı.
– Allah Teala, perşembe günü ikindi vakti, melekleri salavat-ı şerife getirenlerin ismini yazmak üzere yeryüzüne gönderir. Cuma günü ve gecesi salavat getirmeyi ihmal etmemelidir.
* Salavat-ı şerife dünya ve ahirette insanın derecesini yüceltir. Onu büyük bir nur sahibi kılar. Kazancı en bol bir ticaret kaynağıdır. Ehlulllah, hep bu sayede ehlullah olmuşlardır.
* Şeytanlar çok ibadetlere el uzatır, lakin salavat-ı şerife öyle değildir. Ona katiyyen dokunamazlar. Çünkü, ruhaniyyet-i Peygamberi salavat-ı şerife getirilen yerlerde bulunur. Salavat-ı şerife dünya ve ahiret işlerinin cümlesine kâfidir. Salavat-ı şerifelerin en faziletlileri Cenabı Peygamberimizin öğrettikleridir. Salavat-ı şerife getirmenin faziletine dair bir kaç hadisi şerif mealini sır al iv alım:
– Kim üzerime bir defa salavat getirirse Allah Teala o kimsenin on günahını giderir. On sevap yazar ve on derecesini yükseltir. On köleyi hürriyete kavuşturmuş kadar ecre nail olur.
– Bana bir defa salavat getirene Allah Teala on defa rahmet eder; on defa getirene Allah Teala yüz defa rahmet eder; yüz defa getirenin iki gözü arasına münafıklıktan ve cehennemden berî olduğuna dan berat yazılır. Kıyamet gününde ise Allah Teala onu şehitlerle birlikte iskan eder.
– Yeryüzünde Allah’ın vazifeli melekleri vardır. Onlar ümmetimin getirdikleri selamı bana ulaştırırlar.
– Kim bana günde yüz defa salavatı şerife getirirse, Allah Teala onun yetmişi ahiretine, otuzu dünyasına ait olmak üzere yüz hacetini ihsan eder.
– Her kim üzerime bir defa salavat getirirse, Allah Teala ona on defa rahmeti ile tecelli eder.
– Kıyamet gününde insanların bana en yakın olanları, üzerime en çok salavat getirenleridir.
– Kabrimi bayram yerine çevirmeyin, üzerime salavat getirin. Zira nerede olursanız olun getirdiğini/ salat ü selamlar bana ulaşır.
– Yanında anıldığım halde üzerime salavat getirmeyen kimsenin yüzü yere sürtülsün, hakarete uğrasın.
Allâhümme sallı alâ seyyidinâ muhammedin abdike ve nebiyyike ve rasûliken nebiyyil ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim tesliymen bi kadri azameti zâtike fi külli vaktin ve hıyn.
“Allah’ım, senin kulun, Peygamberin, ümmi bir Rasulün olan Efendimiz Muhammed’e, onun âline, ashabına, zâtının azametinin sonsuzluğu nisbetinde her vakit ve her zaman salat eyle, kamil manada esenlikler ver!”
2- Bu salavat-ı şerifeyi de bir defa okumak diğer salavatlardan yüzbin defa okuma tesir ve gücündedir.
SALAVAT-I ŞERİFE HAKKINDA BİR KISSA
Süfyan-i Sevrî anlatıyor:
Hacca gittiğimde bir gencin Kabe’nin örtüsüne asılarak, Peygamber (s.a.v.) üzerine candan salat ü selam getirmekte olduğunu görünce:
“Burası Beyt-i Haram’dır. Her yerin kendine has bir duası vardır. Sense devamlı olarak salavtüselam getiriyorsun. Bunun sırrı acaba nedir?” diye sordum.
Şu cevabı verdi:
“Babamla birlikte hac yoluna koyulmuştuk. Babam yolda vefat etti. Yüzü simsiyah olmuştu. Başı da adeta hınzır başını andırıyordu. Bir anda üç bela ile karşılaşmıştım: Babamın vefatı, yüzünün simsiyah oluşu ve başının hınzır başına benzeyişi… İnsanlara, utandığımdan durumunu bildiremedim. O anda gözlerime uyku bastı ve uyudum.
