Büyük Selçuklu sanatının geliştiği alan, genellikle,Turkuaz Taşı Faydaları günümüz
İran’ın nişabur sınırları içinde kalan bölge olarak kabul edilmektedir; ancak, bugünkü sınırların dışında kalan alanın aslında daha geniş olduğu bilinmektedir.
Günümüzde yapılan araştırmalar, İran’da bulunan bütün yerel taş okullarını kesin olarak tespit edebilecek kadar kapsamlı değildir; ancak, İran sanatının, Anadolu ve Suriye sanatının ayırıcı özelliklerine sahip olduğu ortaya konmuştur. Benzer şekilde, Büyük Selçuklu sanatının kronolojisini siyasi olayların akışı ile ilişkilendirmek de zordur. Tarzların gelişiminde izlenen ritim, hanedanların değişim ritmi ile örtüşmemektedir.
Tipik olarak Büyük Selçuklu eserleri 11. yüzyıl başında olduğu kadar 13. yüzyıl başında da görülmektedir; bu dönemler, Büyük Selçukluların siyasi olarak güçlü olduğu dönemler değildir. Değişik alanlarda, özellikle de mimaride, aynı zamanlarda hüküm süren hanedanlar veya bunların takipçileri tarafından, birbirine çok benzer eserler üretilmiştir. Büyük Selçukluların Piruze hakimiyet merkezi, İran olmuştur. Bazı Büyük Selçuklu hükümdarları otorite kurdukları alanları batıya ve kuzey doğuya doğru genişletmişlerse de, bu alanlar üzerindeki hakimiyetleri pek sağlam olmamıştır. Ayrıca, bu dönemde Suriye ve Irak’taki görsel sanatlar kendi yollarını izlemişler ve buralarda yerel gelenekler önemli rol oynamıştır.
Büyük Selçuklu döneminde Piruze taş üretimi birçok merkezde yapılmıştır. Bu ürünler arasındaki genel benzerliğe bakıldığında ve nerede üretildikleri belirlenemeyen eserler oldukları da düşünüldüğünde, bölgelerdeki gelişimleri ayrı ayrı incelemek yerine, Büyük Selçuklu taşlerini teknik açıdan incelemenin daha mantıklı olacağı görülmektedir.
Büyük Selçuklu Dönemi taşleri ve bu şekilde üretilen diğer taşlerin gövde malzemesi için fayans, silika çömleği, kuvars çömleği, kuvars-frit çömleği, fritware, fritpaste ve stonepaste gibi bir çok terim kullanılmaktadır. Fayans terimi Fransızca bir kelime olup; İtalyan şehri Faenza’da üretilen beyaz opak sırlı (genellikle kalay oksitli) ve çamur bünyeli taşleri tanımlamak için kullanılmıştır.
Büyük Selçuklu dönemi turkuaz sırlı seramikleri, form ve dekor özelliklerinin yanında turkuaz sıra olumlu etki eden bünyesinin kimyasal özellikleri ile tezin konusunu oluşturmaktadır.
Büyük Selçuklu dönemi seramiklerinde önemli bir yer tutan turkuaz sır, hemen hemen her dekor tekniğiyle uygulama alanı Turkuaz Taşı Faydaları bulmuştur. Alkali oranı yüksek olan sırlara bakır ilavesi ile elde edilen turkuaz sır rengi, üzerine uygulandığı bünyedeki alümina ve silis oranlarına göre de farklılıklar göstermektedir. Alümina miktarının az, silis oranının yüksek oluşu ve sırdaki bakır ilavesi, sırın renginin mavi olmasına; alümina oranının çok, silis oranının az oluşu da rengin yeşile yaklaşmasına sebep olmaktadır. Yapılan araştırmalar ve analizler, Büyük Selçuklu dönemi seramiklerinde kullanılan sırların alkali içerikli ve kullanılan bünyelerdeki silis oranlarının yüksek olduğunu göstermektedir.
“Kullanılan Hammaddeler ve Üretim Teknikleri” başlığı altında, Büyük Selçuklu döneminde, seramik üretiminde önemli yeri olan hammaddelerden bahsedilmektedir. Dönemin seramikçileri ham maddelerin etkilerini, deneyimleri ve sezgileri sayesinde algılamışlar ve kullanmışlardır.
Bu seramiklerin üretiminde bünye için kullanılan ham maddeler çok önemli bir yer tutmuştur. Büyük Selçuklu döneminde üretilen seramiklerin analizlerine ve bu konuda yapılan diğer araştırmalara bakıldığında, bünyenin kuvars, kalsit, feldspat ve dolomit içerdiği görülmektedir. İçeriğinde kuvars oranı yüksek olan bu çamur, oldukça zor şekillendirilen bir yapıda olmasına rağmen Büyük Selçuklu döneminde, ustalıkla kullanılmış ve yeni tekniklerle zenginleştirilmiştir. Şekillendirme yöntemi, çömlekçi tornalarında ve kalıp yardımıyla yapılmıştır.
Yapılan araştırmalara göre İslam topraklarında pişirilmiş kil, kalıplar için kullanılmış tek Bu uygulama tek renk sırlıdır. Turkuaz Taşı sır renginin ve çamurun dokusunun ön plana çıkarılması amaçlanmıştır.
