Kızıl yakutu yüzük kaşında veya muskada taşıyanlarda veba illeti görülmez. Yıldırım çarpmaz. Gözlerde veya gönüllerde azîz ve şirin gözükürler (özellikle behremânî veya remmânî yakut takanlar)136.
Aristo, yüzüğünün kaşı yakut olup da boğulan birini görmediğini, Şerîf Cevherî ise Hindilerden işittiğine göre yakutu beraberinde götürenlerin ferahı ve kuvvetinin arttığını, yay çekenlerin yanlarında yakut bulunduğunda daha fazla yay çektiklerini söyler .
Hindîlerce kızıl yakutu ağızda tutmak yüreği ferahlatır ve kuvvetlendirir. Kederi, sıkıntıyı giderir138. Pala, yakutun yüreğe ferahlık verdiği için, “yâkût-ı müferrih” adında pahalı bir şerbetten söz eder139:
Hokka-i yâkûtdur yinse müferrih vaktidür
İdelüm laiün bugün rûha gıdâ nevruzdur (I. Ahmed/Kayaalp, 1999: 217) Müferrih bâde-i yâkût-reng itmez beni hayran
Senün mest-i mey-i la’l-i leb-i handânunam sâkî (Fehîm/Üzgör, 1991: 670)
Yakut, susuzluğu dindirir. Hoca Nasîrüddîn-i Tûsî’ye göre, yakut ferahlatıcı macunlara girdiğinde yüreğe çok fayda eder. Yüreğin hararetini, neşatını ve kuvvetini arttırır. Kanı temizler. Uyuşmayı giderir140.
Yine kızıl behremânî veya remmânî yakutu ölüye bağlasalar kanının geç soğuyacağı inancı vardır. Zehirlerin zararlarını yürekten def eder. Göz otlarına girse gözün nurunu artırır, damarlarını kuvvetlendirir, sağlığını korur. Şemseddin-i Belhî yakuta bakmak ve içinden içecekler içmek, yemek yemek yüreğe kuvvet ve ferahlık verir, gözün nurunu donmayacağına inanılır .
Rivayete göre, İskender, Çin vilayetine vardığında, hakan ona kızıl yakuttan bir kadeh hediye getirmiş ki kadeh altmış dirhem içki alırmış. Her kim ki o kadehten bir kez içki içse bir gün bir gece neşesi ve ferahı gitmezmiş. Diğer bir rivayete göre Keyhüsrev’in kadehi remmânî yakuttanmış143.
Cemâlî, “Ferah-nâme”sinde yakuta çok bakanın yüzü daima kızıl olur, der144.
Sarı yakutun faydası ise kim sarı yakuttan yüzük dizip, onu daima parmağında taşırsa sarılık illetine yakalanmaz ve vücutta su birikmesini giderirmiş145:
Sâkî getür ol bâdeyi kim feyz-i ezeldür Her katresi çün şem’-i serâ-perde-i cândur Saçılsa yire cür’aları tarf-ı kadehden
Yâkût-ger-i pâre-i seng-i yerekândur (Râmî/Hamami, 2001: 251)
Sarı yakutu beraberinde götürenler az ihtilâm olur veya hiç olmazmış. Sarı yakutu suda ovup, o suyu zehir içenlere içirseler zehir onlara tesir etmezmiş. Nîlî yakutu beraberine götürenler iyi düşler görür ve rüyanın tabiri çabuk gerçekleşirmiş146.
Kızıl yakutu yüzük kaşında veya muskada taşıyanlarda veba illeti görülmez. Yıldırım çarpmaz. Gözlerde veya gönüllerde azîz ve şirin gözükürler (özellikle behremânî veya remmânî yakut takanlar)136.
Aristo, yüzüğünün kaşı yakut olup da boğulan birini görmediğini, Şerîf Cevherî ise Hindilerden işittiğine göre yakutu beraberinde götürenlerin ferahı ve kuvvetinin arttığını, yay çekenlerin yanlarında yakut bulunduğunda daha fazla yay çektiklerini söyler .
Hindîlerce kızıl yakutu ağızda tutmak yüreği ferahlatır ve kuvvetlendirir. Kederi, sıkıntıyı giderir138. Pala, yakutun yüreğe ferahlık verdiği için, “yâkût-ı müferrih” adında pahalı bir şerbetten söz eder139:
Hokka-i yâkûtdur yinse müferrih vaktidür
İdelüm laiün bugün rûha gıdâ nevruzdur (I. Ahmed/Kayaalp, 1999: 217) Müferrih bâde-i yâkût-reng itmez beni hayran
Senün mest-i mey-i la’l-i leb-i handânunam sâkî (Fehîm/Üzgör, 1991: 670)
Yakut, susuzluğu dindirir. Hoca Nasîrüddîn-i Tûsî’ye göre, yakut ferahlatıcı macunlara girdiğinde yüreğe çok fayda eder. Yüreğin hararetini, neşatını ve kuvvetini arttırır. Kanı temizler. Uyuşmayı giderir140.
Yine kızıl behremânî veya remmânî yakutu ölüye bağlasalar kanının geç soğuyacağı inancı vardır. Zehirlerin zararlarını yürekten def eder. Göz otlarına girse gözün nurunu artırır, damarlarını kuvvetlendirir, sağlığını korur. Şemseddin-i Belhî yakuta bakmak ve içinden içecekler içmek, yemek yemek yüreğe kuvvet ve ferahlık verir, gözün nurunu donmayacağına inanılır .
Rivayete göre, İskender, Çin vilayetine vardığında, hakan ona kızıl yakuttan bir kadeh hediye getirmiş ki kadeh altmış dirhem içki alırmış. Her kim ki o kadehten bir kez içki içse bir gün bir gece neşesi ve ferahı gitmezmiş. Diğer bir rivayete göre Keyhüsrev’in kadehi remmânî yakuttanmış143.
Cemâlî, “Ferah-nâme”sinde yakuta çok bakanın yüzü daima kızıl olur, der144.
Sarı yakutun faydası ise kim sarı yakuttan yüzük dizip, onu daima parmağında taşırsa sarılık illetine yakalanmaz ve vücutta su birikmesini giderirmiş145:
Sâkî getür ol bâdeyi kim feyz-i ezeldür Her katresi çün şem’-i serâ-perde-i cândur Saçılsa yire cür’aları tarf-ı kadehden
Yâkût-ger-i pâre-i seng-i yerekândur (Râmî/Hamami, 2001: 251)
Sarı yakutu beraberinde götürenler az ihtilâm olur veya hiç olmazmış. Sarı yakutu suda ovup, o suyu zehir içenlere içirseler zehir onlara tesir etmezmiş. Nîlî yakutu beraberine götürenler iyi düşler görür ve rüyanın tabiri çabuk gerçekleşirmiş146.