Rüyamda orta boylu, son derece güzel ve yakışıklı bir genç geldi. Babamın başucuna oturdu. Mübarek elini yüzüne sürdü. Yüzü derhal bembeyaz oldu. Başı da eski haline döndü.
Tam döneceği sırada:
“Allah’ın rahmeti üzerine olsun, acaba siz kimsiniz?” diye sordum:
“Tanımadın mı beni? Ben ademoğullarının ulusu, Allah’ın elçisi Muhammed’im. Ey genç, babana azal) melekleri gelip kendisini o hale soktuklarında, derhal bana getirilen salat ü selamı bana ulaştırmakla görevli olan melekler gelip bana durumu bildirdiler. Ben de bunun üzerine hemen gelip babanın durumunu bir anda düzeltiverdim. Baban içkici idi, ama aynı zamanda çokça salat ü selam getirirdi.” buyurdu.
SALAVAT-I ŞERİFE (YETMİŞ BİN SALAVAT GÜCÜNDE)
SALAVAT-I ŞERİFE (YÜZ BİN SALAVAT GÜCÜNDE)
Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ muhammedinin nûriz zâtiyyi ves sirris sârî fî sâiril esmâi ves sıfat.
SALLİ-BARİK
Allâhümme salli alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âli muhammed, kemâ salleyte alâ ibrâhiyme ve alâ âli ibrâhiyme inneke hamiydün mecid.
SARA VE CİN TUTANA KARŞI OKUNACAK AYETİ KERİME
Bismillâhirrahmânirrahıym.
E fe hasibtüm ennemâ halaknâküm abesen ve enneküm ileynâ lâ türceûn. Fe teâlellâhül melikül hakk, lâ ilahe illâ hû, rabbül arşil keriym. Ve men yed’u meallâhi ilahen âhara lâ bürhâne lehû bihî fe innemâ hısâböhû inde rabbih, innehû lâ yüflihul kâfirim. Ve kul rabbığfir verham ve ente hayrur râhımiyn.
SARA VE DELİLİĞE KARŞI OKUNACAK DUA
Bismillâhirrahmânirrahıym. Ve nünezzilü minel kur’âni mâ hüve şifâün ve rahmetün lil mü’nıinîne ve lâ yeziydüz zâlimiyne illâ hasârâ.
SAVAŞTAN DÖNEN KİMSEYE KARŞI YAPILACAK DUA
Elhamdü lillâhillezî nasarake ve eazzeke ve ekramek.
SECDE SURESİ
Bismillâhirrahmânirrahıym.
Elif lâm mîm. Tenziylül kitabi lâ raybe fıyhi min rabbil âlemiyn. Em yekûlûnefterâh, bel hüvel hakku min rabbike li tünzira kavmen mâ etâhüm min neziyrin min kablike leallehüm yehtedûn. Allâhüllezî halekas semâvâti vel arda ve mâ beynehümâ fi sitteti eyyâmin sümmestevâ alel arş, mâ leküm min dûnihî min veliyyin ve lâ şefiy’, efelâ tetezekkerûn. Yüdebbirul emre mines semai ilel ardı sunime ya’rucü ileyhi fi yevmin kâne mıkdâruhû elfesenetin mimmâ teuddûn. Zâlike âlimül ğaybi veş şehâdetil aziyzür rahıym. Ellezî ahsene külle şey’in halekahû ve bedee halkal insani min tıyn. Sümme ceale neslehû min sülâletin min mâin mehiyn. Sümme sevvâhü ve nefeha fiyhi min rûhıhî ve ceale lekümüs sem’a vel ebsâra vel ef ideh, kaliylen mâ teşkürûn. Ve kâlû e izâ dalelnâ fil ardı e innâ le fi halkın cediyd, bel hüm bi likâi rabbihim kâfirûn. Kul yeteveffâküm melekül mevtillezî vükkile biküm sümme ilâ rabbiküm türceûn. Ve