Büyük Selçuklu sanatının geliştiği alan, genellikle,Turkuaz Taşı Faydaları günümüz
İran’ın nişabur sınırları içinde kalan bölge olarak kabul edilmektedir; ancak, bugünkü sınırların dışında kalan alanın aslında daha geniş olduğu bilinmektedir.
Günümüzde yapılan araştırmalar, İran’da bulunan bütün yerel taş okullarını kesin olarak tespit edebilecek kadar kapsamlı değildir; ancak, İran sanatının, Anadolu ve Suriye sanatının ayırıcı özelliklerine sahip olduğu ortaya konmuştur. Benzer şekilde, Büyük Selçuklu sanatının kronolojisini siyasi olayların akışı ile ilişkilendirmek de zordur. Tarzların gelişiminde izlenen ritim, hanedanların değişim ritmi ile örtüşmemektedir.
Tipik olarak Büyük Selçuklu eserleri 11. yüzyıl başında olduğu kadar 13. yüzyıl başında da görülmektedir; bu dönemler, Büyük Selçukluların siyasi olarak güçlü olduğu dönemler değildir. Değişik alanlarda, özellikle de mimaride, aynı zamanlarda hüküm süren hanedanlar veya bunların takipçileri tarafından, birbirine çok benzer eserler üretilmiştir. Büyük Selçukluların Piruze hakimiyet merkezi, İran olmuştur. Bazı Büyük Selçuklu hükümdarları otorite kurdukları alanları batıya ve kuzey doğuya doğru genişletmişlerse de, bu alanlar üzerindeki hakimiyetleri pek sağlam olmamıştır. Ayrıca, bu dönemde Suriye ve Irak’taki görsel sanatlar kendi yollarını izlemişler ve buralarda yerel gelenekler önemli rol oynamıştır.
Büyük Selçuklu döneminde Piruze taş üretimi birçok merkezde yapılmıştır. Bu ürünler arasındaki genel benzerliğe bakıldığında ve nerede üretildikleri belirlenemeyen eserler oldukları da düşünüldüğünde, bölgelerdeki gelişimleri ayrı ayrı incelemek yerine, Büyük Selçuklu taşlerini teknik açıdan incelemenin daha mantıklı olacağı görülmektedir.
Büyük Selçuklu Dönemi taşleri ve bu şekilde üretilen diğer taşlerin gövde malzemesi için fayans, silika çömleği, kuvars çömleği, kuvars-frit çömleği, fritware, fritpaste ve stonepaste gibi bir çok terim kullanılmaktadır. Fayans terimi Fransızca bir kelime olup; İtalyan şehri Faenza’da üretilen beyaz opak sırlı (genellikle kalay oksitli) ve çamur bünyeli taşleri tanımlamak için kullanılmıştır.
Büyük Selçuklu dönemi turkuaz sırlı seramikleri, form ve dekor özelliklerinin yanında turkuaz sıra olumlu etki eden bünyesinin kimyasal özellikleri ile tezin konusunu oluşturmaktadır.
Büyük Selçuklu dönemi seramiklerinde önemli bir yer tutan turkuaz sır, hemen hemen her dekor tekniğiyle uygulama alanı Turkuaz Taşı Faydaları bulmuştur. Alkali oranı yüksek olan sırlara bakır ilavesi ile elde edilen turkuaz sır rengi, üzerine uygulandığı bünyedeki alümina ve silis oranlarına göre de farklılıklar göstermektedir. Alümina miktarının az, silis oranının yüksek oluşu ve sırdaki bakır ilavesi, sırın renginin mavi olmasına; alümina oranının çok, silis oranının az oluşu da rengin yeşile yaklaşmasına sebep olmaktadır. Yapılan araştırmalar ve analizler, Büyük Selçuklu dönemi seramiklerinde kullanılan sırların alkali içerikli ve kullanılan bünyelerdeki silis oranlarının yüksek olduğunu göstermektedir.
“Kullanılan Hammaddeler ve Üretim Teknikleri” başlığı altında, Büyük Selçuklu döneminde, seramik üretiminde önemli yeri olan hammaddelerden bahsedilmektedir. Dönemin seramikçileri ham maddelerin etkilerini, deneyimleri ve sezgileri sayesinde algılamışlar ve kullanmışlardır.
Bu seramiklerin üretiminde bünye için kullanılan ham maddeler çok önemli bir yer tutmuştur. Büyük Selçuklu döneminde üretilen seramiklerin analizlerine ve bu konuda yapılan diğer araştırmalara bakıldığında, bünyenin kuvars, kalsit, feldspat ve dolomit içerdiği görülmektedir. İçeriğinde kuvars oranı yüksek olan bu çamur, oldukça zor şekillendirilen bir yapıda olmasına rağmen Büyük Selçuklu döneminde, ustalıkla kullanılmış ve yeni tekniklerle zenginleştirilmiştir. Şekillendirme yöntemi, çömlekçi tornalarında ve kalıp yardımıyla yapılmıştır.
Yapılan araştırmalara göre İslam topraklarında pişirilmiş kil, kalıplar için kullanılmış tek Bu uygulama tek renk sırlıdır. Turkuaz Taşı sır renginin ve çamurun dokusunun ön plana çıkarılması amaçlanmıştır.