lev terâ izil mücrimûne nâkisû ruûsihim inde rabbihim, rabbenâ ebsarnâ ve semı’nâ fercı’nâ na’mel sâlihan innâ mûkınûn. Ve lev şi’nâ leâteynâ külle nefsin hüdâhâ ve lâkin hakkal kavlü minnî le emleenne cehenneme minel cinneti ven nâsi ecmeıyn. Fe zûkû bi mâ nesiytüm likâe yevmiküm hazâ, innâ nesiynâküm ve zûkû azâbel huldi bi mâ küntüm ta’melun. Innemâ yü’minü bi âyâtinelleziyne izâ zükkirû bihâ harrû
sücceden ve sebbehû bi hamdı rabbihim ve hüm lâ yestekbirûn. (Burası secde ayetidir. Secde yapılacaktır.) Tetecâfâ cünûbühüm anil medâciı yed’ûne rabbehüm havfen ve tamean ve mimmâ razeknâhüm yünfîkûn. Fe lâ ta’lemü nefsün mâ uhfîye lehüm min kurrati a’yünin cezâen bi mâ kânû ya’melûn. £ femen kâne mü’minen ke men kâne fâsikâ, lâ yestevûn. Emmelleziyne âmenû ve amilus sâlihâti fe lehüm cennâtül me’vâ, nüzülen bi mâ kânû ya’melûn. Ve emmelleziyne fesekû fe me’vâhümün nâr, küllemâ erâdû en yahrucû minhâ üıydû fiyhâ ve kıyle lehüm zûkû azâben nârillezî küntüm bihî tükezzibûn. Ve le nüziykannehüm minel azabil ednâ dûnel azabil ekberi leallehüm yarciûn. Ve men azlemü mimmen zükkira bi âyâti rabbihî sümme a’rada anhâ, innâ minel mücrimiyne müntekımûn. Ve le kad âteynâ mûsal kitabe fe lâ tekün fi miryetin min likâihî ve cealnâhü hüden li benî isrâiyl. Ve cealnâ minhüm eimmeten yehdûne bi emrinâ lemmâ saberû, ve kânû bi âyâtinâ yûkmûn. İnne rabbeke hüve yafsdü beynehüm yevmel kıyameti fiymâ kânû fini yahtelifûn. E ve lem yehdi lehüm kem ehleknâ min kablihim minel kurûni yemşûne fi mesâkinihim, inne fi zâlike le âyât, e fe lâ yesmeûn. E ve lem yerav ennâ nesûkul mâe ilel ardıl cüruzi fe nuhricü bihî zer’an te’külü minhü en’âmühüm ve enfüsühüm, e fe lâ yübsırûn. Ve yekûlûne metâ hâzal fethu in küntüm sâdikıyn. Kul yevmel fethi lâ yenfeulleziyne keferû iymânühüm ve lâ hüm yünzarûn. Fc a’rıd anhüm ventezır innehüm müntezırûn.
SECDE SURESİNİ OKUMANIN FAZİLETİNE DAİR HADİSLER
“Resulü Ekrem, Sure-i Secde ve Sure-i Mülk’ü okumadan yatmazlardı.”
“Resulü Kibriya Cuma günleri sabah namazlarında Sure-i Secde ve (hel etâ alel insani hıynün mincd dehri) surelerini okurlardı.”
* “Kurtarıcıyı okuyunuz. O: “Elif lâm miym tenziyl…” d ir.”
* günahı çok olan biri bu sureyi okur, bundan başka bir şey okumazdı. Bu sure onun üzerine rahmet kanatlarını açarak Cenab-ı Ecelli Alâ’ya: “Yâ Rabbi, sen bunu affet, zira beni çok okuyordu” dedi. Bunun üzerine Cenabı Hakk bu sure-i celileye kendisini okuyan hakkında şefaat izni verdi ve buyurdu: “Sure-i Secde’yi okuyanın her bir hatası için bir sevap yazın ve bir derecesini yükseltin.”
* “Sure-i Secde’yi okuyan kimseye, bu surenin harflerinin her birine mukabil on sevap verilir.”
* Allah Resulü buyuruyor:
” Secde suresi kıyamet gününde mahşer yerine iki kanatlı olarak gelir. Bu sure-i şerifeyi okumayı adet
haline getiren kimseyi mahşer yerinin şiddetli
hararetine karşı gölgeler. Mahşer halkını sıcaktan kavuran ve herkesin tepesinin üzerine yaklaşan güneşe Secde suresi şöyle der:
“Ey güneş, benim sakladığım kimseye ışığını iletmek için asla yol bulamazsın.”
* ” Bir kimse herhangi bir gecede Secde, Yasin ve Tebareke surelerini okur ve bu surelere Kamer suresini ilave ederse, bu sureler o kimse için şeytan ve şerrine karşı bir koruyucu siper durumuna geçer. Ayrıca o kimsenin derecesi de yükselir. Kıyamet gününde bu sureleri okuyan kimse, büyük iltifatlarla mahşer halkına gösterilir.”
SECDE SURESİNİN MANASI
Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla..
1. Elif, Lâm, Mîm. (Mukattaa harfleri olan bu harfler, Allah ile Peygamberi arasında bir şifre olup, surenin özeti durumundadır.)
2. Bu Kur’an’ın, alemlerin Rabbi tarafından indirilmiş olduğunda şüphe yoktur.
3. Yoksa “Onu Peygamber kendisi uydurdu.” mu diyorlar? Hayır, o senden önce kendilerine hiç bir uyarıcı peygamber gelmemiş bir kavmi uyarman için Rabbin tarafından gönderilen hak bir Kitap’tır. Umulur ki doğru yolu bulurlar.
4. Gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde (devirde) yaratan, sonra Arş üzerinde saltanatını kuran Allah’tır. O’ndan başka ne bir dost ne de bir şefaatçiniz vardır. Artık düşünüp öğüt almaz mısınız?
5. Allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. Sonra bu işler sizin saydığınız hesap ile bin yıl tutan bir günde O’nun nezdine çıkar.
6. İşte görülmeyeni de görüleni de bilen, mutlak üstün ve merhamet sahibi olan O’dur.
7. O, yarattığı her şeyi güzel yapmış ve insanı yaratmaya çamurdan başlamıştır.
8. Sonra insan neslini, hakir bir sudan meydana gelen nutfeden yaratmıştır.
9. Sonra onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona kendi ruhundan üflemiştir. Ve sizin için kulaklar, gözler, kalpler yaratmıştır. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
10. Müşrikler dediler ki: “Biz yerin içinde kaybolduktan sonra mı, gerçekten biz mi yeniden yaratılacağız?” Doğrusu onlar, Rabblerinin huzuruna varacaklarını inkar eden kafirlerdi.
11. De ki: “Sizin canınızı almaya vekil kılınan ölüm meleği Azrail, canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”
12. Habibim! Suçluları, Rabblerinin huzurunda, başları öne eğilmiş olarak: “Rabbimiz, gördük, işittik, şimdi bizi dünyaya geri çevir de iyi iş işleyelim. Doğrusu biz artık kesin olarak inandık.” derlerken bir görsen!
13. Biz dilesek elbette herkese hidayet verirdik. Takat, cehennemi tamamen cin ve insanlarla dolduracağıma dair benden kesin söz çıkmıştır.
14. Bu gününüze kavuşmayı unutmanın cezasını şimdi görün. Doğrusu biz de sizi unuttuk.
Yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın.” deriz.
15. Bizim ayetlerimize ancak o kimseler inanır ki, bu ayetlerle kendilerine öğüt verildiğinde,büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar ve
Rablerini hamd ile teşbih ederler
16. Onların yakınları, döşeklerinden aralanıp Rabblerine korkarak, umutlanarak dua eder, yalvarırlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden Allah rızası için harcarlar.
17. Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez.
18. Öyle ya, mü’min olan, yoldan çıkmış kimse gibi midir? Bunlar elbette bir olamazlar.
19. İman edip de, iyi işler yapanlara gelince, onlar için yaptıklarına karşılık olarak varıp kalacakları cennet konaklan vardır.
20. Yoldan çıkanlara gelince, onların varacakları yer ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde geri çevrilirler ve kendilerine: “Yalandır deyip durduğunuz cehennem azabını tadın.” denir.
21. Andolsun ki biz, en büyük azabtan önce onlara en yakın azabdan da tattıracağız. Olur ki dönerler.
22.Rabbinin ayetleri kendisine hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren kimseden daha zalim kim vardır? Muhakkak ki biz, suçlulardan öc alacağız.
23. Andolsun ki, Musa’ya da Kitap verdik. Sen de ona kavuşacağından şüphe etme. Biz onu, İsrail oğullarına bir hidayet rehberi yaptık.
24. Sabrettikleri ve ayetlerimize kesinlikle
25. inandıkları zaman, onların içinden buyruğumuzla
26. doğru yola ileten önderler yetiştirmiştik.
27. Muhakkak ki Rabbin ayrılığa düştükleri şeylerde kıyamet günü aralarında hükmedecektir.
28. Şimdi yurtlarında gezip dolaştıkları, kendilerinden önceki nice nesilleri yok etmiş olmamız onları doğru yola sevketmez mi? Bunlarda şüphesiz ibretler vardır. Hâlâ dinlemeyecekler mi?
29. Kuru yerlere suyu gönderip onunla kendilerinin ve hayvanlarının yedikleri ekinleri çıkardığımızı görmezler mi? Hâlâ görmeyecekler mi?
30. “Doğru söylüyorsanız bildirin bakalım bu hüküm ne zaman verilecektir?” derler.
31. De ki: “Fetih ve hüküm gününde inkarcılara o gün edecekleri imanları fayda vermeyecek ve kendilerine mühlet de tanınmayacaktır.”
32. Habibim! Artık sen onları bırak ve bekle. Zaten onlar da beklemektedirler.
SEFERDE BİR ŞEHRE GİRERKEN OKUNACAK DUA
Hayra hâzihil karyeti ve hayra ehlihâ ve hayra mâ fîhâ ve neûzü bike min şerrihâ ve şerri ehlihâ ve şerri mâ fîhâ.
SEFERDE CİN VE ŞEYTAN GÖRÜP BAYILANA OKUNACAK DUA
Resulü Kibriya Efendimiz buyurdu: “Sizden biri seferde şeytan veya cin görüp de bayılırsa, onun kulağına ezan okuyun. (Onların şerrini ezanla giderin.) Çünkü şeytan (cin) ezanı işitince arkasını dönerek kaçar.”
SEFERDEN DÖNEN KİMSEYE YAPILACAK DUA
Elhamdü lillâhillezî sellemek.
SEFERE ÇIKAN KİMSEYLE VEDALAŞIRKEN OKUNACAK DUA
Estevdiullâhe dîneke ve emâneteke ve havâtiyme amelik.
SEMADA BULUT GÖRÜLÜNCE OKUNACAK DUA
Allâhümme innî eûzü bike min şerrihâ.
SEMAYA BAKINCA OKUNACAK DUA
Rabbena mâ halakte hazâ bâtılen sübhâneke fekınâ azâben nâr.
SENE BAŞINDA OKUNACAK DUA
SENENİN SONUNDA YAPILACAK DUA
Senenin son ayı olan Zilhicce ayında aşağıdaki duayı yedi kere kim okursa Allahü Teala onun geçmiş bütün günahlarını mağfiret eder. Şeytan da: “Eyvah!
Bir saat içinde bütün geçmiş günahları yok oldu. der. Dua şudur:
SEVAPLARI ÇOĞALTMAK
Yüce Allah Teala buyuruyor ki: “Muhakkak ki güzel ameller, kötü amelleri yok edip götürür.”
Güzel ameller kötü amelleri yok ettiği gibi, mahşer yerinde de kötü amellere karşı ağır basarak kişiyi cehennemden kurtarır. Allahü Teala kullarına güzel amel kapılarını o kadar çok açmıştır ki, bu rahmet deryası karşısında insanın kayıtsız kalması gerçekten mümkün değildir. Zengin, fakir, kuvvetli, zayıf, alim, cahil, küçük, büyük, herkes için o kadar çok sevap kapısı açılmıştır ki, burada hepsini saymamız mümkün değildir. İyi amellerden bazılarının kendilerine has bir takım özellikleri vardır. Bunları kısaca şöyle özetleyebiliriz:
1- Başkasına faydası olan bir insanın ameli,kendisinden başka kimseye faydası olmayan diğer bir kimsenin amelinden çok daha üstündür. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“Onların fisıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Meğer ki sadaka vermeyi, bir iyilik etmeyi veya insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki olsun.”
2- Bir insanın mâlî veya bedenî bir ameli olmadan da sevap kazanması mümkün olduğu gibi,bir amelin sevabını iki defa kazanması da ihtimal dahilindedir. Bir insan gücü yettiği şeyi yapmaya niyet eder ve o fırsatı bulduğunda bu niyetini gerçekleştirirse, bundan dolayı o kimseye iki sevap verilir.Bazı insanlar, niyet ettiği şeyleri bulamazlar. Bazılarının da mâlî veya bedenî bakımdan bu niyetlerini gerçekleştirmelerinin imkanı yoktur. İşte böyle insanlar, bu niyetlerinin karşılığında bir sevap elde ederler.
3- İnsanların devamlı muhtaç olduğu ve yapmak zorunda olduğu bir takım şeyler vardır. Yemek yemek, su içmek, elbise giymek, hanımı ile zevciyet muamelesi yapmak gibi davranışları bu guruba dahil edebiliriz. Bu gibi önemsiz şeyleri büyük sevaplara ve kârlı amellere çevirmek mümkün olduğu gibi, günah dolu amellere çevirmek de mümkündür. Bunlar, bazen insana hiçbir faydası olmayan ameller durumuna da gelebilirler.
Yemek yemek ve su içmek, kişinin ibadet için güç kazanmak niyeti ile veyahut da ailesinin refahını sağlamak gayesi ile olursa insana sevap kazandırır. Güzel elbise giymek de böyledir. Kişinin bu davranışı Allah’ın nimetlerinin üzerinde görülmesi niyeti ile olursa, o kişiye sevap kazandırır. Bir kibir alameti olarak giyilen güzel elbise ise insana daima günah kazandırır. Eğer bütün bu davranışların yapılmasında, herhangi bir niyet sözkonusu değilse, kişiye sevap veya günah kazandırmayan boş davranışlar olarak adlandırılırlar,
4- Müslümanlar arasındaki selamlaşma; sevgiyi kuvvetlendirmek ve Allah’tan sevap arzulamak gayesi ile olursa meşrudur. Karşı taraftaki kimsenin gücenmemesi niyeti ile verilen selam, insana herhangi bir sevap kazandırmaz. Selamda asıl olan şey, verilen selama karşı Allah’tan sevap istemektir.
5- Zikirden maksat, bu zikri sadece dil ile değil, ibadet ve amel gerçekleştirmek yoluyla da yapılmasıdır.
Yüce Allah hepimizi razı olduğu şeyleri yapmaya muvaffak eylesin. Çirkin gördüğü şeylerden bizleri uzak eylesin. Amin.
SEVİLMEYEN BİR ŞEY GÖRÜLDÜĞÜNDE OKUNACAK DUA
SOFRA DUASI
Resulüllah (s.a.v.) buyurdu:
“Bir adam evine girdiği vakit ve yemek yerken Allah Teala’yı anarsa şeytan, avanelerine: “Burada sizin için bannacak yer ve yiyecek yemek yoktur.” der.
SOKAK VE PAZARA ÇIKAN KİMSENİN OKUYACAĞI DUA
Lâ ilahe illallâhü vahdehû lâ şeriyke leh, lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyî ve yümiy tü ve hüve hayyün lâ yemûtü bi yedihil hayru ve hüve alâ külli şey’in kadiyr.
SU İÇTİKTEN SONRA OKUNACAK DUA